HEDEF KİŞİLİK ARAYIŞI
Uygun adım marş marş!
Kişilik arayışı yolunda nereyi hedeflediniz, toplum içinde kendinize yer edinebilmek için çaba harcadınız mı yoksa, kendinizi ortamın gerektirdiği davranış biçimine esir mi ettiniz? Kişiliğinize sahip çıkabilmek için gerekenleri yapma yolunda neler yaptınız. İstediğinizi elde edebildiniz mi veya hedeflediğinizin neresindesin, bunu hiç düşündünüz, durumunuzu bu açıdan değerlendirdiniz mi?
Kariyerinizde nereyi hedeflediniz. Nereye kadar gitmeyi düşünüyorsunuz?
Hedeflediğiniz yere varabilmek için yeterli zekaya sahipmisiniz?.
Çoğu kişi zaman zaman düşündüklerin yapabilmek için yeterli zekaya sahip olup olmadığından endişe duyar. Bu konuda, arasıra farkında olmadan kendini sorgular, sınar. Sonucta vardığı yerin neresi olduğunu doğru olarak değerlendiremese de oradan başlamayı yeğler.
Unutulmamalıdır ki hedefledikleri yere varanların tek dayanağı her zaman zeka değildir. Bu karmaşık ve zorlu yolda etkin olan başka değerler de vardır.
Bu aşamada en etkin uygulama yöntemi, kişisel amaçların doğru yönlendirilmesidir.
Kişisel amaçların peşinde koşarken yaşadığınızın toplumun bir bireyi olduğunuzu unutmamanız gerek. Topluma katkılarınızın ölçüsü, kişisel amaçlarınıza ulaşabileceğiniz ortamın oluşmasını sağlar…
Hemen hemen herkes yaşamının bir döneminde topluma rahatsızlık veren veya kendinin rahatsızlık duyduğu bir şeyler yapmıştır. Ve gün gelmiş, bilerek veya bilmeyerek yaptığınız bu yanlışların kefaretini ödemek zorunda kalmışınızdır.
Bazen, insan kişisel amaçlarını önemsemez kendini tamamen yaşadığı topluma adar ve yaşam felsefesini o toplumun sorunlarını paylaşabilme üzerine kurar. Aslında bu yaklaşım tamamen doğru değildir. Bu yaklaşım yaşam felsefesinin insanı boyutudur ki ısrar edildiğinde kişisel amaçların bir kenara itilmesi gibi ileride sorun yaratacak bir alışkanlığa yol açabilir.
Burada asıl olan kariyer yolunda kişisel gelişimin hiç bir şekilde ihmal edilmemesidir. Düşünsel kurgu kişisel gelişim amaçları içinde en önemli olanıdır.
Kişisel gelişim öncelikle kendine güveni tesis eder, sağlıklı hale getirir. Kendine güven ise; içinde bulunduğunuz veya paylaşmak zorunda olduğunuz her ortama uyumu kolaylaştırır.
İşte bu aşamada kişiliğimizin ayrılmaz bir parçası haline gelen öz değerlerimize daha da sıkı sarılırız. Hepimizin hayatına anlam katan, bizi insanlığın bir parçası haline getiren ve uğruna yoğun çaba harcadığımız değerlerimiz var. Davranışlarımıza coşku, bağlılık ve güçlü enerji katan bu değerlerimizdir.
Düşünsel kurgu ile daha iyi iletişim kurabilmeliyiz. Düşünsel yapımızı daha aktif hale getirmeliyiz…
Ne, ne zaman, nerede, ne kadar, nasıl, niçin, kime? sorularının her aşamada yanıtı olmalı düşünsel kurgumuzda. İşte bu nedenledir ki kişisel amaçlarımızın peşinde koşarken her şeyini paylaştığımız bu toplumun bir parçası olduğumuzu unutamayız.
Hedef kişilik arayışı, uygun adım marş marş!….
Bu konuda söylenenlerden günümüz dağarcığına düşen bir kaç söze göz atalım;
DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCELERİ!…
“Hepimiz kötü şeyler düşünürüz, ama pek seyrek kötülük yapabiliriz.
Hepimiz iyi şeyler yapabiliriz, ama iyi şeyler düşünebilenlerimiz pek azdır..
Başkalarının bizim hakkımızda ne düşünecekleri kaygısı kendi vicdanımızdan daha güçlüdür.”
“Davranışlarında ve düşüncelerinde bir başka insanın varlığını hesaba katmadan bir gün geçirebildiğin zaman, kendini yiğit bir insan sayabilirsin.”
“Kendimize de, ne düşündüklerini belli etmeyen yüzlerine baktığımız ve anlaşılmaz, dayanılmaz bir güce sahip olduklarını sandığımız yabancılara davrandığımız gibi davranabilseydik. Bunun yerine, bütün eksiklerimizi, zayıf yanlarımızı biliyoruz ve içimizden bilinçaltı bir gücün ortaya çıkıp kendine özgü bir incelikle hareket etmesi umuduyla yaşıyoruz.”
“Dünya beceriklilik üstüne kurulu. Yalnız becerikli kimseler kötülük yapıp bundan zararsız bir şekilde kurtulmasını biliyorlar.”
*Kaynakça: Cesare Pavese "Yaşama Uğraşı" e yayınları