MİLLET VE YALNIZLIK!
Tercihini “Evet”ten yana kullananların büyük bir çoğunluğu gibi ben de daha yüksek bir oran bekliyordum.
Neticede 18 maddelik devrim sayılabilecek değişiklikler millet tarafından onaylanmıştır. Meşrudur. İş bitmiştir.
Cumhuriyet kurulduğundan beri, durumu kendi istedikleri gibi yorumlama ve icra etme alışkanlığının sonucu olarak milleti denize dökmekten bahsedenlerin, yüzde yetmişin altında bir kabulün meşruiyet problemi doğuracağından söz edenlerin zerre miskal hükmü ve ciddiyeti yoktur.
Dolayısıyla hayırlı olsun.
Ve fakat, “Evet” diyenlerin beklentisi, neden tahmin ettikleri oranda gerçekleşmedi.
Kimisi topu MHP’li seçmene atacaktır ama bunu yanlış buluyorum.
Asıl problem AK Parti’de.
Recep Tayyip Erdoğan’ın “yalnız” adam oluşundan bahsediyoruz kimi zaman. Bu hem yanlış hem çok doğru…
Recep Tayyip Erdoğan kendi kadrosu içinde yapayalnız, milleti içinde asla yalnız yürümeyecek olan adamdır.
Kendisi bunun ne kadar farkındadır bilmiyorum.
Fakat yarın partisinin başına geçse ve hiçbir temizlik yapmadan aynı kadroyla seçime girse, yüzde 40’ların üstünü bile zor görür.
Çünkü…
Bu millet İstanbul’da neden Kadir Topbaş vakasının üstünün örtüldüğüne akıl erdiremiyor. İçine sindiremiyor.
Bu millet “müteahhit partililer/ ihaleci dava adamları” modelinden tiksindi. Neden Reis bu işe el atmıyor diye milletin midesine kramplar giriyor.
Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Şükrü Karatepe, Bülent Arınç gibi uzatacağımız bir liste için neden kesin ve net bir tavır gösterilemiyor? Reis’e gönül vermiş milyonların çoktan üzerini çizdiği adamlar mitinglerde boy gösteriyor, külliyede iş buluyor, fitne- fesat üretmelerine izin veriliyor?
Recep Tayyip Erdoğan’ın hem içeride ve hem dışarıda dik duruşu ve delikanlı çizgisiyle birlikte algılamakta zorlandığımız bu manzaranın altındaki zorlukları, parti teşkilatlarında iş kovalayanlar değil, oyuna sahip çıkan gerçek AK Partililer asla kabul etmek istemiyor.
Ne gibi bir bedel olabilir?
Ve bir bedel varsa bu millet 15 Temmuz’da ödediği gibi pekâlâ ödeyebilir.
Bir gazeteci olarak Başbakan’ın ve Cumhurbaşkanı’nın hüsn-ü kabul gösterdiği medya zevatını içime sindiremiyorum. TRT başta olmak üzere “Reis”çi gözüken kanal ve gazetelerdeki samimiyetin mutlaka sorgulanması gerektiğine inanıyorum. Şu kampanya sırasında tek tek dolaşıp derdini anlatmaya çalıştığı sırada muhatap olduğu ekran leşkerlerinden eğer Recep Tayyip Erdoğan memnun ise bu sadece içimizi acıtır.
Hele en son TRT’nin performansı, üslupsuz bir muhatap, sıradan sorular Reis’in asla kabul etmemesi gereken bir durumdu.
Binali Yıldırım Bey kapalı toplantılarda çok sıcak ve zekice bir hitabet sergilerken, miting konuşmalarında asla başarılı olamıyor. Bu görülüp değerlendirilemeyen bir durumsa, AK Parti zaten bitmiş demektir.
CHP’nin bu kadar kötü performansı…
“Hayır”cı cephenin genel tablosunun Fetö’süyle, dış güçleriyle, teröristleriyle bu kadar riskli olması…
Devlet Bahçeli gibi bir desteğin dimdik durması…
AK Parti’nin değil… Sevgili Cumhurbaşkanımızın bu oy oranını sorgulamasını gerekli kılıyor.
Reis!
Millet yanında ve liyakatin bizatihi tarafınızdan öne çıkarılmasını arzu ediyor.
Bence referandum sonucu budur.
