İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Ara

​SATIŞ SONRASI HİZMET VE TÜKETİCİ HAKLARI

YAYINLAMA:

Dün yazdığımız “Nerede Kaldı Tüketici Hakları” başlıklı yazımızda daha çok büyük bir özenle ama olanca sorumsuzlukla taklit ettiğimiz yabancı menşeli markalar konusundan sözetmiştik. Bu konun en kontrolsüzce uygulandığı ilk ve tek Avrupa ülkesi biziz diye söylersem çok fazla abartmış olmam diye düşünüyorum.. Taklit ürün üretme, hiç hak edilmediği halde başarı kazanmış ve marka olmuş bir çok ürün taklit olarak heryerde satılabiliyor. Bu konuyu önlemek için herhangi bir önlem de yok..

Biz yine de bugünkü ana konumuza dönelim. Bugünkü konumuz en çözümsüz konulardan biri. “Satış sonrası hizmet ve tüketicinin korkulu rüyası haline gelen tüketici haklarının gerektiği gibi sonuçlanamaması”.

Bir ürün alıyorsunuz ama satış sonrası ne olacağı konusunda kendinizi pek güvende hissedemiyorsunuz.

Bu konuda bu denli ağır bir yoruma nereden vardım diye sorarsanız yaşanan canlı örnekleri yazmakla bitiremeyiz. Tüketici için önemli sayılacak bir miktara beğenerek satın aldığınız bir ürün sonrasında sorun yaşayanınız çok olmuştur. İşte, asıl dert ondan sonra başlıyor. Satış sonrası yaşayacağınız sorun tüm keyfinizi kaçırabiliyor.

Aylar önce başından geçen bir olayı anlatan bir okurumun, bana gönderdiği bir mailinde anlattıkları, bu konunun ne denli olağan hale geldiğini gösteren önemli bir delildir.

Okurumuz; bundan bir süre önce, ünlü bir markanın büyük AVM’lerden birindeki mağazasındaki sezon sonu indiriminden bir çift ayakkabı satın almış. Ayakkabı bir ay içinde deforme olmuş, tabanı sökülmüş, iade etmek için mağazaya götürmüş. Mağaza yetkilileri “deforme olan ayakkabıyı fabrikaya göndereceklerini, daha sonra arayıp durumdan haberdar edeceklerini” söylemişler. Bir ay geçmiş, ayakkabı mağazasından aranmayınca okurumuz onları aramış. Aldığı yanıt; “ayakkabınız tamir edilmiş alabilirsiniz. Aynı durum devam ederse yine tamir ederiz” şeklindeydi.

Okurumuz, bir ay bile kullanmadan deforme olan ayakkabının tamir edilip geri verilmesi uygulamasına sinirlenmiş, “tamiri kabul edemeyeceğini, parasının iade edilmesini talep etmiş”. Bu aşamadan sonra mağdur okurumuzla mağaza sorumluları arasında ilginç bir diyalog maratonu başlamış.

Okurumuz; “Bana para iade etme gibi bir uygulamalarının olmadığını, fabrika ile görüşmem gerektiğini” söylediler. Fabrika ile kendilerinin görüşüp bana geri dönmelerini istedim. Sonunda mağaza satış müdürü kasadaki bayan elemana dönerek; “kesin iade fişini, verin” talimatını iletti. Ben, satış müdürünün bu tavrına sinirlendim; “Ben iade fişi değil paramın verilmesini istiyorum “dedim. Bana; “kusura bakmayın fabrika bu konuda ne derse o olur” diyerek iade fişi vermemekte direttiler. Üstelik bu iade fişi ile gelecek sezon sonu indirimini beklemem gerekecek, üzerine fark ödeyerek bu iade fişiyle yeni ayakkabı alacaktım.”

“Bunun üzerine ben, “paramın iadesini istiyorum. Gördüğüm hizmet ve muamele karşısında bu mağazadan tekrar ayakkabı almak istemiyorum” diye ısrar ettim. Buna rağmen; “biz paranızı iade edemeyiz. Ya iade fişini alıp, fark ödeyerek sezon fiyatı ile ayakkabınızı alırsınız veya gelecek sezon indirimini beklersiniz” diye yanıt verdiler.

Sonunda; ayakkabıyı orada bırakıp, ilgili belgeleri (fatura ve iade istek fişi) alarak “bu işin peşini bırakmayacağım, gerekirse dava açma yoluyla bu işi halledeceğimi söyleyerek oradan ayrıldım.”

Sonuçta; uzun uğraşlardan sonra, sorununu istediği sonuca kavuşturmuş sevgili okurumuz. Bu arada çektiği eziyet yanına kar kalmış, beğendiği ayakkabıyla ilgili özlemi bir başka bahara kalmış.

Buna benzer olayları yaşayan mağdur vatandaşlarımızdan binlercesi var. Bazılarının buradaki gibi şansı yaver gidiyor, bazıları için ise koskoca bir hüsrandır geride kalan..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *