İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Ara

VAH İSTANBUL'UM VAH!

YAYINLAMA:

İstanbul büyük şehir. Hemen hemen herkesin rüyalarını süslüyor ama bunu bir de bu rüya şehirde yaşayanlara sorun. Bir dokunun “bin ah” işiteceksiniz. İstanbul’da yaşamak çok zor.

On beş milyon yerleşik yaşayanı ve sürekli göç yemesi ile bir sorunlar yumağı halindedir İstanbul sosyal yaşamı. Hep yazıyoruz; İstanbul’un bir türlü rahat nefes alamayan sorunlarının başında toplu taşıma vardır. Böylesine büyük bir metropolde toplu taşımayı, herkesin rahat edebileceği, şikayet etmeyeceği şekilde planlayabilmek ve yönetebilmek başlı başına bir sorun. İstanbul içinde bir kaç milyon insan, günübirlik çalışma ortamlarına ulaşmak için bu toplu taşıma sistemini kullanıyor. Bunu istatistiksel bir bilgi bütünü içine yerleştirmek oldukça zor. Sadece böylesine bir genel bilgi ile yetinmek gerekiyor. Ama bu büyük kitlenin her gün kullanmak zorunda olduğu bu toplu taşıma araçları; raylı sistemler, metrolar, İETT’nin işlettiği otobüsler ve bunun yanı sıra; özel halk otobüsleri, boğazda toplu taşıma yapan vapurlar, feribotlar, oto yollar. Taşımacılıkta üzerine düşen görevi yürütmeye çalışıyorlar.

Tabii ki bu hizmetler, yerel yönetimlerin üzerine belli bir işletim giderleri yüklüyor ve bunun karşılanabilmesi için bunları işletmekten sağlanan kaynaklara ihtiyaç var. Ama bilinen bir başka gerçek de var ki, bu da; bu hizmetler kara yönelik sürekli kazanç düşünülerek yapılacak hizmetler olarak görülmemelidir. Bunlar kamu hizmetleridir ve yerel yönetimler tarafından olabildiğince zarar etmeden yürütülmesi gereken hizmetlerdir.

İstanbul’da yaşayanların büyük çoğunluğu dar gelirlidir ve yılın her ayında gelir gider dengesini kurmak için çok yoğun çaba harcamaktadır. Bunu yaparken de hizmetlerin sunulmasındaki ekonomik şartların kendilerini rahatlatmasını beklerler.

Bunların en önemlisi; toplu taşıma hizmetleridir. Yerel yönetimler bu konuda dar gelirlinin yaşam standartlarını zorlayacak uygulamalardan kaçınması gerekir. Bu günlerde bu konu yine gündemde ve çarşı-pazardaki fiyat dalgalanmasından oldukça bunalmış olan dar gelirli şimdi de İstanbul’da toplu taşıma ücretlerine yapılan %13’lük “zam”a isyan durumundalar.

31 Ocak 2016’da yürürlüğe giren %10’a yakın zamlardan sonra şimdi de; “zam” olarak adlandırılmaksızın “fiyat ayarlaması” olarak dillendirilen %13’lük zam, zaten kıt kanaat geçinmeye çalışanları iyice zor duruma bırakacaktır. Bu zorluklar; eylülde okulları açılacak ilk öğretim ve orta öğretim öğrencilerini, üniversite öğrencilerini ve onları tüm şartlarını zorlayarak okutmaya çalışan aileleri de iyice zorlayacaklardır.

Her yıl periyodik hale getirilen İstanbul toplu taşıma zamları artık iyice düşünülerek ve kar amacının dışında, asıl amacı olan kamu hizmetine uygun bir anlayışla ve çok gerektiğinde yapılır hale getirilmelidir. Yıllık toplan yüzde 8-10 civarında zam alabilen ve İstanbul’un önemli iş yükünü üstlenen işçi için de bu %13’lük toplu taşıma zammı ağır bir yük olacaktır.

Son günlerde kulaktan kulağa dolaşan; 148 yıllık İETT’nin özelleştirileceği, İBB’nin bünyesindeki, Otobüs A.Ş’ye devredileceği bilgileriyle ne derece bağlantısı var bilinmez ama her yıl %10 civarında otomatiğe bağlanan toplu taşıma zamlarından, sürekli kazanan bir kuruluşa döndürülmesine yönelik bir çalışma olmasından başka bir anlam çıkaramıyoruz.

Üstüne üstlük; İstanbul genelinde bin 854 İETT otobüs durağı ihaleye çıkarılacakmış. İhaleyi kazanan şirket durakları modernize edecek ve reklam alanlarının 20 yıl süre ile kullanım hakkına sahip olacakmış. Yerel yönetimlerin bazı hizmetleri üstlenici şirketlere yaptırması, daha iyi kamu hizmeti verilebilmesi açısından doğru bir yaklaşım olabilir de, o işi yapan şirketlerin kar amacını öne çıkarmamaları çok iyi denetlenmelidir. Bu olmazsa; o zaman kamu hizmeti olmaktan çıkar.

İşte bu hakkaniyetli olmaz, İstanbulluya yazık olur.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *