İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Ara

​TARAFTARI YOK SAYAMAYIZ!

YAYINLAMA:

Bu dönem bir kaç kez spor yazılarımızda dile getirmiştik. Taraftarın desteği olmaksızın sahada, parkede mücadele eden, takım sporu yapan oyuncular kendilerini hep yalnız bırakılmış hissederler. Bu konuyu en çok Fenerbahçe Futbol Takımı’nın bu yıl gösterdiği inişli çıkışlı performansında, yaşadığı başarısızlıklarında dile getirmiştim.

Uzunca bir süredir, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile taraftar arasında yaşanan tartışmanın vardığı sonuç ortada. O, adını taraftar özelliğiyle hep zirvede tutan, zaman zaman 50 bine yakın taraftarın tribünlerini doldurduğu Şükrü Saraçoğlu Stadyumu, bu yıl neredeyse 10-15 bin taraftar ortalamasına, bazı haftalarda ise, 10 binin altında taraftarın zoraki geldiği karşılaşmalara sahne oldu.

Her dönem 30-35 bin civarında kombine ile adından söz ettiren Şükrü Saraçoğlu Stadyumu bir şekilde bu özelliğini kaybetti ve bu günlerde 5-10 bin taraftarın cılız görüntüsüne ev sahipliği eder oldu.

Bir yazımda, bu stadyumu hemen hemen her karşılaşmada neredeyse dolduran taraftar, bu yıl kombine konusunda ketum davranırken, biletli seyirci konusunda da hızla irtifa kaybetti. Ve olan oldu. Çok kalabalık seyirciye alışkın olan Fenerbahçeli Futbolcu kendini sahada yalnızlığa terkedilmiş hissetti. Stadyuma gelmeyen o tutkun taraftarını arar oldu.

Fenerbahçe en büyük gücünü kaybetti. Her zaman rakipleri kıskandıran Onikinci Adam’ın yokluğunda kendini yapayalnız hissetti. Bu, takımın performansını büyük ölçüde etkiledi. Futbol takımının bu ortamda performansı düştü ve belki de yıllardan beri en başarısız sezonu geçirmesine neden oldu. Tüm kupalar kaybedildi ve koca Fenerbahçe İddiasını kaybederek, henüz garanti edemediği üçüncülüğe tutunabilmeyi, hayal eder oldu.

Bir inatlaşmanın nerelere vardığının en net göstergesidir bu.

Fenerbahçe’nin “Onikinci Adamı’nı tribünlerden nelerin uzaklaştırdığı biliniyor. Artık inattan vazgeçilmeli, taraftarı küstüren, bu anlamsız inatlaşmanın oluşturduğu hoşgörüsüzlükten vazgeçilmeli, eski muhteşem günlere dönülmelidir.

Bu yanlışı düzeltecek olan başta Başkan Aziz Yıldırım ve Yönetim Kurulu’dur. Yarından tezi yok, ivedilikle taraftarla olan sorun inatlaşmadan arındırılarak çözüme kavuşturulmalı ve aradaki anlaşmazlıklar hızla giderilmelidir. En kısa sürede adına ne denirse densin, “ben af diyorum”, bir an önce o “af” çıkarılarak, yasaklar kaldırılmalı ve o muhteşem taraftarın tribünlere dönmesi sağlanmalıdır.

Taraftar, Sarı Lacivert çubuklu tutkunları böylesine bir yaklaşıma yanıt vermekte gecikmeyecek ve gerektiğinden daha hassasiyetle tribündeki yerini alacaktır. Bu konuda hiç zaman kaybedilmemelidir.

Bunun en güzel örneğini; Basketbolda THY Euroleague Şampiyonluğu’nu kazanan, Avrupa’nın en büyüğü olan Basketbol Erkek Takımımız’ın tüm karşılaşmalarında sahayı rakiplere dar eden, takımımızı ateşleyen o muhteşem taraftarda görebiliriz. Avrupa Şampiyonu olan takımımızın tüm oyuncuları taraftarın gücünden söz ederken gözlerinin ne kadar parladığını görmezden gelemeyiz. Play Off’ta ve oynanan beş karşılaşmada, beşte beş yapan, Avrupa’nın en büyüğü olan Şampiyon Takımımızın arkasındaki taraftarın itici gücünü yok sayabilir miyiz?

Her biri THY Euroleague’in yıldızı olan yabancı basketbolcularımızı hayran bırakan, dillerinden düşüremediği o muhteşem Fenerbahçe Taraftarı biraz hoşgörüyle, eskiden olduğu gibi, en büyük tutkusu olan Fenerbahçe futbol takımını da bağrına basacak ve kalan iki karşılaşmada tribünlerdeki yerini alacaktır.

Bu konuda yapılması gereken, küskünlüklerin ortadan kaldırılması ve taraftarla olan sorunların geçmişte bırakılmasıdır.

En zor döneminde çok sıkıntılar çeken Başkan Aziz Yıldırım’ın en büyük destekçisi olan bu taraftarı geri döndürmek çok da zor değil. Artık olan olmuştur. Onları unutup, Başkan Aziz Yıldırım’ın Başkanlığı’nı göstererek “genel af” ilan edip taraftarı olması gereken yer, stadyuma çağırmasının zamanı çoktan gelmiştir.

Başkan isterse bunu çok kolayca yapabilir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *