Otomotiv sektöründe bir süredir belli kesimlerde "öngörü" hastalığını gözlemliyorum. Bir önceki ayın toplam satışını "öngörüp" bir sonraki ay "tahmin ettiğim" gibi başlayan klişe cümlelerle kendini övme hastalığı bu.

Eskiden öyle şeyler yoktu. Sosyal medyada özellikle de “twitter çöplüğü”nde böyle horozlanmak moda oldu. Kendi markasına, kendi işine bir hayrı olmayanlar; şirketinin geleceğini öngöremeyenler, ayı, yıl, üç ayı öngörmenin anlamsız hazzını yaşayım paylaşıyorlar. Ne gerek var, kime kendinizi kanıtlıyorsunuz anlamıyorum. Bakın şunu anlayabiliyorum, bir gazetecin sorusu üzerine; yılın, ayın satış tahminini yapmak anlaşılır bir şey. Soru sorulmuş; bilgin, fikrin doğrultusunda yanıt verebilirsin. Ama saçma sapan bir platformda “kendin pişir kendin ye” yaparak kime neyi kanıtlamaya çalışıyorlar anlamakta zorlanıyorum.

Bir de; bu ayı, geçen ayla, geçen ayı, geçen yılla kıyaslayarak kimseye faydası olmayan anlamsız istatistiklerle kim hangi sonuca ulaşıyor çok garip. Her yılı, her ayı içinde kendi şartları içinde değerlendirip sonuca gitmek çok mu zor? Otomotiv sektöründe de kimse bu ince istatistiklerin peşinde de değil. Çünkü bu sonuçların kimseye bir faydası yok sonuçta. Bu anlamsız istatistik hastalığını ben futbolda paylaşılan “topla oynanma sürelerine” benzetiyorum. Bir takım topla yüzde 70 oranında oynamış ama sonuçta 1-0 mağlup olmuş… Şimdi bu istatistiğin ne faydası var? Otomotiv sektöründe de “ego”nun rakamlara yansıyan bu haline “öngörü” deniyor ne yazık ki… Bence bu sektöre bulaşan birçok kişinin ortak hastalığı olan “ego”ların törpülenmediği sürece bu kısır döngü sanırım böyle devam edecek.
Bu “öngörücülere” benden bir dost uyarısı; şunu bilin ki, arkanızdan çok dalga geçiyorlar!
2020’ye bileniyorlar!
Geçen hafta yeni Renault Captur ve Peugeot 508 lansmanları vardı. Her iki marka da 2019’un şu zorlu şartlarında satış başarısı anlamında kafayı dik tuttular. Renault konumu gereği zaten her yıl zirveyi zorlayan, zirvede olan bir marka. Bu anlamda bence asıl sürprizi Peugeot Türkiye yaptı. PSA Grubu bünyesinde Türkiye’de yepyeni bir yapılanmaya giren Peugeot 2019’daki şartlar içinde on ay içinde çok büyük bir başarı elde etti. Bunu sadece “ürün çeşitliliğine” bağlamak doğru değil. Şirket içi doğru yapılanmasıyla, özellikle de bayi teşkilatındaki radikal değişiklikleriyle gelen bir başarı bu bence. Giden bayiler, gelen bayiler ve bayilerin değişen çalışma yöntemleri bunda etken zannediyorum. Renault ve Peugeot bence bu yılın dikkat çeken 2 markası. Şüphesiz başka markalar da eklenecek. Şimdi Kasım-Aralık ayında çok büyük bir rekabet bekliyor bizi… Ben bu 2 aylık süreci “tüm istatistiklerle” zevkle izleyeceğim.
Yerli Otomobil heyecanı sardı…
Geçen hafta Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nu eleştirmiştim. Meğer aralık ayına yerli otomobilimizi göstermek adına harıl harıl çalışıyorlarmış. Aralık ayına bir aydan az zaman kaldı. Üç hafta sonra TOGG CEO’su Gürcan Karakaş’ın sunumu ile yerli otomobilimizin prototip halini görebilmeniz heyecan içindeyim. Gerçekten…
Günlük Otomobil Gazetesi’ne ne oldu?
Sadece Turkcell Dergilik platformunda hafta içi 5 gün çıkan Otomobil Gazetesi 28 Ekim-1 Kasım tarihleri arasında kendi çapında bir rekora imza attı. Bu beş günde yaklaşık 14 bin adet indirilen gazete günlük ortalamada da 2.700 adetlere ulaştı. İçeriği sadece tüketici ağırlıklı otomotiv haberleri vermekten oluşan dijital bir sektör gazetesinin bu rakamlara ulaşması bilinçli “otomotiv okuru”nun ilgisi açısından bence çok ama çok önemli.