MEDYADA ŞİDDETİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
Günümüzde sosyal yaşamın en önemli konularından biri kontrol edilemez durumlara gelen medyada şiddeti, sertliği körükleyen haberlerin giderek çoğalmış olmasıdır. Ülkemizin en önemli konularındandır şiddet. Bu konu hemen hemen her dönemde gündemdedir ama, bu toplumsal sorunun çözümünde gerekeni yapabildiğimiz söylenemez.
Ülkemizde 1900’lı yılların sonuna doğru Türkiye’de yayın hayatına giren özel televizyonların yayınlarında öne çıkan, şiddeti körükleyen, azıcık da olsa özendiren programların, dizilerin ve filmlerin yayınlandığını ve bu yayınların sosyal yaşamda ciddi sorunlar yarattıklarına, özellikle de bireysel sorunlara neden oldukları örneklerine rastladığımız çokça olmuştur. Özellikle bu yayınların çoğaldığı dönemlerde buradaki görüntü ve rol modellerden etkilenerek sosyal yaşama yansıtılanların yarattığı bir çok olumsuzluğu yaşadık. Gençliğin bu yayınlardan oldukça etkilenerek münferit olayların içine girdikleri ve toplumsal bir sorun olarak sosyal yaşamın olumsuzlukları olarak öne çıktığı bir çok dönem oldu.
Medyada şiddetin yansıtılmasındaki yöntemlerin kontrol dışına taşınması, toplumsal sorunların artmasına neden olduğunu da göz ardı edemeyiz. Bu konuda herkesin üzerine düşeni gerektiğince yapması gerekiyor. Özellikle şiddet olaylarında en çok dikkat edilmesi gereken, yazılı ve görsel medyaya taşınan şiddet haberlerinin daha özen gösterilerek, iyi seçilerek ekranlara ve gazete sayfalarına aktarılması gerekiyor.
Ülkemizde şiddet denince en çok akla gelen ve istatistik olarak önemli rakamlara ulaşan kadına şiddet haberlerinin, medyada yansıtılmasında oldukça artış var. Gazete ve televizyon yayın ilkelerinin içinde bu konuyu denetleyen bir çok düzenleme var. Tüm bunlara karşın ekranlara aktarılan şiddet içeren birçok haber ve görüntülerin kontrolden çıktığını söyleyebiliriz. Toplum olarak en büyük saplantımız, zararını yaşamadan göremeyeceğimiz bazı kötü alışkanlıklarımız var. Özellikle kadına şiddet haberlerinin toplumun tüm kesimlerini olumsuz etkilediğini biliyoruz. Televizyonlara yansıyan bu haberlerden özellikle gösteriş özentisini yansıttığını rahatlıkla görebiliyoruz. Gazetelerde, genelde üçüncü sayfa olarak adlandırılan bazı sayfalar var ki, bu sayfalarda çoğunlukla sosyal yaşamda yaşanan şiddet olayları, görüntüleriyle bu sayfalardaki haberlerde yer alır. Gazetelerdeki bu sayfaların içeriklerini hemen hemen herkes bilir. Televizyondaki haberlerde de bu tür şiddet görüntülü habelere rastlayabiliyoruz.
Medyada şiddet ve şiddeti yansıtan haberlerin kullanılışı yeni değil. Medyanın var oluşundan beri bunlar hep vardı ve var olmaya da devam edecek. Öncelikle bilinmesi gereken, toplumsal bir olay olarak sosyal yaşamın olmazsa olmazı haline gelen şiddet olayları, ekranlarda ve gazete sayfalarında yayınlanış biçimleri ve yayınlarda hep öne çıkarılmaları nedeniyle medyada şiddet olgusu öne çıkmaya başladı.
Medyanın önemli haberleri haline gelen, aile içi şiddet, son yıllarda ülkemizin en önemli sorunu olarak öne çıkan kadına şiddet, çocuğa şiddet ve taciz olayları gazete ve televizyonlarımızı en çok besleyen canlı haberlerin başını çekiyor.
Bunlar, medyanın kutuplaşması ve bu kutuplaşmanın yarattığı ortamda medyanın kendi içindeki ilişkilerinde yaşadıkları tartışmalar, medyada şiddeti körükleyen ve toplumun huzurunu kaçıracak kadar öne çıkan önemli yansımalardır.
Medyada şiddeti körükleyen en önemli olaylar dizisi, toplumumuzda sporda yoğunlaşan fanatik taraftarlığın, dozu oldukça yükseltilerek, zaman zaman şiddete dönüştürülmesi ve bunun medyada yansıtılışının toplum üzerinde yarattığı olumsuzluklardır.
Önceleri istemeden ortaya çıkan şiddet görüntülü alışkanlıklar, sonraları olağan olaylarmış gibi sosyal yaşama yerleşince ve medyanın vazgeçilmezleri haline gelince medyada şiddetin dayanılmaz hafifliği, toplumu sıklıkla gerginleştiren önemli ve ürkütücü bir soruna dönüştü.
Şiddeti önlemeye ve caydırmaya yönelik yasaların konuya bir de bu pencereden bakmalarının bu işin iyice kronikleşmemesi açısından çok önem arz ettiğini göz ardı etmeyelim.