YENİ BİR DÜNYA YARATABİLMEK!
Yaşamımızı kurguladığımız, geleceğimizi şekillendiren bir etik değer olarak her zaman yanımızda olan gelenek ve göreneklerimizden harmanladığımız kurallar vardır. İş ahlakı, kalite ve mükemmellik; hepsi de iş yaşamının evrensel değerleridir. Ahlaki değerler ise bunların ayrılmaz parçasıdır.
Bunların en önemlisi ahlaki değerlere sahip çıkılabilmesidir.
Önemli olan, ahlaki standartların geliştirilmesini, başarımızı engelleyen ya da tehdit eden bir konu olarak değil, çalışma yöntemlerimizi iyileştirecek, geliştirecek, özgün kimlik kazandıracak bir fırsat olarak görebilmemizdir.
Yaptığımız işe inanır, birbirimize güvenirsek işbirliği yapabilir, birbirimize, iletişim kurduğumuz topluma karşı sorumuluk bilinciyle hareket edersek saygınlığımız artar.
Meslek etiğine bağlı, iş törelerine uygun, ancak; iş ahlakının egemen olduğu bir dünyayı yaratmak, isterseniz çok kolay. Bunu çoğunluğun istemesi ve bu konuda içten çaba göstermeleri gerekir.
Çoçukluğunuzu ve çalışma yaşamınızın ilk günlerini gözden geçirdiğinizde; ilk aklınızda kalan önemli yer tutan kaç kişinin size iyi olmayı öğrettiğini, standartları ve kuralları gösterdiğini hatırlarsınız.
Bazen o dönemlerde; iyilerin yanısıra kötü kavramları, gelişme fukarası olarak kalmış kişileri tanıdınız ve farkında olmadan yaşam çizginizdeki ivmelerde sapmalara neden oldular.
Aileniz, öğretmenleriniz, yöneticileriniz, patronlarınız, politikacılar, hatta sevdiğiniz sinema, müzik, roman ve TV kahramanları; kim bilir, belki de yaşama bakışınızı etkileyen ilginç örnekler olmuşlardır.
Yaşamda sizi etkisi altına alan kahramanlarınız kim olursa olsun, iyi davranış örnekleri sergiliyor veya kuralları ihlal ediyor olsalar bile, yaşamınızda neler olabileceğini gösteriyor olmaları açısından önemli mesajlar vermişlerdir.
Bir başka deyişle, doğru ile yanlışı ayırt etmeyi öğrenirken bir yandan da iyi, ahlaki değerlere saygı gösteren bir insan olamadığınızda, doğruluktan ayrıldığınızda, doğru olanı yapmaktan kaçındığınızda bir bedel ödenmesi gerektiğini gördünüz.
Tüm bunlardan öğrenmeniz gerekenler size iş yaşamınızda rehber olacaktır. Yeter ki yaşamınızda ki bu örneklerin analizini iyi yapın.
Tüm hayal kahramanları ve gerçek yaşamdaki kişiler bize iyi insan örnekleri oluştururken aynı kaynaklardan şeytanın silüetini de görebiliriz.
Mesleki sorumluluk alan birisi veya yönetici olarak bizzat kendiniz, ahlaki değerler açısından zor kararlar vermek durumunda kalabilirsiniz veya birlikte çalıştığınız arkadaşlarınız, elemanlarınız başkalarının yanlış kararlarının kurbanı olabilirler.
Kötü seçim yaparak, yanlış bir karar verebilirsiniz! Niçin insanlar yaptıklarını, yaşattıklarını gerçek anlamlarının çerçevesinde değerlendiremezler?
Niçin bazıları, ahlaka aykırı, iş ahlakına uymayan davranışlarını yalnızca basit birer hata olarak gösterip affedilmeyi beklerler? Affedilmeyi beklemek yerine hata olduğunu bile bile o davranışlara sarılmamak, o davranışların esiri olmamak çok daha iyi değil mi?
Yanıt çok basit; çünkü hepimiz farklı düşenebilen birer insanız. Gençlik yıllarında veya iş yaşamına başladığımız yıllarda, bizi yönlendiren, saygı duyduğumuz insanların dayattıkları yaşam biçimine, iş standartlarına kesinkez uyarız. Ancak; ilerleyen yıllarda veya kendi ayaklarımızın üzerine durduğumuza inandığımız yıllarda, bir zamanlar inandığımız, uyduğumuz kuralları, standartları neden göz ardı ederiz? Nedenini hiç düşündünüz mü?
Her birimizin korkuları ve kuşkuları, umutları ve hayalleri, endişeleri ve kaygıları var. Hepimiz birbirimizden farklıyız. Yüzeysel görüntünüzü kazıyın, biraz hayal gücüyle göreceksiniz ki, zaaflarınızın ve arzularınızın her biri kolayca bir roman kahramanının karakterine uyacaktır.
Aslında o kahramanlardan biri olmaya gönülden razıyızdır.
Meslek etiğine bağlı, iş ahlakını her şeyin üstünde tutan, paylaşımcı, insan haklarına saygılı bir toplum olmak o kadar zormu?…
Asla o kadar zor değil!…
Gelin, böylesi özellikleri yoğun olan bir toplum olma yolunda etkin olalım, üzerimize düşenleri eksiksiz yapalım… İçinde bizlerin hep olacağı yeni bir dünya yaratalım…