İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Ara

​DARBECİLERLE HESAPLAŞIRKEN…

YAYINLAMA:

Dünyadaki hiçbir darbe sadece askeri ayaktan oluşmaz.

Her darbenin askeri ayağı dışında mutlaka finans, siyasi, medya ve sivil toplum ayakları vardır.

Türkiye’nin 1960 darbesinden bu yana maruz kaldığı tüm darbe girişimlerinde de bu sac ayakları her daim oldu.

15 Temmuz darbe girişiminin de sadece askeri ayağı yok!

Ordunun içine sızan FETÖ’cü teröristlerin beslendikleri finans, siyasi, medya ve sivil toplum ayakları mutlaka var.

Hakeza 28 Şubat darbesi sadece askeri bir post-modern darbe miydi?

28 Şubat’ta ana akım medyada atılan darbe destekleyici manşetleri, darbe olsun diye neredeyse yalvarış yakarışları unuttuk mu?

Ya da aynı dönem sivil toplum kuruluşlarından oluşan “Beşli Çete’yi” kim görmezden gelebilir?

“Beşli Çete’nin” içindeki finans ayağı apaçık bir şekilde belli değil miydi?

28 Şubat gibi 1960, 1971 ve 1980 darbelerinin de aynı sac ayakları oldu, askeri ayağın finansörleri, medya yapılanması ve siyasi desteği hiçbir zaman eksilmedi.

Çünkü hiçbir darbe sadece askeri ayak ön plana atılarak yapılmaz.

Mutlaka askeri ayağı besleyen sac ayakları vardır.

***

Bildiğiniz gibi 15 Temmuz hain darbe girişiminin beyin takımı olan “Yurtta Sulh Konseyi’nin” duruşmaları geçen haftadan bu yana sürüyor.

Hepsi ifadelerini mahkemede veriyorlar ama ağızlarından sanki tek bir yerden yazılmışçasına o ortak söz çıkıyor:

“Bu darbeyle benim ilgim yok, bu darbeyi ben yapmadım”

Bu katillerin sözlerinin inanılacak bir tarafı yok. Hepsi aynı ifadeyi veriyorlar, hiçbiri darbeye karışmadığını iddia ediyor ama herhangi bir inandırıcılıkları yok, olamaz da.

Her darbede olduğu gibi 15 Temmuz darbesinin de bariz bir şekilde en kolay görülebilecek duruşması darbenin beyin takımı olan “Yurtta Sulh Konseyi” denilen darbeci çetenin davaları.

Çok fazla soruşturmaya bile gerek olmadan bu darbenin başını çeken bu darbeci teröristler hak ettiği cezayı en kısa sürede almalı.

O katillerin alacağı ceza 15 Temmuz’la hesaplaşmamızın ilk adımı olacak ve geçmişte yaşanan diğer darbeler gibi olmaması için de kısa sürede bu hesaplaşmayı gerçekleştirmek şart.

Bir taraftan devletin kurumlarına sızan FETÖ’cü teröristlerin tasfiyesi için mücadele edilirken bir taraftan da bu hain çetenin en ağırlaştırılmış cezaları alması 249 şehidimizin ailesiyle birlikte 15 Temmuz gazilerimizin içini bir nebze olsun ferahlatacaktır.

Askeri ayakla hesaplaşma bittikten sonra da darbenin diğer sac ayaklarıyla hesaplaşmanın yolu kendiliğinden gelecektir.

***

Öte taraftan 15 Temmuz şehitlerimizden Mustafa Cambaz’ın oğlu Alpaslan Cambaz sosyal medya hesabından yazmış olduğu açıklamada duruşmada bir avuç gazeteci ve 3-5 izleyici kitlesinden başka kimsenin olmadığını söyledi.

Bu utanç hepimize yeter!

15 Temmuz günü FETÖ’cü darbeci teröristler darbeyi gerçekleştirmiş olsaydı şayet 16 Temmuz günü hepimizin sesini soluğunu keseceklerdi.

Ortada seçilmiş bir irade kalmayacak, sivil yönetim darbeyle indirilmiş olacaktı.

Olan bu millete ve bu ülkeye olacaktı.

Peki neden hiçbir AK Parti milletvekili veya hiçbir AK Parti teşkilatı duruşmayı izlemeye gitmedi?

CHP’yi saymıyorum bile… Onlar darbeye “kontrollü darbe” diyerek darbenin ne tarafında durduğunu pespaye bir biçimde gösterdiler.

Ama 15 Temmuz günü aslında darbede değil işgal girişimine yeltenen bu hain FETÖ’cü çetenin yargılandığı davaya AK Parti teşkilatları topluca bir şekilde gidip dışardan destek verseydi, AK Parti milletvekilleri de duruşmada şehit ailelerinin ve gazilerimizin yanında olsaydı kötü mü olurdu?

Görebildiğim kadarıyla AK Parti’den katılan kimse olmadı eğer katılanlar varsa şimdiden af diliyorum.

Ama hala çok geç değil… Kendi iktidarını devirmek isteyen bu FETÖ’cü çetenin yargılandığı bundan sonraki duruşmalara AK Parti güçlü bir katılım sağlarsa çok iyi olur.

Unutmayalım… 15 Temmuz’la hesaplaşmak demek Türkiye’nin aydınlık geleceğini kurmak demektir. Bunun için de ilk celse bu darbeci teröristlerin gereken cezayı almasıdır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *