Yeni tesiste aynı kadro ile kapasiteyi yüzde 20 artırdıklarını söyleyen Bimed Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Mertöz, “Bu ortamda yeni yatırım yapmak, yeni firma almak çok akıl karı değil ama biz yine de rahat durmuyoruz, araştırıyoruz. Avrupa'da kendi sektörümüze yakın uygun firma bulursak almayı düşünüyoruz.” dedi.
Son dönemde ihracatçıların en büyük problemi olan kurlara da dikkat çeken Mertöz, bu konunun kendilerini de çok zorladığını ve enflasyona paralel gitmeyen kurlar nedeniyle karlılık oranlarında çok ciddi düşüşler yaşandığını belirtti. Endüstriyel kilit konusunda dünyanın en önemli markalarından biri haline getirdikleri Mesan Kilit’i İngilizlere sattıktan sonra Türkiye’de ağırlıklı olarak kablo rakoru imalatı ve bunun yanında medikal ekipmanlar alanında faaliyet gösteren Bimed’in çoğunluk hisselerini ve ambalaj makinaları üreticisi Beta-Park’ı satın alan RSM Grup, yeni yatırımlarla yoluna devam ediyor.
ÜÇ YIL ÖNCE ALDI, İMZALAR ATILMADAN YENİ YATIRIM KARARI ÇIKTI
50 yıllık bir firma olan Bimed’in yüzde 60’lık hissesini bundan 3 yıl önce almaya karar verdiklerini ve henüz imzalar atılmadan şirketin diğer ortakları ile birlikte yeni tesis yatırımına karar verdiklerini söyleyen Bimed Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Mertöz, “Eski yerimizde bir dağınıklık vardı ve sirkülasyon çok sağlıklı değildi. Bu dağınıklığın da maliyeti arttırdığına inandık. Gönül isterdi ki tek katlı, geniş, 25-30 bin metrekarelik bir fabrika yapalım. Ama hem personel kaybımız olmasın hem de İstanbul’dan çok uzaklaşmayalım diye Arnavutköy’e bağlı Deliklikaya’yı tercih ettik. Yer seçimini burası yapınca katlı yapma ihtiyacı ortaya çıktı. Hem ortaklarımız hem de çalışan profesyonellerimizle bu katlı yapıyı en verimli olacak şekle getirdik. Yeni tesis, aynı kadroyla kapasiteyi en az yüzde 20 daha artıracağımız bir yer olacak.” dedi.
Yeni tesiste çalışan memnuniyetini artırmak için sosyal imkanlar ve ferah ortamlar oluşturmaya çalıştıklarını belirten Mertöz, “Ayrıca bizim için kadın istihdamı çok önemli. Sektörde ortalama kadın çalışan sayısı yüzde 15-20 iken bizde bu oran yüzde 32. Kadın çalışan çok olunca doğal olarak da bu çalışanlarımızın doğum iznini ve doğum sonrasını düşünerek ona göre planlamak gerekiyor. Biz de önümüzdeki dönemde iş yerimizde bebeklerimizi konuk etmek ve sağlıklı ortamda ona bakacak görevli hemşire ile beraber annelerin de mutlu olması için kreş oluşturmayı planlıyoruz.” dedi.
HESAPLAR TUTMADI, YATIRIM 26 MİLYON EUROYA ÇIKTI
Üç yıl önce yeni tesis için yatırım kararı aldıkları dönemle şu andaki dönemin ekonomik olarak çok farklı olduğunun altını çizen Mertöz, şunları söyledi: “Son 3 yılda ekonomi çok kötü gitti ve hiçbir hesabı tutturamadık. 10 milyon euroya mal ederiz diye yola çıktık ama 20 milyon euroyu geçti. Bunun yanında yeni tesis için son teknoloji yeni makineler aldık. Bu makinalarla birlikte yeni fabrikamız bize toplamda 26 milyon euroya mal oldu. Bu yatırımı yaparken gerçekten yorulduk. Biz finale geldik ve yatırımımızı bitirdik ama şöyle komşularımıza ve çevremize baktığımız zaman yatırımını, projesini durduranlar, erteleyenler var. Faiz oranları çok yükseldi, birçok banka artık kılı kırk yarıyor ve kredi vermiyor.”
‘AVRUPA’DA BİRİNCİYİZ, YENİ FIRSATLARA BAKIYORUZ’
Bimed’in 50 yıl önce faaliyetlerine medical üretimi ile başladığını ancak sonrasında kablo rakoru üretimine döndüğünü ve bu alanda büyüdüğünü kaydeden Mertöz, şu anda toplam cironun yüzde 90’ının kablo rakorundan geldiğini belirtti. Bimed’in Avrupa’da üretim anlamında ilk sırada olduğunu dünyada da ilk 5 üreticiden biri olduğunu ifade eden Mertöz, “Bu ortamda yatırım yapmak ve yeni firma almak çok akıl karı olmasa da biz yine de rahat durmuyoruz, araştırıyoruz. Çocuklarımızda, çalışanlarımızda ve ortaklarımızda enerji var. Muhtemelen Avrupa'da, kendi sektörümüze yakın uygun firma bulursak almayı ve firmamıza katmayı düşünüyoruz.” dedi.
KURLAR İHRACATÇININ KANAYAN YARASI
Son dönemde ihracatçıların kanayan yarası olan kurlara da dikkat çeken Mertöz, bu konunun kendilerini de çok zorladığını söyledi. Mertöz, şunları anlattı: “Son zamanlarda kurların bizi ne kadar yorduğunu, ne kadar hırpaladığını anlatsam az gelir. Maliyeti nasıl düşürürüz, kendimizi nasıl koruruz diye düşünmekten başka bir şey yapamıyoruz. Enflasyon yüzde 70'lerde giderken kurun yüzde 10-15 gitmesi, işçilik maliyetlerimizin iki kat artmasına neden oldu, karlılıklar ciddi oranda düştü. Daha önce yüzde 20’lerde olan karlılığımız şu anda yüzde 5’lerde. Kur baskısı kesinlikle bu ülkenin kalkınması için gerekli bir önlem değil. Kurlar enflasyonla paralel gitseydi şu anda doların 44 lira, euronun da 50 liralarda olması gerekirdi.”
Mevcut durumu aşmak ve marketten daha fazla pay alabilmek için canla başla çalıştıklarını söyleyen Mertöz, “Bizim sektörümüz dünya genelinde ortalama yüzde 25-30 küçülmesine rağmen biz yeni pazarlara girerek başa baş noktalarda götürüyoruz. Amerika ve Uzakdoğu’daki payımızı artırmaya çalışıyoruz, Türki Cumhuriyetleri için özel çalışmalar yapıyoruz, Ortadoğu toz duman içerisinde olmasına rağmen orada da çok çabalıyoruz, Kanada’dan Avustralya'ya kadar 85’ten fazla ülkeye satış yapıyoruz. Hemen hemen her hafta ortaklarımızla ayrı ayrı ülkelere, ayrı ayrı fuarlara giderek bu mücadeleyi devam ettiriyoruz.” dedi.