İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Ara

FETÖ DAVALARI, KATAR, KILIÇDAROĞLU… DİKKATLİ OLMALIYIZ!

YAYINLAMA:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen gün FETÖ’cü generallerin yargılandığı davalarla ilgili söylemiş olduğu sözler önemli:

“Başdanışmanlarım yarısı Ankara, yarısı İstanbul olmak üzere duruşmaları takip ediyorlar, günbegün raporlarını alıyorum, ne oluyor, ne bitiyor takip ediyorum. Bu eli kanlı katillerin hiçbiri de kendilerini bekleyen acı akıbetten kurtulamayacaklardır. Mahkemelerde yaptıkları ahlaksızlıkların, cezaevlerinde açık net söylüyorum, çürürken onlara hiçbir faydası olmayacaktır.”

Sık sık bu köşede konu ediyorum… FETÖ’cü generallerin yargılandığı davaları çok yakından takip etmek 15 Temmuz’un tüm yönleriyle hesaplaşmamızı sağlayacaktır.

Neden mi?

Çünkü 15 Temmuz’la hesaplaşmamız demek hem devletin içine sızan terörist unsurlardan temizlenmemiz demektir hem de yeni bir inşa döneminin habercisidir.

Ve Türkiye’nin geçmişine baktığımızda hain darbe girişimlerinin hiçbiriyle tam manasıyla hesaplaşamadık.

15 Temmuz’la hesaplaştığımızda ise sadece 15 Temmuz’la değil Türkiye’nin üzerine kurulan her türlü darbe kumpasıyla da hesaplaşacağız ve darbeleri yerin dibine gömeceğiz.

Mesele budur!

***

15 Temmuz’dan bu yana FETÖ’cü teröristlerle hesaplaşmaya çalışıyor ve onları devletin içinden temizlemeye çalışıyoruz.

Bu noktada her türlü FETÖ’cünün gereken cezayı hukuk önünde alması önemli.

Ve FETÖ’yle mücadelede milletin sinir ayarlarıyla oynuyormuş gibi verilen tahliye kararları olmamalı.

Çünkü 15 Temmuz’dan bu yana milletin tek beklentisi var o da FETÖ’cülerin hak ettiği cezayı bulmaları.

Elbet bu uzun soluklu bir mücadele ve bu mücadelede birtakım aksaklıklar olabilir.

Önemli olan bu aksaklıkları hemen düzeltip gereken uygulamaları hayata geçirmek.

Çünkü her ne kadar FETÖ’nün beli kırılsa da bu terör örgütünün en büyük özelliği kendilerini çok iyi bir şekilde saklama becerilerine sahip olması.

Bu kripto özelliklerinin yanında FETÖ diasporasının da olduğunu söylemek mümkün.

Uluslararası arenalarda hala FETÖ’cüler etkin bir şekilde varlıklarını sürdürüyorlar ve kendilerine destek çıkan Batılı ülkelerle uyum içerisindeler.

Bizim de bu noktada yapmamız gereken bu devletlere değil ama Batılı halklara FETÖ’yü etkin bir şekilde anlatıp bu noktada bir kamuoyu oluşturup farkındalık yaratmak.

Çünkü FETÖ dediğimiz örgüt Türkiye içinde kümelense de temeli ve uygulamaları küresel akla hizmet eden türden.

Bir çeşit piyon!

Biz de buna uygun politikalar gerçekleştirerek dünya halklarına FETÖ’nün ne kadar tehlikeli bir örgüt olduğunu anlatarak oradaki halkları yanımıza çekmeye çalışmalıyız.

***

Öte taraftan dünya da kaynıyor!

Katar’a Körfez ülkeleri tarafından uygulanan tavrı gördünüz.

Hepsi sanki tek bir düğmeden yönetilirmişçesine pazartesi günü Katar’la tüm diplomatik ilişkilerin kesildiğini duyurdu.

Ardından İran’da gerçekleşen saldırılar da bize büyük resmi görmek adına yardımcı olabilir.

Sadece o da değil!

Tüm bunların hepsi “Arap Baharı’yla” birlikte başladı… Ardından Mısır’daki darbe… Suriye iç savaşının patlak vermesi… Küresel tezgâhın oyunlarını sahneye sürmesiyle ilintili.

İslam dünyasını karşı karşıya getirmeyi, parçalamayı ve parçalamadan önce İslamofobi’yi nasıl yaymak istediklerini apaçık bir şekilde görüyoruz.

Küresel tezgâhın yapmak istediği sinsi şeylerden biri çok belli ki Suudi Arabistan’la İran’ı karşı karşıya getirip Şii – Sünni çatışması yaratmak!

Bunu ilmek ilmek dokumak istiyorlar. Bu çok net!

Onun için dikkatli olmamız lazım.

FETÖ’yü, 15 Temmuz darbesini de bu tezgâhlardan ayrı tutmak hata olur.

Hepsi aynı küresel akıl tarafından yönetilen ama piyonları fark gösteren olaylar.

Katar’a uygulanan diplomatik ablukadan sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Rabia işareti” ve “Müslüman Kardeşlerle” ilgili yapmış olduğu o tehdit kokan açıklamalarını okudunuz mu?

Bu zat aynı zamanda 15 Temmuz’a da “kontrollü darbe” diyen zattı.

Oyunun büyüklüğünü ve ne kadar dikkatli olmamız gerektiğini buradan anlayın işte!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *