BİR FENERBAHÇE YAZISI

Okan SARIKAYA 06 Haz 2024

Okan SARIKAYA
Tüm Yazıları
"Güçlü bir sivil toplum kuruluşu" olan Fenerbahçe Spor Kulübünde her seçim; milyonların süreci takip etmesi, basının yoğun ilgisi ve 'ülkenin önde gelen isimlerinin taraf olarak' fikirlerini beyan etmeleri bakımından önemli bir olay.

Son seçim süreci de farksız. 

46 bin 410 üyenin oy kullanacağı genel kurul öncesi, adaylardan birbiri ardına gelen açıklamalara yetişmek mümkün değil.

Karşılıklı hamlelere de…

Tartışma seviyesi ise malum…

José Mourinho'yu bir tarafta tutarsak, ilk günden itibaren her iki adayın öncelik verdiği konu "kulübün borçlarıydı.” 

Her iki adayın da önemli seçim vaadi: 

‘Bankalar Birliği anlaşmasından kulübün çıkarılacağı’ sözü oldu.

***

Profesyonel futbol kulüplerimizin borçlu ve zarar eden ekonomileri ile “uluslararası alanda sportif başarısızlıkları" hepimizin malumu. 

İyi olmadığımız bir başka konu finansal performans.

Öyle ki, Trendyol Süper Lig'in "Dört Büyükleri", finansal performans bakımından Avrupa'nın en kötü 10 takımı arasında.

Geçtiğimiz şubat ayında UEFA tarafından yayımlanan Avrupa Kulüp Finansmanı ve Yatırım Raporu'na göre, 2023 yılı net öz sermaye zararı; 

Dört Büyüklerden Beşiktaş'ta 151 milyon avro, Trabzonspor'da 110 milyon avro, Galatasaray'da 109 milyon avro ve Fenerbahçe'de 82 milyon avro.

Hatta UEFA'dan uyarı dahi geldi: 

‘Takımların gelecekte kulüp lisansı alabilmesi bilançolarını güçlendirmelerine bağlı.’

***

FIFA, 2023'ün transfer verilerine bakıldığında ise, kulüplerimizin uluslararası transferde bonservise 260 milyon dolar harcayarak en fazla bonservis harcaması yapan ülkeler listesinde dokuzuncu, 99,4 milyon dolar zararla dünyada transferden en çok zarar eden üçüncü ülke olduğunu hatırlatmakta fayda var.

***

Ne denmişti, 2019'da 'Uluslararası Futbol Ekonomi Forumu’nda:

“Günümüz profesyonel futbol kulüplerinin her türlü altyapıya, tesise ve insan kaynağına sahip olmasına rağmen sportif ve finansal anlamda neden başarılı olamadıkları sorgulanmalıdır.”

Bu sorgulamayı sanırım bir tek 'kulüp yöneticileri' yapmıyor.

Formül basit oysa: 

‘Finansal başarı, sportif başarıyı, sportif başarı da finansal başarıyı getirir.’

Ne diyor uzmanlar?

"Yabancı oyuncu transferlerinde yapılacak sınırlamalar, borçlarda azalmayla birlikte gelirleri artıracak altyapı yatırımlarıyla ülke futboluna kazandırılacak yerli futbolcular, kulüplerin hem günümüz ve hem de geleceğini teminat altına alarak, finansal ve sportif başarı getirecektir."

***

Geçtiğimiz günlerde bir araya geldiğimiz Sayın Aziz Yıldırım'a sordum: 

Borçların yükselmesinde yabancı transferin büyük payı var. Altyapıdan yetişen futbolcular ise kulüplerde oynama şansı bulamıyor. Ne dersiniz?

Yıldırım'ın cevabı: 

“2018’de Belçika’dan bir kişi var, onu getirttim. O şahıs Belçika Milli Takımının bütün organizasyonunu yapan kişiydi, bize 2 gün bilgi verdi. 500 bin avro da yılda maaş verecektim. İfadesi, ‘Bana saha vereceksiniz, en azından 5 saha ile başlayacağız, on sahaya çıkacak. Ben de size 3 yıl sonra A Takımı’nda oynayacak futbolcu vereceğim.’ oldu. Böyle bir sisteme girecektik. Ama biz seçimi kaybettik."

Özetle, "20 yıllık yönetim sürecinin son senesi alt yapı için hamle yaptık." dedi, Yıldırım.

***

Ali Koç ise...

2018 seçiminden hemen önce bir televizyon programında, "Fenerbahçe artık bir sporcu fabrikası olmalı, öz kaynağından futbolcu yetiştirebilmeli" demişti?

Başkanlığa seçilmesinin ardından da altyapının başına İspanyol futbol adamı David Badia getirildi.

Badia'nın, "Mantıklı düşünürsek 3-4 sene sonra Fenerbahçe A Takımı'nın iskeletinde altyapıdan önemli oyuncular olacak." açıklamaları hala hafızlarda.

Sonrası...

Badia, göreve gelmesinde 11 ay sonra ‘kişisel sebeplerden ötürü’ görevinden ayrıldığını açıkladı.

***

Aristoteles'in şu sözü çok kıymetlidir:

“Bir soruna çözüm bulmak istendiğinde önce onu her yönüyle derinliğine araştırmak faydalıdır.”

Biz de bırakın araştırmayı, eskilerin tabiriyle, sorun ‘aspirin tedavisiyle’ geçiştirilir daima…

Araştırdım, sonra da konunun uzmanlarına sordum:

“Son 10 yılda altyapıdan yetişerek takımda şans bulan kim var?”

Üç isimden bahsedildi: Muhammed Gümüşkaya, Ömer Faruk Beyaz ve Arda Güler.

Kısa bir süre önce Gençlerbirliği Başkanı Osman Sungur'un, "Arda Güler'in Gençlerbirliği altyapısından yetiştiği" gündeme düşünce geriye sadece ve sadece 2 isim kaldı.

***

Çok da şaşırtıcı değil…

Akdeniz Spor Bilimleri Dergisi'nde yayımlanan; iki üniversitenin Spor Bilimleri Fakültelerinin ortak çalışmasında şu bulgulara yer veriliyor:

Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor futbol takımlarının altyapılarının üst üste 10 sezon içerisinde oyuncu yetiştirme istatistikleri incelendiğinde, Türkiye’de kulüplerin altyapılarından yetişen futbolcuların kendi takımlarında şans bulma oranı -yüzde 6 gibi bir oranla- çok düşük olduğu ve Avrupa ülkeleri arasında alt sıralarda yer aldığı tespit edilmiştir. Almanya’nın en üst seviye futbol ligi olarak bilinen Bundesliga kulüplerinde bu oran yüzde 52,4.

***

Hasılı...

Dünya çapında futbol otoriteleri futbolda başarının formülünü, elit futbolcu yetiştirilmesine bağlıyor. 

Buna bağlı olarak da kulüpleri yüksek maliyetlerden kurtulabilecek çözümün de kendi altyapılarından futbolcu yetiştirmeleri olduğunun altını çiziyor.

Fenerbahçe’nin seçilecek yönetimi farkında olsa gerek…

Ne diyordu Einstein

“Aynı şeyi tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek en büyük hatadır."