BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON, KUTLU OLSUN
Ve bir dönem de bitime bir hafta kala sona erdi gibi. Sözünü ettiğim şey, Spor Toto Süper Ligi Turgay Şeren sezonu final fotoğrafı son haftasına girilirken her şeyiyle netleşti. Beşiktaş, bitime bir hafta kala en yakın rakibi Başakşehir’in dört puan önünde Spor Toto Süper Ligimizi Şampiyon olarak noktaladı.
Bizlere düşen, bu dönemde oynadığı göze hoş gelen, mücadeleci güzel futbolu ile taraflı tarafsız tüm futbol severlerin beğenisini kazanan Beşiktaş’ı kutlamak. Bu şampiyonluğun bir başka önemi daha var. Beşiktaş bu şampiyonlukla on beşinci şampiyonluğunu kazanarak göğsüne üçüncü yıldızı da takmış oldu.
Bana göre, ülkemizin en başarılı teknik direktörlerinden olan, hatta en başarılısı diyebileceğimiz Şenol Güneş, Beşiktaş’ta art arda ikinci şampiyonluğunu kazanarak, bu ligde çok önemli bir iş yaptığını da gösterdi. Bilindiği gibi; Şenol Güneş Türk Milli Takımı’nın başındaki Teknik Direktör olarak dünya üçüncülüğü başarısına ulaşarak futbol tarihimize önemli bir sayfa eklemiştir. Bu nedenle de Beşiktaş’ı, futbolda iki yıl peş peşe Türkiye Süper Lig Şampiyonu yapan Şenol Güneş’i kutlamak gerek.
Bir kutlama da; Beşiktaşlı taraftarlara.
Kutlamalarımı gönderirken Beşiktaş Kulübü Başkanı’nı bunların içinde tutmak pek içimden gelmiyor. Tanıdığımız Beşiktaş Kulübü Başkanı’na bu yıl bir haller olmuş. Öncelikle rakiplerine, rakip taraftarlarına ve futbolcularına, bir başkan olarak göstermesi gereken saygıyı esirgiyor, bazen ileri geri konuşmaları ile spor severleri şaşırtıyor.
Hatırlanacağı üzere, Ziraat Türkiye Kupası Karşılaşmasında Fenerbahçe’ye kendi sahasında yenilip kupadan elenmesini hazmedememiş ve ondan beklenmeyen bir laf etmişti. Kupa yenilgisi sonrasında “Elenmemiz önemli değil o süt kupasıydı” içerikli bir söylemiyle taraflı tarafsız herkesi şaşırtmıştı. Son Fenerbahçe lig karşılaşması sonrasındaki konuşmaları da pek yakışık almayan konuşmalardı. Kendi futbolcusunun yaptığını yok sayarak rakip futbolcuların yaptıklarını eleştirmişti. Ve son yaşanan olay; basketbolda EUROLEAUGE Şampiyonu olan Fenerbahçe’nin Boğaz köprülerinde asılı olan bayrağının Beşiktaşlı fanatikler tarafından yakılması konusunda Beşiktaş Başkanı’nın suskun kalmasıydı. Ve üstüne üstlük; EUROLEAUGE Şampiyonası’nı hiç gereği yokken küçümseyen konuşması, Başkan’a hiç yakışmadı. İşte bu nedenle BJK Başkanı’nı kutlamak pek içimden gelmedi
Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray Türk futbolunun lokomotifleridirler. Ezeli rakip ebedi dostturlar. Yıllardır sahada amansızca mücadele eden futbolcular çoğunlukla centilmenlikten ayrılmamışlar, dostluklar kurmuşlar, saha dışında ise dost olarak kalabilmişlerdir. Bu kulüplerimizin başkanları yıllarca birbirlerine olabildiğince saygılı davranmışlar yöneticilikte örnek davranışlar sergilemişlerdir..
Bir çok derbi karşılaşmasında, o zamanın efsane stadyumu Dolmabahçe Stadyumu’nda Fenerbahçeli, Beşiktaşlı ve Galatasaraylı taraftarlar yan yana turnike kuyruklarında stadyuma girer ve içeri giren taraftarlar kendi tribünlerin geçer, tatlı tatlı atışma tezahüratları yaparlardı.
Bu güzellikler yıllar sonra ortadan kalktı, fanatizm hortladı, kulüplerin birbirlerine olan saygıları erozyona uğradı ve bildik olaylarla yaşamaya alıştırıldık. Derbi karşılaşmalarında konuk takım oyuncuları karşılaşmalar alınmadı. Fanatizm iyice şiddetlendi ve anılarımızda utanılacak birçok olay kaldı.
Hele hele, bazı olayların faillerinin ortaya çıkarılamaması fanatizmi daha da ürkütücü hale geldi. Pek tabii ki fanatizmin bugünkü hale gelmesinde kulüp başkanlarının yarattığı ortamlar, ortalığı geren konuşmaları ve demeçleri önemli katkı sağlamıştır.
Tüm bunlarda, son yıllarda futbolun patronu durumundaki Türkiye Futbol Federasyonu’nun bu konuda yeterli uygulama ve önlemleri alamaması, olayların çözümünde etkisiz olması en önemli etkenlerdendir.
Yapılanlara verilen cezalardaki tutarsızlıklar ve faili meçhul durumdaki bazı olayları hala tam aydınlatılamaması, fanatizme çare bulunabileceği umutlarının bir başka bahara kalacağını gösteriyor.
Umarım gelecekte bu günleri de aramayız.