NE ARADIĞIMIZI ARIYORUZ
Milli ve yerli arama motoru hayata geçirilecekmiş. Düşünce güzel.
Aklımıza hemen o her soruya cevap verip de bir Türk karşısında afallayan robot geliverir. Dünyanın en gelişmiş cevap robotuna bir Türk “ne var ne yok” diye sormuş da cevap alamamış. Fıkra tabii bu.
Arama motoruna ayna ayna güzel ayna muamelesi yapan bir milletiz. Bazen gerçeküstü bir tablonun parçası oluruz. Ecnebi arama motorlarına tankı nasıl durduracağımızı soran bir milletin mensubuyuz.
Gerçek hayattan da bir parça içermiyor diyemeyiz. Yerli ve milli arama motorumuz tabii ki bize özgü olacak. Cevap bulamasa da yok demeyip hemen muadil bir cevabı verecek. Bazı cevapları ne arayacak ne de bulacak. Karmaşık bir algoritma gerektiriyor.
Alice Harikalar Diyarı’nda kitabını bilirsiniz. Okuduysanız bile unutmuş olacağınız için hatırlatayım. Alice yolunu kaybetmiş bir halde kalakalmıştır. Yolda karşılaştığı tavşana bir ayrımda nereye gitmesi gerektiğini sorar. O da Alice’e nereye gitmek istediğini sorar. Alice bilmediğini söyleyince hangi yolu takip ederse etsin bir şey değişmeyeceğini söyler.
Nereye gideceğini bilmeyen bir gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez.
Arama motorundaki durumumuz da işte bunun gibi. Neyi arayacağımızı dahi bilmediğimiz bir haldeyiz. Arama motoru bize istediğimiz bilgileri getirsin. Tamam. Nitelikli bilgiye ulaştırsın. Tamam. Ama internet içeriğinin yüzde kaçı Türkçe ve bu içeriklerden yüzde kaçı nitelikli. Bunu da düşünmeye ihtiyacımız var.
İlimi ilim bilmektir ilim kendini bilmektir demiş Yunus Emre. Buradan yola çıkarak bir arama motoru algoritması üretmemiz mümkün olabilir mi? Üzerinde düşünmeye değer.
Ne aradığımızı bilsek eminim bulmamız kolaylaşacak ama ne aradığımız da bilmiyoruz. İstiyoruz ki iyi bir şeyler bulalım. Bulduğumuz şeyler bizi mutlu etsin. Tamam iyi güzel ama neyi arıyoruz? Nasıl arayacağımıza gelince... Ortaya yepyeni şeyler koymak zorunda değiliz. Dewey’in tasnif sistemi de pekala işe yarar.
Burada bir parantez açıp kıymetli Murat Çelik’in “Kütüphane Meselesi, Memleket Meselesi: Girizgah” yazısından bir alıntı yapmak istiyorum.
“Dewey ile Kongre [LC] tasnif biçimlerinin Batı aklının en önemli keşifleri arasında sayılmaları gerekir. Zaten tasnif metodolojisi sayesindedir ki, aramızdaki açık fikirlilerle bugün Batı'nın nasıl düşündüğüne az ya da çok nüfuz edebilme becerisini gösterebiliyoruz. Hangi mevzuyu hangi konuyla ilişkiye sokuyorlar, neyi neyle açıklıyorlar tüm bunların anahtarı kütüphanelerde kullanılan tasnif yönteminde gizli çünkü.”
İnsanlar arasındaki temel farkı oluşturan şey, aradıklarını bulmalarından öte ne aradıklarına dair temel bir düşüncelerinin olmasıdır. Bu sayede tüm bir medeniyet şekillenir, safsatalardan zihinsel berraklığa geçiş yapılır ve her şeyden öte neyi aradığımıza dair karışıklık ortadan kalkar.
Bu konularda mutabakat sağlamazsak Suriye’de ne aradığımızı da sorarız birbirimize, Gazze’de de ve hatta Saraybosna’da da... Önemli olan ne aradığımızı bilmek. Cevapları duymaya yüreğimiz ve hayata geçirmeye nefesimiz yeter inşallah.