CUMHURİYETİMİZ VE DEMOKRASİ...
Cumhuriyetimiz ve demokrasi İçin tek yürek olmak, bu milletin kanında var. Geçmişimizde o kadar çok örnek var ki. Hiç gereği yokken ülke içindeki siyasi çalkantıları abarttığımız olmuştur. Toplumsal fikir çatışmalarına taraf olmuşuzdur ama, ülke toprak güvenliği, bayrak, Atatürk’ün ilke ve inkılapları üzerine kurulmuş Laik ve demokratik Cumhuriyetimiz ve modern Demokrasi söz konusu olduğunda, o olanlar unutulup tek yürek olabildiğimizi hiç unutmayalım.
Bundan bir yıl önce gerçekleşen ve tüm ülke insanının tek vücut, göğsünü siper ederek engel olduğu, 15 Temmuz 2016 FETÖ Darbe Kalkışması’nın üzerinden bir yıl geçti. Ülkede her alanda yarattığı travmanın izlerini daha yeni yeni tedavi edebildiğimiz hain darbe kalkışmasında hayatını kaybeden 249 şehidimize rahmetler diliyor, o hain darbe kalkışması sırasında yaralanan gazilerimize şifalar diliyor saygıyla anıyoruz, 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma etkinlikleri kutlu olsun.
Yaşasın; Laik, Demokratik Cumhuriyetimiz, yaşasın demokrasi.
15 Temmuz 2016 gecesi saat 21.30 sıralarında başlatılan hain FETO darbe kalkışması sonrasında milyonlarca kişi tek vücut olarak darbecileri durdurmak için sokağa döküldü. Tanklara, bombalara, mermilere, kontrolsüz şiddete, gövdelerini siper ederek engel olmaya çalışan binlerce Türk vatandaşı o karanlık gecenin izlerini taşıyor. O gece cumhuriyete, demokrasiye ve ülke birlik ve bütünlüğümüze kastedenlerin yaşattığı travmanın izlerini yaşıyor.
O gece tek yürek olan toplumumuz bir kahramanlık öyküsü yazdı.
Dün o karanlık gecenin bir yılını geride bıraktık. Ülkemiz, Cumhuriyetimiz; tam bir yıl önce FETO’nün düzenlemeye çalıştığı bir darbe girişimine tanıklık etti. Yıllardır ülkenin başına ağ örmeye çalışan kanlı FETO hainlerinin darbe kalkışmasına karşı, tüm devlet yönetimi, tüm siyasi liderleriyle ve tek yürek olan toplumla birlikte tüm Türkiye, dünyada eşi benzeri görülmeyen bir direniş göstererek karşı koydu. Çok uzun bir geceydi ve bu uzun gece sonucunda hain darbe girişimi bastırıldı. Bastırıldı ama; Türkiye o FETO darbe girişimine 249 evladını şehit verdi, 2 bin 196 kişi ise yaralandı.
İşte dün, bir yıl önce yaşanan o günün yaşattıklarını bir kez daha hatırlayıp kınadığımız, lanetlediğimiz ve “Yaşasın Cumhuriyetimiz ve Yaşasın Demokrasi” diye haykırdığımız bir günü yaşadık.
Bir sözümüz vardır, bunu hep dile getiririz; “Söz konusu olan vatan olunca gerisi teferruattır”. Evet, biz öyle bir milletiz ki; söz konusu olan, bayrağımız, demokratik ve laik cumhuriyetimiz, toprak bütünlüğümüz olunca aramızdaki tüm fikir ayrılıklarını unuturuz;
Ülkemiz’e, Cumhuriyetimiz’e ve ülke toprak bütünlüğümüze karşı yapılacak en küçük müdahalede tek vücut olur, bunu yapamaya teşebbüs edenlere en kısa sürede ve en şiddetli bir şekilde gereken cevabı veririz.
Zaman zaman, siyasi çekişmelere yenik düşüp, toplumsal anlaşmazlıklara, siyasal, çekişmelere kendimizi kaptırıp, anlaşmazlıklara düştüğümüz çok olmuştur. Demokrasilerde her zaman olan bir durumdur bu, ama biz bunu bazen abarttığımız da olmuştur. Buna siyasal akımları radikalleştirmemizin neden olduğunu da unutmayalım.
Neden bu noktaya geldik, tam bir yıl önce yaşanan o hain FETO darbe girişimini neden yaşadık, “Bir musibet bin nasihatten evladır” diye bir atasözümüz vardır. Bunu her zaman her yerde kullanırız.
İşte bunu aklımızdan hiç çıkarmamalıyız. Devleti yönetenler, tüm siyasiler ve tüm ülke sorumluluğunu yüklenenler, hepimiz; yeni bir olaya zemin hazırlamadan Türkiye’yi çağdaş uygarlığa götürebilmemiz için “bu musibetten” ders çıkarmamız lazım. Kanlı darbe kalkışması sonrasında Yenikapı’da düzenlenen “Demokrasi ve Şehitler” mitinginde oluşturulan “Yenikapı Ruhu”nu unutmayalım.