İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Ara

​AK PARTİ'DE YORULANLAR KENARA ÇEKİLECEK Mİ?

YAYINLAMA:

Aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda yapmış olduğu ilk açıklama bu değil.

Geçen hafta Cumhurbaşkanı milletvekillerine seslendiği konuşmada “yorulan varsa kenara çekilsin” cümlesini çok net bir biçimde vurguladı.

Anlamak isteyene, kendini bilene bu cümle yeter de artar.

Ki Erdoğan’ın aynı konu minvalinde 16 Nisan’dan sonra da bu tarz açıklamalar yaptığına şahit olmuştuk.

AK Parti’nin genel başkanlık koltuğuna oturduktan sonra Erdoğan, “metal yorgunluk var” diyerek teşkilatları yenileyeceğinin sinyalini vermişti.

Bununla da yetinmedi son açıklamasından yaklaşık birkaç gün önce şu cümleleri söyledi:

“Teşkilatlar, belediyeler eğer ‘bizim dava’ idrakiyle hareket etmiyorsa bize zarar veriyor demektir. Zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum. Biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı da atsınlar.”

Erdoğan’ın belki de bu en net mesajı oldu diyebiliriz. Kendisinin bahsettiği “adımın” kenara çekilmek olduğunu herkes anladı ama bazılarının anlamamış gibi davrandığını söylemeye lüzum yok.

Ekstra olarak şunu da söyleyebiliriz ki Erdoğan kimin metal yorgunluk yaşadığını, kimin davaya zarar verdiğini ya da kimin yorulduğunu çok net bir şekilde biliyor.

Peki bu kişiler kendilerini bilmiyor mu ya da Erdoğan’ın kendilerinden habersiz olduğunu mu düşünüyor?

Hiç sanmıyorum.

***

16 Nisan referandumuna giderken de belli olan durum sonuçlar açıklandıktan sonra resmen kanıtlandı.

O da… AK Parti teşkilatlarının yeterince 16 Nisan referandumu için çalışmamasıydı.

Zaten AK Parti’nin hatta AK Parti’den önceki muhafazakâr partilerin banko kazandığı yerlerin kaybedilmesi uzun senelerden sonra ilk kez rastlanan bir durumdu.

Ve belki de bu durum Kürtler olmasaydı 16 Nisan referandumunun “hayır” kararıyla sonuçlanmasına sebep olacaktı.

Erdoğan bu durumun farkına vardı ve önce partisinin başına geçerek durumun kontrolünü ele aldı ardından da kırıp dökmeden mesajlarını vermeye başladı.

Ve yaklaşık olarak son iki aydır Erdoğan çok net bir şekilde mesaj verirken bunu nedense kimse anlamak istemiyor ya da anlamadığı gibi kulağının üstüne yatıyor.

Hâlbuki 15 Temmuz’dan sonra önemli bir şeyi deneyimledik…

O da halkın tamamen yönetimde söz sahibi olma isteği.

Nasıl mı?

Son bir senede halk özellikle FETÖ’yle mücadelede ağır aksak davranılınca, kamu vicdanına zarar veren bazı FETÖ’cülere tahliye kararları çıkınca çok net bir şekilde sesini çıkarıyor, duruma el koyuyor.

Bunun farkında olan tek kişi görebildiğimiz kadarıyla Erdoğan.

Ve işin başka bir tarafına bakınca halkın hangi belediye başkanından, hangi milletvekilinden ya da hangi bakandan rahatsız olduğunu Erdoğan da çok net bir şekilde biliyor.

Rahatsızlığa sebep olan kişilerin bunu bilmemesi mümkün mü peki?

Bence hayır.

***

Toplumun 15 Temmuz’dan sonra yükselen bir özgüveni ve azımsanmayacak bir dinamikliği var.

Bu dinamikliği zinde tutabilecek tek lider Erdoğan.

Zaten uzaktan bakıldığında da anlaşılacağı gibi milletin Erdoğan’a duyduğu güven ve onun arkasında dik bir şekilde yürümesi bununla ilintili.

Ama bir gerçek var ki bunu da söylemeden geçmemek gerekiyor…

Millet AK Parti’nin içinde Erdoğan’la birlikte yol yürümeyen, tamamen rant kavgası döndüren, kibrinden geçilmeyen, davaya gerekli mücadeleyi vermeyen ve milletten kopuk kimseyi istemiyor.

Bunların temizlenmesi adına da sadece Erdoğan’a güveniyor.

Erdoğan ise durumun farkında olduğu için bu kişilere üç seferdir çok net mesajlar veriyor.

Bence o kişilerin bu mesajları üzerine alıp kenara çekilmesi ve partide tazelenmenin önünü açması gerek.

AK Parti ancak 2019 seçimlerine bu şekilde gümbür gümbür girebilir.

Bizden söylemesi…

***

Pazar fıkrası: Bazı sivil toplum kuruluşları Kemal Kılıçdaroğlu’nun “adalet” kamuflajlı FETÖ yürüyüşünü Nobel’e aday göstermiş.

Not: Gazeteci Ersin Çelik 7 yaşındaki kızı Ecrin’i elim bir kaza sonucunda kaybetti. Tarifi, düşünmesi ve dayanması zor bir acı… Ecrin’e rahmet, Ersin Çelik’e sabırlar diliyorum.


Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *