Geçen hafta kısa bir notla geçiştirdiğim ve daha sonraki haftalarda yazmayı planladığım Ford Otosan İletişim Departmanı benim gelecek haftaları beklememe izin vermedi! Geçen hafta öyle bir iletişim faciası yaptı ki, bu hafta sıcağı sıcağına yazmasam olmaz! Daha önce sıradan bir "şanzıman motoru" haberini sadece 3-4 gazete ile paylaşmayı uygun gören Ford Otosan İletişim ekibi daha sonra diğer gazetecilerden gelen tepkiler üzerine, geçen hafta da "Ford Otosan Kocaeli Fabrika Teknolojisi" haberini bu kez de "telafi amacıyla" 7-8 gazeteci ile paylaşmayı uygun gördü.
Daha önce çağırmadıkları ve tepki gördükleri gazetelerin otomotiv editörlerini davet ettiler. Ancak bu süreçte davetlilerden bir gazeteci ajanstan gelen davete “Ben toplantıya katılmıyorum” yanıtını vermiş. Bunun üzerine de Ford Otosan’ın tecrübeli iletişimcisi yana yakıla ilgili arkadaşı aramış ve bu toplantıya gelmesi için ısrar etmiş. Bu büyük ısrar üzerine de gazeteci arkadaşımız Ford’un fabrika gezisi haberine katılmış. Pazartesi günü bu davete katılan tüm gazetelerde bu haber yer alırken, sadece o ısrarla toplantıya gelmesi için çağrılan gazetede haber çıkmamış. Meğer o gazete ile Ford Otosan arasında yaşanan bir sorun varmış. Bu sorun yüzünden de o gazetede o grubun haberleri yapılmıyormuş. Üstelik bu durum Ford Otosan İletişimcileri tarafından da; o gazetenin otomotiv editörü olarak da biliniyormuş. Peki o zaman bu anlamsız fırtına bir bardak suda neden çıkartıldı? Ford Otosan iletişimcileri bu durumu bilmiyorlar mıydı? Gazeteleriyle sorunlu olan yayının toplantıya gelmesi için yalvar yakar aramalarının nedeni aman hakkımızda bir şikayet veya olumsuz bir yazı yazılmasın da ne olursa olsun olabilir mi? Diğer taraftan ise marka ile sorunu olan ve haber yapma ihtimali olmayan gazeteci de neden “toplantılara çağrılmıyorum, haber alma özgürlüğümüz elimizden alınıyor diye ortalığı birbirine katar? Neden “arkadaş ben gelsem de haber yapamam bir başka gazetenin haber alma hakkını yemeyeyim” demez pek anlaşılır gibi değil… Acemi iletişimcilerin bile yapamayacağı bu “Arap saçını” Ford Otosan’ın “küçük büyük tüm iletişim dağlarını biz yarattık” havasındaki tecrübeli iletişimcilerinin yapması en büyük sorunu oluşturuyor. Geçen hafta da yazdığım gibi Ford Otosan İletişim departmanının “şanzımanı” dağılmış durumda. Belki yılların yorgunluğu, yılların bezginliği bu başarısızlıklar zincirinde etken. Ama en önemlisi ve tehlikeli olanı da şu; Ford Otosan iletişimcilerinin yılların verdiği “iletişim yorgunluklarıyla” bazı gazetecilere “intikam” duygularıyla yaklaştıklarını gözlemliyorum. Çünkü bu acemilikleri ve hataları bu “tecrübe” ile yapmaları mümkün değil. Bu küçük intikam ve kısasa kısas duygularıyla iletişim yapılır mı? Ben samimiyetlerine inandığım Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün ve Pazarlama Müdürü Özgür Yücetürk’ün bu saçmalıklardan haberinin olduğunu sanmıyorum. Haberleri olsa bu anlamsız ve garip iletişim saçmalıklarına izin vermeyeceklerini düşünüyorum. İşte bu nedenlerle geçen hafta da yazdığım gibi aslında farklı bir çok iletişim kanallarında dolaşan Ford Otosan’ın “kısasa kısas” duygusuyla hareketle sağlıklı iletişim içinde olamadığını düşünüyorum. Beden yorgunlukları dinlenerek geçer de, ruh yorgunluğunun da geçmesi lazım. Lansman davetlerinden, basın toplantılarına, özel haberlerden, advertoriallere kadar uzanan bir iletişim yelpazesinde markadan ziyade kişisel tercihler yapılıyorsa ve art niyetli davranılıyorsa ruhen bir sıkıntı var demektir. Markanın çalışanıyken, markanın sahibiymiş gibi davranmak çok garip bir ruh hali olsa gerek…
Özel şanzıman haberinin de; fabrika haberinin de pek fazla önemi yok. Ama bu yorgun ve yıpranmış ruh haliyle; emekleriyle çalışan insanların işleri ve ekmekleriyle oynamak insani, ahlaki ve vicdani olarak da hiç doğru değil. Umarım bu düşüncelerimde ben yanılıyorumdur.
Küçük bir not: Ford Otosan Fabrika gezisi toplantısına YeniBirlik Gazetesi çağrılmadı. Haberi diğer gazetelerde okudum. Genelde haber başlığı: “Bu fabrika robotunu bile kendi üretiyor” tarzındaydı. Şimdi Ford Otosan yöneticilerine soruyorum: “Ford Otosan gerçekten o fabrikada robot mu üretiyor? Siz bu şekilde bir açıklama yaptınız mı? İşte bu soruların yanıtını gazeteci olarak çok merak ediyorum ve bekliyorum…