Seçimler yaklaşıyor, aman dikkat.
Yeniden yapılanan partilerin teşkilatlarında yer alarak toplumu yönetmeye aday kişilikler; bilgileri, donanımları, liyakatleri, eserleri ama en önemlisi ahlaklarıyla nasıl bir insan manzarası veriyorlar acaba? Nitekim mahallelerde, köylerde, ilçelerde, illerde hummalı bir çalışma var. Siyasi partiler, kongreleriyle yeni yüzlere ulaşmaya çalışırken memleketi yönetmeye aday eski ve yeni yüzler, kıyasıya bir mücadele veriyor.
Yüzlerdeki Ayna
Bir yanda kendini gösterme derdiyle olmadık taklalar atan, ikbali için her yolu mubah gören, koltuk sevdasıyla öne çıkan ve ışık saçmayan yüzler. Öte yanda, kalabalığın içinde fark edilmekten, bir koltuğa aday olmaktan hicap duyan, boynu eğik, aydınlık yüzler. Kalbi kendisi için çarpan, kendi başına bir iş yapamamış, ortaya bir başarı koyamamış, kendisinden başkasına bir şey üretmemiş, görüntüden öteye geçememiş, konuşmaktan düşünmeye zaman bulamamış, rant ve mevki düşkünü siyasetçi yüzler bir yanda. Diğer yanda gönlü vatan sevdasıyla çarpan, eserlerini dile getirmekten çekinen, kimsesizlerin kimsesi siyasetsiz yüzler. Bir yanda sadece resimlerde gülen, öte yanda hayatı tebessümle geçen yüzler.
Kendinden olanlara yaklaşan, hırsı, benliği ve madde sevdasıyla ateşe koşanlar bir yanda. Dünyanın ötesindeki canlıları bile dert edinen, gönülleri fethederek toprağa koşan yüzler öte yanda. Seçilmek için nara atan ehliyetsizlere inat seçilmemek için saklanan ehliyetliler.
Yukarılara aday bu yüzleri, hangi süzgecin aralıklarından geçirecek, ne tür bir insani endeks ile sınayacağız da maskelerin arkasındaki hakiki yüzleri fark edeceğiz. Asıl maharet burada. Bu kolay bir iş değil elbet. Ama imkânsız da değil. Zira insanların hakikati yüzlerinde saklıdır. Ötelerin ötesine aday yüzlerin aynası olmak ve onlardaki hazineyi bulmak mümkün. Yeter ki yüzlerdeki insan kaynağını keşfetmeye yönelsin seçenler. Israrla göreve talip olanların çıkardığı kalabalık, kargaşa ve gürültü arasında kayıp olan ve sesi çıkmayan ama vatan emanetini tüm hücreleriyle hisseden ve temsil eden yüzlerin, mercek hassasiyetiyle tespit edilmesi zorunludur.
Yüzdeki İnsanlık Kaynağı
Zira Türkiye eski Türkiye değildir. Hangi kademede olursa olsun kamuda yönetici olmak isteyenlerin kılı kırk yaran bir seçimle belirlenmeleri çok daha önemlidir. Dünya ölçeğinde küresel bir iddiası olan Türkiye’nin, aynı iddiaya sahip lider adaylarına ihtiyacı var. Seçim sürecinde ideolojik tercihlerin, kişisel ilişkilerin, memleket taraftarlıklarının ve maddi kaygıların öne çıkması, eskiye göre çok daha büyük zararlar verecektir.
Unutulmamalıdır ki Türkiye, çok önemli bedeller ödeyerek yüzyıllık bir uğraşın sonunda dünyada birinci lige aday bir toplum haline gelmiştir. Gelmiştir de yapılanlar yeterli değildir. Son yirmi yıldır yakalanan gelişme sürecinin sekteye uğratılmadan hızlandırılması ve tüm bunları sürdürülebilir hale getirecek bir insan kaynağının yetiştirilmesi elzemdir. Nitekim ekonomide, hukukta, bilimde alınacak çok yolumuz var. Yine unutulmamalıdır ki bu toplumu yarınlara taşıyanlar, ahlaki hassasiyetler ile eleştirel düşünceyi birlikte davranışa dönüştürebilen liderler olacaktır.
İşini bir ibadet disiplini ile yapan, kendine değil halka hizmet aşkıyla kavrulan, vatanın varlığı, birliği ve bütünlüğüne taraf olan ve nihayet insan olmanın erdemiyle dolup taşan erlerden söz ediyoruz. Hangi arka plandan olursa olsun, bu güzelim coğrafyanın mayaladığı insani değerleri temsil eden ve sanal görüntünün yükseldiği bir çağda gönül evini açabilen lider yüzlerini ayıklayıp seçmeli ve önlerini açmalıyız. Zihinlerimizin gerçek ötesiyle yeniden inşa edildiği ileri teknoloji çağında kim olursa olsun herkesi gönlünde tevhit eden, güzel bakan, güzel gören ve Güzel’in yolcusu olan yüzlere ihtiyacımız var.