DÜNYAYI TRANSFER ETTİK DOYAMADIK!
İlginç bir ülkeyiz vesselam. Yaptıklarımızdan ders almadık, hala elimizden geleni ardımıza koymuyoruz. Yıllardan beri belki de ilk kez, böylesine transfer sezonu yaşıyoruz..
Liglerin sona ermesinin hemen ertesinde, başta Süper Lig Takımları ve özellikle dört büyüklerimizle ilgili o kadar çok asparagas transfer haberi, transfer dedikodusu duyuyoruz ki, neredeyse Avrupa’nın yarısını transfer edeceğiz.
Aklım karışmadı da değil. Bu, başta Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzon olmak üzere bir çok Spor Toto Süper Lig Takımız ile ilgili, UEFA’nın uyguladığı FFP (Finansal Fair Play) konusunda yoğun kısıtlamalar olmasına karşın, özellikle üç büyük takımımız transfer çalışmalarında tozu dumana katmış durumda.
Gazete spor sayfalarında, televizyonlarda hazırlanan spor haberlerindeki özel transfer bölümlerinde ve Allah eksiklilerini göstermesin, adına “Sosyal Medya” denen hastalıklı medyadaki haberlerde şimdiye kadar neredeyse 100 civarında futbolcu transfer edildi görüntüsü var.
Bu haberlere baktığınızda, Spor Toto Süper Ligimizin ne kadar önemli olduğunu anlayabiliyoruz. Avrupa’daki tüm futbolcuların gözü neredeyse bizim liglerde ve Türkiye Süper Ligi’ne transfer olmanın peşinde. Bugüne kadar, Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın, Beşiktaş ve Trabzonspor’un dünyanın bir ucundan diğer ucuna kadar görüşmediği futbolcu kalmadı. Sosyal medya ise bu transfer haberleri ile yıkılıyor. Öyle ki; sadece bu transfer haberlerinde yayınladıkları uyduruk “bomba” haberleri ile internete bakanları bezdirdiler. Öylesine yalan, öylesine asparagas, öylesine masa başı ve en kötüsü; öylesine gerçek olmayan haberler yayınlıyorlar ki insanın internete, özellikle Facebook’a bakası gelmiyor. Bir ara çok düşündüm şu Facebook hesabımı kapatsam mı diye.
Televizyon spor haberlerinin bazılarının, bu gerçek dışı haberleri yayınlayan sosyal medya sitelerinden pek farkı yok zaten. Anlayamadığım; sözünü ettiğimiz dört büyüklerin, adı geçen bu futbolcuları UEFA’nın FFP kurallarına göre transfer etmeleri bek de mümkün görünmüyor. Futbolcu transfer edebilmeleri için ellerindeki bazı futbolcuları transfer ücreti alarak satmaları gerekiyor. Bilebildiğim kadarıyla; Beşiktaş iki futbolcusunu, Galatasaray ve Fenerbahçe birer futbolcusunu transfer ücreti alarak sattı. Tüm bunların olması gerekeni karşılayamayacağı da net belli.. Transfer için sözleşmesi sona eren futbolcularla anlaşabilme yolunu zorluyorlar. Bu da, genelde ununu elemiş, takımlarında kadro dışı kalan futbolcuların transferi demektir ki, onlarda bir çoğu otuz yaşın üstünde futbolcular. Bu futbolculara sözleşme ücreti ödemiyorsunuz ama son yılların moda deyimiyle “imza parası” denen neredeyse sözleşmeye yakın bir ücret ödemek zorunda kalıyorsunuz.
Transfer döneminin bitmesine daha çok var. Bu işin sonu nereye varır bilinmez, “dünyayı transfer ettik ama, doyamadık” demek abartı olmaz. Ancak transfer konusu ve asparagas haberleriyle tam anlamıyla kontrolden çıktık diyebiliriz.
Konumuz, spor ve transfer haberlerinin modasına biz de uyduk ve bir şeyler yazalım dedik.
Azıcık konu değiştirerek birkaç gündür gündeme bomba gibi düşen Milli Takımlar Teknik Sorumlusu Fatih Terim’in, basına yansıyan haber başlığı ile; “Fatih Terim Alaçatı’da kebapçı bastı, kavga etti” haberi konusunda bir şeyler yazmak isterim;
Olayı anlatmayacağım. Ama asıl anlayamadığım; Milli Takımlar Sorumlusu Fatih Hoca’nın böylesine bir olayın içine nasıl karıştığıdır. Herkese; özellikle gencinden profesyoneline, başta futbol ulusal takımı oyuncularına, tüm futbol dünyamız futbolcularına örnek olması gereken Milli Takımlar Sorumlusu’nun kendisine hiç yakışmayan bu hareketi nasıl ve neden yapabildiğidir.
Bu hiç güzel ve de şık olmadı. Bir anlık hırs, sorumsuzluk bunu yaptırabiliyorsa bunu milli takımlar sorumlusu olarak anlatması çok zor olacak.
Bakalım TFF bu konuda ne söyleyecek ve neler yapacak?