ANLAYIŞ BUYSA, AL SANA DERBİ!
Bazen hesaplar, yapmak istediklerinizin çok önüne geçiyor. Yapmak istedikleriniz farklı şeyler olmasına rağmen ileriye dönük hesaplarda dozunu kaçırınca iyi olan şeyleri de sevimsiz hale getirebiliyorsunuz.
Şu anlı şanlı Spor Toto Süper Ligimiz var ya, bazen ateşi ve doğal olarak da heyecanı düşmeye başlayınca onu canlandıran en önemli hareketlerden biri büyük takımlar arasında oynanan derbi karşılaşmalarıdır. Bu karşılaşmalar, bazan bir kaç hafta süresince ligin ateşini yükseltiyor. Sönmeye yüz tutan odun ateşine, yeniden canlanması için sönmeden bir kaç odun atarak ateşi canlandırmak var ya, işte ligimizdeki sönmeye yüz tutan bu ateşin harlanması için bir derbi yetiyor da artıyor bile. Bir süredir ligin zirvesindeki durum aynen böyle idi.. Belli puan aralığında gidip gelen görüntü, geçtiğim hafta oynanan Fenerbahçe-Beşiktaş derbi karşılaşmasıyla yeniden canlanacak beklentileri içindeydi.. Taraflardan birinin kazanması durumunda ilk dört içinde yer alan rakamların sıralamasında önemli değişimler olabilirdi.
Beşiktaş kazanırsa en yakın rakibi Fenerbahçe ile olan puan farkını dört puana çıkarabilecek, ligin zirvesindeki Başakşehir’in berabere kalıp iki puan kaybettiği haftada, hem de lig lideriyle puan olarak kafa kafaya gelmiş olacaktı.
Fenerbahçe kazanmış olsaydı durum daha ilginç bir görüntü sergileyecekti. Fenerbahçe, Beşiktaş ile olan dört puan farkı bire indirirken lidere iki puan daha yaklaşmış olacak ve lig sonundaki şampiyonluğun önemli adaylarından biri haline gelecekti.
Bu arada spor haberlerine yansıyanlardan duyabildiğimize, okuyabildiğimize göre, lig lideri Başakşehir ve Fenerbahçe’nin bir puan gerisinde olan Galatasaray, cumartesi gecesi oynanan derbi karşılaşmasını berabere sonuçlanmasının kendileri için çok daha iyi olacağını dile getirmişlerdi.
Fenerbahçe ve Beşiktaş karşılaşması beraberlikle sonuçlandı. Başakşehir ve Galatasaray’ın istediği oldu. Ama bu arada; beklentileri galibiyet olan her iki takım da istediklerine ulaşamadı.. Tüm karşılaşma süresince oyunu orta sahada kilitlemeye yönelik bu planı uygulayan Şenol Güneş, başarılı oldu diyebiliriz. Rakip kaleye neredeyse hiç gidemedi. Hiç tehlike yaratamadı. Hatta bazı basın yorumlarındaki gibi Fenerbahçe kalecisi kendisine ulaşamayan Beşiktaş ataklarından dolayı neredeyse grip olacaktı. Fenerbahçe ise, zaman zaman Beşiktaş kalesinde önemli bir kaç fırsat yakalamış olmasına rağmen aradığı golü bulamadı. Ve karşılaşma berabere sonuçlanarak zirvedeki durum neredeyse aynen devam etti.
Kısacası haftalardır beklenen derbi beklentilerin çok ötesinde, orta saha mücadelesi şeklinde geçti.. Heyecandan yoksun gol açısından kısır bir derbi olarak tarihe geçti. Derbide “dağ fare doğurdu”. Derbi sonrasında Başakşehir ve Galatasaray’ın istediği oldu, Beşiktaş da sonuçta bir puan alarak Fenerbahçe ile olan dört puanlık farkı korudu. Bu konuda Şenol Güneş eleştirilebilir ama kazanamıyorsan kaybetme anlayışını getirdiği bir puan kazanç sayılabilirdi. En azından sıralamadaki yerini koruyabilmesi açısından önemliydi. Burada zararlı çıkan Fenerbahçe oldu.
Ligde devre sonuna daha üç karşılaşma var, bakalım neler olacak?
Hep söylüyorum, bu hakemlerle bu lig çok zorlanacak diye. Karşılaşma hakemi Hüseyin Göçek bana göre kararlarında standardı yakalayamadığı bir maç yönetti. Çaldığı faullerde, gösterdiği sarı kartlarda standart yoktu. Yine anlayamadığım, spor yorumlarındaki genel kanı; Beşiktaş savunmasındaki Tosiç’in en azından ikinci sarı kart ile oyun dışı kalması şeklinde. Ama nedense, Tosiç bu son sarı kartlardan hep sıyrılıyor veya hakemlerimiz bunu vermiyor, veremiyor. Tosiç’in tüm karşılaşmalarını inceleyin bu durum hep aynı.
Hüseyin Göçek’de beni bu konuda şaşırtmadı.
Standartlarda bu hataları yapan hakemlerimiz Avrupa’da nasıl maç yönetirler?