KAĞIZMANLI BOB, ERZİNCANLI NURETTİN
Gazetelerden iki haber: Bob Dylan Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı. Nurettin Albayrak hayatını kaybetti.
Birisi tüm dünyanın konuştuğu haber diğeri ise birçoğumuzun
haberi olmayan bir vefat. Bob Dylan, dünyaca ünlü bir şarkıcı. Ozan da
diyebiliriz. Edebi çalışmaları nedeniyle Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık
görülmüş. Kendisi köklerinin Kağızman’a dayandığını söylediği için Türkiye’de
de bir miktar heyecan oluşturdu edebi başarısı. En bilindik şarkısı One More
Cup of Coffee’dir. Yani “bir fincan kahve daha”dır. Hüzünlü bir müziğin eşlik
ettiği sözler, yeryüzünde birçok kişinin diline dolanmıştır.
Kağızmanlı Bob’ın Nobel hikayesinin önemli kısımlarından
biri şu olabilir: Yazıdan çok sözle kendini ifade etmiş birisinin edebiyat
dünyasında var olması. Edebiyatı sadece basılı olan eser parantezinden
çıkaracak, deyim yerindeyse Gutenberg parantezine ciddi darbe vuracak bir zihin
değişikliğinden söz ediyoruz. Tamam Bob Dylan için verilen ödül yazdığı eser
içindi ama herkes onu kitaplaşmayan sözleriyle tanıyordu.
Söz uçar yazı kalır diye bir Latince söz vardır. O hep
yazının kalıcı, üstün olduğunu vurgulamak için söylenmiş gibi algılanır. Oysa
anlamı şudur, söz uçar, yücelir, yazı ise donuklaşır, statiktir. Son tahlilde
sözün daha değerli olduğu bir çağa dair işaretler alıyoruz. Klinik psikoloğa
gidip sadece yaşadıklarını anlatacak birisine ihtiyaç duyduğunu söyleyen
danışanlarla dolu bir çağdan söz ediyoruz. Söze duyduğumuz ihtiyaç bakidir.
Nurettin Albayrak dedin ama onunla ilgili bir şey okumadık diyeceksiniz.
Nurettin Albayrak, edebiyat araştırmacısı değerli bir isim. Dün
toprağa verildi. Erzincan’dan başlayan hayatı halk edebiyatı araştırmalarıyla
dolup taştı. Yirminin üzerinde kitabı var diyeyim gerisini siz anlayın. İşini
usulca yapan, fikir hayatına tohumlar atan, yaptığı işi ciddiye alan değerli
bir ilim adamı. Ortaya koyduğu eserlerin
niteliği onun tersinden Bob Dylan olarak anlatmamıza kafidir. Birçok ozanın hem
eserlerini hem dönemlerini ele almış ansiklopedi maddelerinden kitaplara kadar
geniş bir eser yelpazesini geride bırakmış.
Kağızmanlı Bob dünyaya ulaştıysa Erzincanlı Nurettin de
dünyaları bize ulaştırmış bir isimdir.
Kendi gündemimizden uzaktayız. Kendi değerlerimize
yabancıyız. Sözümüzü yükselten yücelten kişileri bilmekten, onlarla bir kültür
havzası oluşturmaya çalışmaktan gafiliz.
Nurettin Albayrak’ın yaptığı çalışmaların Bob Dylan’dan
aşağı kalır yanı yoktur. Bizi biz yapan sözleri, değerleri gün yüzüne çıkaran
bir kültür arkeoloğudur. Çalışmalarından birinin başlığı şudur: Dinî Türk Halk
Hikâyelerinden Geyik, Güvercin ve Deve Hikâyeleri. Kültür arkeoloğu dedik ya,
kendisi mevlitlerin ardına eklenen hikayelerdeki bu motifleri Peygamber
Efendimizin hayvan sevgisini yansıttığı için anlatıldığını ifade ediyor.
Kolaya kaçmadan, bu toprakların değerlerini toprağın üzerine
çıkarmaya çalışan, sözü yeniden yükseltmek için nefes veren biri isim. Allah’ın
rahmeti üzerine olsun. Sözün yükseldiği
kitaplarını okumak için Bob Dylan’ın dediği gibi “bir fincan kahve daha” içmeye
ne dersiniz?
Sözün yükselmesini izlemek için değmez mi?