İstanbul
Orta şiddetli yağmur
8°
Ara

YALNIZ BİR ZEYTİN AĞACI

YAYINLAMA:

Gurbet zordur. Farklı nedenlerle çıkarlar insanlar yurdundan. Kimi para kazanmak kimi eğitim almak kimi de canını kurtarmak için gurbetin yolunu tutar. Geçmişte bazıları da başkalarının zoruyla gurbetin yolunu tutmuştu: Mesela zenciler. Köle olarak uzak diyarlara götürülmüşlerdi. Sonra hayvanlar, onlar da hayvanat bahçelerine gönderilmişlerdi. Size başka bir hikayeden söz etmek istiyorum. Londra’nın ortasındaki bir zeytin ağacından. Paddington istasyonuna yakın bir mesafedeki bu zeytin ağacı, dünyanın tüm acılarının resmi gibi. Paddington hani şu Perulu minik sevimli ayıcığın memleketi. Kocaman bir istasyon, her gün yüzbinlerce insanın gelip geçtiği bir istasyon. İşte bu istasyona doğru yürürken Norfolk Place denilen yerde bir zeytin ağacı gördüm. Üzerine bir yazı iliştirilmişti: Yaşayan bir zeytin ağacı. İyi bakın. Gülücük. Önünden hızla geçerken durdum ve bir fotoğrafını çektim. Garip gelmişti sokak ortasına bırakılmış bir zeytin ağacı. İstenmeyen bir çocuk veya istenmeyen bir hayvanın sokağa bırakıldığını duymuştum da zeytin ağacının bırakıldığını duymamıştım. Telefonumdaki resimlere tekrar bakarken zeytin ağacının hikayesinin ipuçlarını yakaladım. Muhtemelen Yunanistan doğumluydu bu zeytin ağacı. İçinde bulunduğu kocaman saksıya gelmeden önce yüzlerce yıllık tanıdıklarının yanında, onların hikayelerini dinleyerek büyümüş olmalıydı. Önünde yer aldığı dükkanın camı gazete kağıtlarıyla kaplanmıştı. Yani kapanan bir işyerini işaret ediyordu. Karşısında bir Hint restoranı, yanında bir camii ve az ilerisinde Arap bir berber. Belli ki dükkan kendisine burada bir yer olduğunu düşünmüş. Güzelleştirmek ve özelleştirmek için dükkanın önüne zeytin ağacı getirilmiş. Ama toprak olmadığı için kocaman bir saksıya. Sonra işler yolunda gitmiyor ve dükkan kapanıyor. Önündeki ağaç çiçek değil ki götürebilsinler, çöp değil atabilsinler. Sokağın ortasında bırakıp gitmekte buluyorlar çareyi. Belki o dükkan yine Akdeniz konseptiyle kapılarını açar ve zeytin ağacı yalnızlıktan kurtulur. Bilmiyorum.

Kaldırımdaki bu zeytin ağacı, milyonlarca insanın temel insan haklarından mahrum olduğu bir dünyada yerinden yurdundan ayrılmış tüm insanları, hayvanları ve bitkileri temsil etmeye başlıyor. Haberlerde Trump’ın bazı ülkelerden gelen kişileri ülkeye almama kararı yer alıyor. Dünyanın bütün mültecileri sokak ortasında kalmış zeytin ağacının çaresizliği içinde kıvranıyor. Soğuk hava üşütüyor. Özledikleri güneş yüzünü göstermiyor. Meyve verecek enerjiyi bulamıyorlar kendinde.

Dekoratif bir detay olarak kabullenildikleri topraklarda işler kötü gidince yapayalnız kalıveriyorlar. Yanından her gün binlerce, on binlerce kişi geçmesine rağmen kimse ne onu ne de çektiği acıları fark etmiyor. Aman diyor, gelmeseymiş, ne işi var buralarda. Açık olan başka bir dükkanın kapısından girip sıcak içeceklerini alıyorlar ve akıllı telefonlarının ekranlarından karşılarındakilere sevgi dolu mesajlar gönderiyorlar. Dünya biraz böyle, köklerimizden uzaklaştırıyor çoğu defa. Hepimiz birer zeytin ağacıyız, yerinden yurdundan ayrı düşmüş ve bir sokağın ortasında güzel günlerin gelmesini bekliyoruz, bekliyoruz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *