EMEKLİLİK YAŞI TAM BİR BİLİNMEYEN!
Ülkede ekonominin durumu konusunda söylenenler kafaları iyice karıştırmaya devam ediyor. Bazı ekonomi uzmanlarına, özellikle de ekonomimizi yönetenlere göre gayet iyi durumdayız. Bir tarafta giderek çiğ gibi büyümeye devam eden iç borç, enflasyonda da azıcık bile olsa artış ve belli ki tahmin edilen enflasyon oranlarının istenen düzeyde olmaması iyi gittiği söylenen ekonomimizin neresinin, söylenildiği gibi iyi gittiğini anlamak zor gibi.
Köylünün üretimden uzaklaştığı, ürettiğini de üretim masraflarını karşılayamadığı, sürekli zarar ettiğinden şikayet etmesi, son yıllarda üreten bir Türkiye’yi özler geldiğimizden, iyi giden ekonomimizin nereye varacağı konusunda kafalardaki soru işaretleri oldukça çoğaldı. Son yıllarda yaşanan toplumsal olayların yarattığı toplumsal travmanın yaraları tam olarak sarılamamışken, ekonomideki dalgalanma ve istikrarsızlığın, işçi köylü ve dar gelirli üzerindeki baskıyı giderek dayanılmaz sınıra getirdi.
Üretmiyoruz, her şey, dışarıdan ithal ediyoruz neredeyse. Üretemediğimiz için bir çok tarım ürünü ihracatımız neredeyse yok denecek oranlarda. Özellikle tarım ürünleri üretiminde kendimize yetecek kadardan çok daha fazlasını üretiyor, artanı ise; ihracat için pazarlayacak ülkeler arar durumdayken, şimdi, tarım ürünleri ithalatımız 126,5 milyar dolarlar sınırına ulaştı. Kendi domatesimizi, kuru fasulyemizi, hatta enginarımızı veya benzeri sebze meyvemizi ithal eder durumlara düştük.
Kulağıma gelenlere göre çayı bile ithal edecek durumdaymışız. Ülkemizin güneyi tam bir sera cenneti, birçok bölgemizde, çeşit, çeşit meyveler yetişiyor olmasına karşın, pazarda satılan bir çok meyvenin ithal edilenlerden oluştuğunu görebiliyoruz.
Bir başka sorun ise; dünkü yazımızda sözünü ettiğimiz gibi en önemli sorunlarımızdan olan ve her yılbaşı gündemin en ön sırasında yer alan “Asgari ücret” meselesi hala işçinin istediği düzeylere ulaştırılamadığı gerçeği.
Şimdi de gündemde emeklilik yaşı konusu var. Asgari ücretin 1.404 TL olduğu, ortalama yaşam ömrünün 65 olduğu ülkemizde emeklilik yaşının erken olduğu tartışılıyor. Çalışma ve Sosyal Yardım Bakanı Mehmet Müezzinoğlu emeklilikle ilgili açıklamalarından birinde; Avrupa da emeklilik yaşının 72 olduğunu dile getirmişti. Bakanın dile getirdiği bu konu daha çok tartışılacaktır.
Ortalama yaşam ömrü, yaşam standartları konusu; tüm ihtiyaçların yeterince karşılanmasıyla çok doğru orantılı. Yaşam ömrünü uzatan, daha doğrusu sağlıklı bir ömrün en önemli şartı; rahat ve sağlıklı beslenme, özellikle ekonomik özgürlüklerin var olduğu ortamlardaki sağlıklı yaşam şartlarıdır. Ülkemizde dar gelirlinin bu şartlara tam olarak sahip olduğu söylenemez. İstatistikler ülkemizdeki ortalama yaşam ömrünün 65 civarlarında olduğunu gösteriyor. O nedenle emeklilik yaşının ülkemizde 72 yaş olarak düşünülmesi çok doğru bir yaklaşım olmaz.
Bakanın sözünü ettiği Avrupa’daki bazı ülkeler yaşam şartlarına şöyle bir bakalım;
İSVİÇRE; Ortalama yaşam beklentisi 82.8, Kişi başına düşen gelir 51.227 dolar.
İTALYA; Ortalama yaşam beklentisi : 82.7, Kişi başına düşen gelir: 32.648 dolar. İZLANDA; Ortalama yaşam beklentisi: 82.4, Kişi başına düşen gelir: 36.611 dolar. İSPANYA; Ortalama yaşam beklentisi: 82.4, Kişi başına düşen gelir: 33.045 dolar. FRANSA; Ortalama yaşam beklentisi: 82.2, Kişi başına düşen gelir: 35.395 dolar. İSVEÇ; Ortalama yaşam beklentisi: 81.9, Kişi başına düşen gelir: 41.461 dolar. İSRAİL; Ortalama yaşam beklentisi: 81.8, Kişi başına düşen gelir: 28.958 dolar. NORVEÇ; Ortalama yaşam beklentisi: 81.4, Kişi başına düşen gelir: 61.060 dolar.
İşte; rahat ve sağlıklı beslenme için gerekli kişi başına gelir ve özellikle ekonomik özgürlüklerin var olduğu sağlıklı yaşam şartları.
Ülkemizde emekli yaşı 72’yi telaffuz edebilmek için önce bu standartlara ulaşabilmeliyiz. Ülkemiz emeklilerinin bu şartlara sahip olduğu söylenemez.