İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Ara

​EKRANIN DİZİLERİ VE TEKRAR FİLMLER!

YAYINLAMA:

Son dönemlerde televizyon yayınları bir garip oldu.. Neredeyse adı büyük olan tüm televizyon yayınlarının kurtarıcıları, diziler, kötü örnek olmanın bir adım ötesine gidemeyen evlilik programları ve öncelikli olarak filmler olmak üzere tekrar programlar..

Özellikle dizilerle ilgili tekrar programlar iyice kabak tadı verdi..

Yayın akışını doldurmak için ekrana sürülen dizi tekrarları öylesine acemice program akışına yerleştiriliyor ki, dizinin neresinden başladığı konusunda izleyicinin iyice aklı karışıyor.

Genelde dizilerin yayın günü ve saati sonrasında ertesi gün gündüz kuşaklarında yayınlanması, diziyi kaçıranlara yeniden izleme olanağı vermesi açısından iyi bir uygulama. Buna hiç bir itirazımız yok da. Sırf, programı doldurmak için araya, bir dizi tekrarı yerleştirmek kolaycılığın ve izleyiciyi hiçe saymanın en sevimsiz yolu.

Uzunca bir zamandır, televizyonların kurtarıcı programları olarak görünen ve hemen hemen her gün en az üç saati dolduran, adına “Evlilik programları” denilen o saçma sapan programlarla ilgili o kadar yazı yazdık, o kadar çok yazı yazıldı, bu programların toplum üzerindeki olumsuz etkileri dile getirildi ki. Bu eleştirleri sağır sultanlar duydu ama televizyonları denetleme görevi olan RTÜK duymadı, görmedi, eleştirleri okumalarına rağmen ilgilenmedi ve hala da ilgilenmiyor. O nedenle bu programlarla ilgili artık pek fazla yazı yazmaya gerek görmüyorum.. Bekliyoruz, toplumda infial yaratan bu progrmlarla ilgili gözardı edilen bu yanlışı düzelten birileri çıkacaktır elbet.

Bu sıralar ekranlarda diziler savaşı iyice kızıştı. Burada bugünlük amacım, dizi eleştirisi yaparak, hangi dizi ne kadar reyting aldı, hangi dizi izleniyor, hangi dizi izlenmiyor gibi şeyler yazmaktan ziyade ekranın bu dönemde ve oldukça uzun bir süredir bu dizilere neden bu kadar körü körüne bağlamış olmasını dile getirmektir.

Ulusal yayın yapan bir çok televizyonun programlarında, bundan önceki dönemler gibi apar topar üretilen diziler dışında zenginlik yok. Aksine bazı televizyon ekranlarında eskiden izleme oranı yüksek bazı diziler ve filmler ikinci hatta üçüncü baskı olarak yayınlanmaktadır.

Bunun birinci nedeni; bir süredir ülke genelinde egemen olan ekonomik kriz. Doğal olarak da bu krizden ilk ve en çok etkilenen sektör de medya olmuştur. Medya, giderek ağırlaşan bu ekonomik koşullardan oluşan dar boğaz nedeniyle yeni yapımlara yatırım yapmak yerine arşivlerindeki gözde programlara kurtarıcı olarak sarıldılar.

Burada en göze batan ve giderek kabak tadı vermeye başlayan ekran müdavimi yerli ve yabancı sinema tekrarları. Üstelik ekranda ilk kez diyerek.

Tekrar olarak ekrana gelen bazı filmler ve diziler varki izleyici artık o filmleri-dizileri hemen hemen ezberledi. Görünen o ki televizyonlar bu tekrar filmlerle-dizilerle program akışlarındaki boşlukları doldurmayı amaçlıyorlar.

Bu arada oldukça emek ve para sarf edilerek çekimleri yapılan ve ekrana geldiklerinden beri beğenilen bazı dizileri de yabana atmayalım.

Bu diziler, bazı televizyonların içi tamamen boş olan yayın akışlarının kurtarıcıları. Hatta hatta o dizinin reytingi hemen hemen o televizyon izlenme oranını belirleyen olgu. İzlenme oranları değerlendirildiğinde ve o dizinin aldığı reytingi çıkardığınızda neredeyse geriye izlenme oranları adına hiç bir şey kalmıyor. Bu arada uzunca bir süredir ekranların kurtarıcıları haline gelen sözde yarışma programları diye adlandırılan programların tam anlamıyla kabak tadı verdiğini de unutmayalım!

Televizyonlar için ileriye yönelik olarak tehlike arz eden, dizilerden medet umma alışkanlığı. Kolaycılığa alışmış bu anlayış giderek kronikleşerek üretimsizliğe yol açabilir.

Burada dikkat edilecek şey budur.


Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *