İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Ara

​FUTBOLUMUZDA "EURO"LAR SALKIM SAÇAK!

YAYINLAMA:

İlginç ülke olduk vesselam! Futbolda o kadar har vurup harman savuran olduk ki, işte bu konuda kıskanılan bir ülke durumundayız. Son zamanlarda yazılanlardan anladığımız kadarıyla da vergiler konusunda yabancı futbolcuların tercih ettikleri ülkeler arasında başı çekenlerden biri olduk.

Öyle ki; uzun yılardaki transferlerde takımlarımız ayaklarını biraz daha yorganına göre uzatıyorlardı. Üstelik o zamanlar EUFA’nın bu yıllarda uyguladığı kadarıyla tavizsiz Finansal Fair Play (FFP) uygulaması da yoktu. Herkes bütçesine göre hareket ediyordu. Arada bir zengin elini cebine atıp bir ünlü futbolcuya milyonlarca dolarlar sayıyor, satın alıp, onu taraftarı olduğu kulübe armağan ediyordu. Kolay değildi, bir yıldız isim o takıma, önemli bir finansal ve manevi katkı sağlayabiliyor, forma satışları artıyor, maçların yaptıkları kendi futbol arenaları tıka basa dolabiliyordu.

Son yıllarda bu cicim ayları “the end” oldu. UEFA önceleri tüm Avrupa’da başlattığı FFP uygulamasında yapması gerekeni yaptı, kafalarına dank etti ülkemiz futboluna da uygulamaya başladı ve kızılca kıyamet koptu. TFF’nin denetimine takılmadan cömertçe borçlanan kulüplerimiz her nereden gelirse gelsin yabancı “futbolcu cenneti” haline dönüştürdüler futbol dünyamızı. Önceleri milyon dolarlarla getirilen bu futbolcular şimdi

baktığınızda; dışarıdaki futbol yaşamlarının sonuna gelmiş veya oynadıkları takımlarda kilometreyi doldurdukları için açığa çıkanların gözlerindeki Euro pırıltıları daha da canlı ışıldamaya başlamıştı. Çin futbol pazarı Avrupa’da bir çok futbolcuya mekan oldu. Buna son yıllarda biz de ayak uydurduk ve bizden de bir kaç önemli futbolcumuz Çin futbol takımlarına boy göstermeye başladı

Kulağımıza gelen ve son günlerde medyada dillendirilmeye başlanan Barcelona’daki milli futbolcumuz, milli takımımızın kaptanı (pardon milli takımı bıraktığını açıklamıştı) Arda Turan’ın da rekor bir transfer parasıyla Çin Ligi’ne transfer olacağı şeklinde haberlere rastlıyoruz. Hayırlısı olsun da; Barcelona dururken Çin Ligi’ni tercih eder mi bilinmez ama, öyle bir şey yaparsa hayatının en büyük hatasını yapar.

Belli mi olur bazen para, ideallerin hızla önüne geçebiliyor.

Biz yine konumuza dönersek, ne keramet varsa, Türkiye Ligi futbolda son dönemece gelmiş yıldız futbolcuların cenneti hailine dönüşüverdi. Bu konu sadece büyük takımlarımızda değil, Spor Toto Süper Ligimiz’de yer alan bir çok takımda görünen efsanevi (!) bir harekete dönüştü. Bu transferlerde; sadece transfer için ödenen ortalama para üç milyon Euro civarında. Bu futbolcuların geneli sözleşmeleri ellerinde olan futbolcular. Sözleşmeleri ellerinde ama, gelirken aldıkları transfer ücretinin yanı sıra, önemli bir miktarda da imza parası alıyorlar. Bunlar garanti ücret. Bunun; menajerlere ödeneni, futbolcunun “bonuslar”ı ve maaşları, maç başı ücretleri de göz önüne alınınca en düşük ortalama ödenen üç büçuk milyon Euro civarında bir rakam.

Bir kaç yıldır futbolumuz üzerinde Demoklesin kılıcı gibi sallanan UEFA, FFP uygulaması tehlikesinde olan takım sayımızın oldukça fazla olduğunu, hatta bazılarında transfer yasağının olduğunu da düşünürsek bu işin altından nasıl kalkılacağı pek belli değil. Tüm bu yatırımlara rağmen futbolda Avrupa’daki yerimiz, ite kalka gidilen bir yer. Dünya kupası elemelerinde bile finallere doğrudan katılamama durumundayız. Kulüp takımlarımızın ise Avrupa kupalarındaki durumu belli. Galatasaray’ın aldığı EUFA Kupa Galipleri Kupası ve Süper Kupa dışında bir iki yarı final görebildik o kadar.

Bakınız; Fenerbahçe’nin basketbol başarısı bir örnek; basketbola yapılan planlı yatırımlar ve geri dönüşü. Bilinçli, planlı ve eskimiş zihniyetlere teslim edilmemiş bir yapılanma ile istenirse Avrupa’nın en büyüğü olunabiliyormuş.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *