FUTBOLUMUZ İYİ YÖNETİLİYOR MU?
Futbolumuza ucundan kenarından siyasetin bulaşmaya başladığı, daha doğrusu, bazı konularda futbolu yönetenlerin siyasetten etkilendiği söylentileri ve endişeleri yayılmaya başlayınca bu söylentiler futbol üzerindeki etkilerini zaman zaman öne çıkarıyor. Bu arada futbol sahalarımızda yaşanan bazı olaylar ve sonuçlarının tam olarak ortaya çıkarılamamış olması, bazı çok önemlilerinin ise hala çözümlenememiş olması kafaları karıştırmıyor da değil..
Sahalarda yaşanan olaylar ve sonuçları lig sıralamasını kesinlikle etkiliyor mu diye bir soru sorabilir miyiz, pek net söyleyemeyiz ama, buradaki sorun, çözümlerinin doğru olup olmadığı konusundaki soru işaretleri giderilemediği zaman lige yansımalarının yarattığı olumsuz ortamların en azından kulüpler arasındaki rekabeti etkilediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu rekabet farklı bir potansiyele dönüşünce doğal olarak da lig sıralamasında etkili olabiliyor.
Sahalarda yaşananları geriye dönük olarak anımsadığımızda, sorunun ortadan kaldırılması için belirlenen çözümler hiç de iyi analiz sonucu değildir. Bir çok olay neredeyse faili meçhul olarak hala belleklerdedir.
Bunların en önemlilerinden biri geçtiğimiz yıllarda Fenerbahçe’nin Rize’de Çaykur Rizespor’la yaptığı bir lig karşılaşması sonrasında İstanbul’a dönmek üzere Trabzon Havaalanına gidişi sırasında, kafileyi havaalanına götüren otobüsün Sürmene’de kurşunlanması ve şans eseri bu olaydan yaralanmadan kurtulabilmiş olmalarıdır. Bu olayın üzerinden geçen sürede, kimin neden ve tam olarak ne amaçla yaptığı konusunda net bir sonuç yok ortada. Bu olay hala çözülemedi. Bu konu öncelikli olarak emniyeti ilgilendiren bir olay ama, lig karşılaşmalarına giden takımların güvenliği için gerekli önlemleri almak, karşılaşmaların olaysız, olması gereken normal ortamda oynanabilmelerini sağlamak görevi de başta Türkiye Futbol Federasyonu’nundur. Bu olayı araştırmak ve aydınlatma sorumluluğunda olan TFF ne yapmıştır veya ne yapamamıştır veya neden yapamamıştır? Bu konu hala faili meçhul gibidir.
Böyle bir olayın aydınlatılamamış olması Türk futbolu adına kafalardaki soru işaretlerini sürekli çoğaltmıştır.
Futbol federasyonu böylesine hayati olayların aydınlatılması konusunda pek başarılı değildir ama münferit olaylarda takımları çok kolaylıkla tedbirli veya tedbirsiz olarak ceza kuruluna sevk edebilme gibi en kolay yolu denemektedir.
Bu ve bunun gibi yaşananları ortaya çıkaramadığınız takdirde, sahalarda yaşanan olayları sadece klasik ceza verme yöntemleriyle önleyemezsiniz. Sporda şiddeti önlemeye yönelik yasalar da olmasına rağmen fanatik taraftarlığın kontrolden çıktığı bir çok münferit olay önlenemez durumdadır.
Yıllardır büyük takımlar arasındaki karşılaşmalarda fanatizmin etkisi hep egemen olmuştur. Medyanın gündemine taşınan olaylar futbolun önüne geçmiş, bazı televizyonlarda bu olaylar tüm detaylarıyla ekranlara taşınmış ve hakarete varan sakıncalı yorumlarla fanatik taraftarlığın körüklenmesine neden olmuştur.
Fanatik taraftarlık, yöneticilik, bir temaşa sporu olan futbolun tüm güzelliklerini alıp götürmüştür.
2011 yılında yürürlüğe giren 6222 sayılı Sporda Şiddetin ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun ve Yönetmelikler; her ne kadar bu konunun denetiminde önleyici yaptırımlar getirmiş olmasa da, yine de özellikle futboldaki bazı olayların önüne geçilememiştir.
Futbolumuzu yönetenlerin bu konudaki eksiklikleri ve sadece ceza sitemine dayalı çözüm yaptırımları artık yeterli değildir. Son olarak Başakşehirli bazı futbolcuların Rize’de yaşadıkları olaydaki çözümün kafalardaki soru işaretlerini kaldıramadığı gibi.
Futbol Ceza Kurulu’nun verdiği cezalar, yaşananları tam olarak anlatamamaktadır. Görünen o ki, olaylar Federasyon ve Kurulları tarafından tek taraflı değerlendirilmiş nedenleri tam araştırılmadan Başakşehirli futbolculara ceza yoluna başvurulmuş.
Verilen cezalar ise evlere şenlik.
Futbol Federasyonu futbolda şiddetin önlenmesi için bu yorum yanlışları ile dolu cezai çözüm şeklini bir kez daha gözden geçirmeli.
Hem de hiç zaman kaybetmeden.