DÜNDEN KALANLAR VE YARININ NE GETİRECEĞİ!
15 Temmuz 2017 (önceki gün); Fetullahçı Terör Örgütü’nün bir yıl önceki kanlı darbe kalkışmasının yıl dönümüydü. Bir yıl önce karanlık güçlerin ülkemize, devletimize ve Demoktratik ve Laik Atatürk Cumhuriyeti’ne kurduğu kumpasın, toplumumuzun oluşturduğu direnme gücüyle bertaraf edilmesi ve o karanlık güçlerin heveslerinin kursaklarında kalmasının yıldönümü; yüzbinlerin katıldığı “Demokrasi ve Birlik Günü Anma ve Kutlamalarıyla” ve büyük bir coşkuyla kutlandı. Bu vesileyle demokrasi şehitlerimize bir kez daha tanrıdan rahmet diliyoruz.
Önceki gün tüm yurtta “Demokrasi ve Birlik” günüydü. Ülkemizin her köşesinde; Cumhuriyetimiz ve demokrasi aşığı milyonlar ellerinde bayraklarıyla yine meydanlardaydı. Demokrasi Şehitlerimizi saygıyla anarken, o gece yaralanan gazilerimizi de bağırlarına bastılar.
Gazi Meclisimiz önceki gece sabaha kadar ayaktaydı ve bir yıl önce; hain FETO militanlarınca havadan bombalanarak saldırıya maruz kaldığı o geceyi bir kez daha lanetledi ve yaşadılar.
İnsanlarımız, ellerinde albayrağımızla meydanları doldurdu sabahlara kadar; “Yaşasın; Laik, Demokratik Cumuriyetimiz, yaşasın demokrasi” diye haykırdılar..
Önceki gün yazdığım “Cumhuriyetimiz ve Demokrasi” başlıklı yazımızı şöyle sonlandırmıştım;
“... Neden bu noktaya geldik, tam bir yıl önce yaşanan o hain FETO Darbe Kalkışması’nı neden yaşadık, “Bir müsibet bin nasihatten evladır” diye bir atasözümüz vardır. Bunu her zaman her yerde kullanırız.
İşte bunu aklımızdan hiç çıkarmamalıyız. Devleti yönetenler, tüm siyasiler ve tüm ülke sorumluluğunu yüklenenler, hepimiz; yeni bir olaya zemin hazırlamadan Türkiye’yi çağdaş uygarlığa götürebilmemiz için “bu musibetten” ders çıkarmamız lazım. Kanlı Darbe Kalkışması sonrasında Yenikapı’da düzenlenen “Demokrasi ve Şehitler” mitinginde oluşturulan “Yenikapı Ruhu”nu unutmayalım...”
Evet bir yıl önceki o yaşadıklarımızın ülke üzerinde yaşattıklarını, yarattığı psikolojik travmayı ortadan kaldırabilmek için süren çabalarla daha tam olarak ortadan kalkabilmiş değil. Burada aslolan; bu gelinen durumun ülke üzerinde oluşturduğu olumsuzlukların ve bu duruma nasıl geldiğimizin iyi araştırılmasında ve sonuçlarının, sorumlularının, iç ve dış bağlantılarının ortada kaldırılmasıdır. Toplumumuzun buna ivedilikle ihtiyacı var. Hızla, panikle, aceleyle yapılanlardan ziyade sorunun kökünü kazıyacak, yeni sorunlar, üzüntüler, sıkıntılara yaratmayacak şekilde halledilmelidir. Bunu yapabilmek için bir yıl önce oluşturduğumuz “Yeni Kapı Ruhu”nun yarattığı toplumsal birlikteliği unutmadan ve daha da güçlendirerek yeniden hayata geçirebilmeliyiz. İstesek bunu yapabileceğimizi iyi biliyoruz. Bunu yapabildiğimizin tarihimizde pek çok örnekleri var.
Bir yıl önce yaşadığımız FETO Darbe Kalkışması’nın geride bıraktığı en önemli şey ise; ekonomimiz üzerine baskı yaratan olumsuzluklardır. Bu olumsuzluklar öncelikle yabancı paraların hızla yükselmesine buna bağlı olarak, serbest piyasa ekonomimizin yaşadığı dalgalanma ve bunun ekonomik durumu pek iyi olmayan işçi, memur, çiftçi, kısacası; dar gelirli üzerindeki dayanılmaz etkileridir.
Ekonomimiz her alanda etkilenmiştir. Bundan en çok etkilenen ise, ülkemizin önemli gelir kaynaklarından olan turizm gelirlerinde yaşanan önemli orandaki kayıplardır.
Turizmin en önemli gelir kalemimiz olduğunu ve ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek yok. Ülkemiz; gerek doğal güzellikleri ve gerekse kültür varlıklarıyla turizmden elde ettiği gelirler açısından Avrupa’nın önemli ülkelerinde biridir. Uzunca bir süredir ülkemizde yaşanan terör olaylarının yanı sıra geçtiğimiz yıl yaşadığımız FETO Darbe Kalkışması’nın yarattığı olumsuzlukların etkisiyle, özellikle ülkemize gelen turist sayısı açısında oldukça gerilere düştük.
Bu yaz dönemine işte böylesine olumsuz bir ortamda giren turizm gelirlerindeki darboğaz, önemli bir kayıp olarak ekonomimize zarar vermiştir.
İşte tüm bunların analizlerinin iyi yapılması ve bir daha böyle şeyler yaşamamamız için toplum birlikteliğine, birlikte hareketin getireceği güce ve sinerjiye ihtiyacımız vardır.