İstanbul
Orta şiddetli yağmur
8°
Ara

GÖRMEME BİÇİMLERİ​

YAYINLAMA:

John Berger, 2 Ocak 2017 günü ömrünün doksan yaşını geride bıraktıktan sonra hayata gözlerini yumdu. Kendisini bilmeyenler için tarif edecek olursam kelimelerle fotoğraf çeken bir insandı. Fotoğrafların MR’ını çeken birisi de diyebilirdim veya kelimelerden fal tutan bir kişi de... Bu tamamen nereden baktığınıza ve hangi yazısını okuduğunuza bağlı. Fotoğrafın kendisinden çok öte bir gerçeği işaret ettiğini gösteren ve iki boyutlu resimlerdeki ruhu kelimelerle tarif etmeye çalışan bir yazardı, düşünürdü. Yaptığı temel şey tezlerini veya itirazlarını gündelik hayat üzerinden üretmekti. Bu kendisini tutarlı kılıyordu elbette ama daha da ötesi düşüncelerini geniş kitlelerle buluşturuyordu.

Eserlerinden birinin adı Görme Biçimleri’ydi. Diğer bir kitabı Fotokopiler.... Fotokopiler, göstermekten öte görmeye odaklanmış bir kitaptı. Kıymetli portrelerle doluydu, kelimelerden müteşekkil portreler. Kitabını gördüğüm bir dükkanda ilk yapmak istediğim o anın fotoğrafını çekerek sonra bakmaya çalışmak oldu. Çünkü anlamanın ana sığmayacak denli uzun süreceğini düşünüyordum.

Kötü bir çağda yaşıyoruz, hayat büyük bir cinnete tekabül ediyor. Ancak insanlık tarihinin uzun akışına bakacak olursak içinde bulunduğumuz çağı barışın en fazla hüküm sürdüğü dönem olarak da görebiliriz. Şaka yapmıyorum. Sadece baktığımız yere göre değişebilecek bir gerçekten söz ediyorum, görme biçimimizden.

Berger, insanı, acılarını ve umutlarını görmeye ayarlamıştı zihnini. Pekala başka şeyler de görebilirdi. Ama o kendisine böyle bir evren kurmuştu. Kusursuz değildi ama kendi için tutarlı ve insaniydi.

Yaşadığımız diğer gerçeklere bakıyorum. Bir savcının başına silah dayayan kişilere alkış tutanların seküler barışseverler olarak ambalajlandığını hayretle görüyorum. Belki benim görmediğim, bilmediğim başka bir açıdan bakıyorlardır diye düşünmeye çalışıyorum. Sonra çocuk katili bir örgütü sazlı sözlü bir eğlence fotoğrafı içine yerleştirenler geliyor aklıma. Görmemek için başka şekillerde göstermek istiyorlardır diye düşünüyorum.

John Berger’in kitabının adı geliyor tekrar aklıma: Fotokopiler.

Sanki yaşadığımız kareler birbirinin tekrarı ama biz farklı yerlerden baktığımız için onları değişik resimler sanıyoruz diye geliyor aklıma. Yaşadığımız her acı bizim için görme değil görmeme biçimleri geliştirdiğimiz pratiklere dönüşüyor. Gözümüze inen her perde ile başka bir görme biçimi geliştirmiş oluyoruz.

John Berger, büyük acıların içindeki bir dönemde geçirdi gençliğini. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından dünyaya geldi ve ikincisinin içinde büyüdü. Onu bugün bizim için ayrıcalıklı bir yere oturtan görmek istediği şeyleri, göstermek istediği şeyleri seçmedeki hassasiyetiydi. Asla steril bir hayat değildi tercih ettiği ama bayağı bir duyarlılığa da kucak açmamıştı. Sınırlarını bilen ve samimi bir tavırla kendi kozasını ördü ve düşüncelerini kanatlandırdı.

İçinde bulunduğumuz çağda hepimize ders olacak bir “görme biçimleri” bıraktı.

Kendi sözleriyle veda edelim bu hikmet arayıcısı büyük yazara: “O halde, insan kalmaya bak. Temel mesele, insan olmak. Bu ise kararlı, dürüst ve neşeli olmak demek, evet, herkese ve her şeye rağmen neşeli olmak, çünkü sızlanmak zayıfların işidir.”


Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *