Türkiye daha bir seçim dönemini geride bıraktı. Çok renkli ve çok heyecanlı bir serüven oldu. Tabi ülke içinde yaşayan insanların çoğu bunun nasıl bir nimet olduğunu anlayamazlar.

Çünkü insanoğlu her zaman elinde olanın kıymetini fazla bilemez. Ama Türkiye'den durup da yüzü Doğuya taraf baktığımız zaman ta Hindisatanlara kadar bu kadar renkli, her kesimin temsil olunduğu, herkesin kendini ifade etme özgürlüğüne sahip bir seçim için ne mücadeleler verildiğini, nasıl hasretle beklendiğini göre bilirler.

Bu seçimde birçok gelişme de bizi sevindirmedi değil. Genelde adayların büyük çoğunluğu biri birine laf çakmadan, aşağılamadan, sadece seçim vaatleri ile meydanlarda oldular. Bu da seçim kültürünün bir parçasıdır. Bir seçmeninin adayını diğer seçmen adayı aşağılamadan, saygı ve sevgi çerçevesinde yürütülen seçim kampanyaları Türkiye'ye kazandırdı. Hatta illerimizin birinde bir kaç aday aynı sahnede boy göstererek seçmene birlikte seslendiler. Muhteşemdi.

Sorunlar yok muydu? Vardı tabii ki. Türkiye büyüklükte bir ülkede tabi ki, sorunlar olabilir. Önemli olan elde olanın kıymetini bilip, onu geliştirmek ve önceki sorunları çözmek. Yakıp yıkmak değil. Aslında bu seçimin esas zaferi hiç kuşkusuz AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanının oldu. Bu bir tek alınan oyların zaferi değildi, hem de demokrasiye açılan yolun, ülkenin farklı güçler tarafından bu kadar karıştırıldığı, ekonominin ağır durumuna rağmen müdahalesiz, sorunsuz, diğer partilere yaratılan ortamın zaferi idi. Siz yabancı gazeteleri izlerseniz o müdahalenin nasıl beklediklerini görürdünüz. Bir de “çok şaşırdık” diye başlıklar atmazlar mı?! Aslında şaşırmaları da doğal, son yıllar Avrupa'nın bile birçok ülkesinde seçimle ilgili sorunlar yaşanırken Türkiye'de 31 Mart demokrasi şöleni bir ders oldu.

Hafta sonu Ukrayna’da da seçim vardı. Seçim kültürünün bir güzel örneği daha orada yaşandı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylardan Zelenski ve Poroşenko ikinci tura kaldı. Seçim anketlerine göre birinci aşamayı Zelenski yüzde 30, Poroşenko yüzde 16 oyla geçmiş oldu. Eski Sovyet cumhuriyetlerine göre böyle bir sonuç, yani faaliyette olan cumhurbaşkanının yüzde 20’den az oy alması çok da rastlanılır bir durum değil. Önceden yine Ukrayna'da sadece bir defa böyle bir durum yaşanmıştı, eski cumhurbaşkanı yüzde 2 oy almıştı. Ama gördüğümüz gibi Ukrayna'nın son yıllarda Kırım’ı ve Donbas’ı kayıp etmesi, ekonominin iflası gibi yaşadığı olaylar bile bu ülkeni demokrasi yolundan caydıramadı. Seçim kültürü milletin iradesini tecelli ettirdi. Şimdi kim kazanırsa kazansın son zafer tüm Ukrayna'nın olacak.