YURTTA ADALET , DÜNYADA ADALET
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ve mülteciler özel toplantısında yaptığı konuşmalarla Türkiye’nin dünya mağdurlarının sözcüsü ve tek ümidi olduğunu bir kere daha kanıtladı. Cumhurbaşkanımızın “Dünya beşten büyüktür” sözleri BM Genel Kurulu’nda alkış almakla kalmadı aynı zamanda dünyadaki adaletsizliği vurguladı ve dünyada adil bir düzenin kurulması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye her gittiği yerde mağdurlara kol kanat geriyor. Dünya elini eteğini çekmişken Türkiye Somali’de 500 milyon dolar harcadı, ülkenin fakir fukarasına yardım etti, Somali’nin alt yapısını yaptı. Dünya’nın en meşhur yardım kuruluşları Somali’den kaçarken Türk STK’ları ve yardım kuruluşları Somali halkının imdadına yetişti. Hatta Türkiye dünyadaki en büyük büyükelçiliğini Washington’da değil Somali’de açtı.
Türk Silahlı Kuvvetleri 10 saat gibi kısa bir sürede Cerablus’u aldı ve o günden beri Türkiye can çekişen şehre hayat verdi. DAEŞ elinde nüfusu 3500’e düşen Cerablus, Türkiye’nin sağladığı imkânlar, elektrik ve su dâhil verdiği hizmetlerle ayağa kalktı ve nüfusu 25 bini geçti. Mazlumların hepsi Cerablus’a akın ediyor.
İşte Türkiye bu… Her yerde her zaman mağdur ve mazlumun yanında... Yani işin “dünyada adalet kısmı tamam.” Şimdi bu adaleti Türkiye’de de tesis etmek gerekiyor. Fetullah Gülen Terör Örgütünün darbe girişimi sonucunda birçok darbeci yakalandı, devlet dairelerinde “ayıklama” ve “temizlik” devam ediyor. Ama ister istemez bazı mağdurlar doğuyor. Cumhurbaşkanımız bile “at izi it izine karıştı” diyor. O zaman adil davranmak ve mağdurları süratle belirleyip adil davranmak lazım.
Bunun yanında darbenin bir de siyasi ayağı var ki onun da ciddi ve adil bir şekilde ortaya çıkması lazım. Burada AK Parti’ye, CHP’ye ve MHP’ye görevler düşüyor. Halkımız her yerde yapılan temizliğin siyasetede yapılmasını istiyor. Bunu yanında bu halkın bir başka beklentisi de bu darbenin hükümeti kimler ise onların da ortaya çıkarılmasını ve cezalandırılmasını bekliyor.
Bir de tabii ki adalet reformları var. FETÖ Türkiye’nin adalet sistemini hâkimleri, savcıları, mahkeme yazı işleri elemanları ile allak bullak etti. Şimdi artık ciddi reformlarla yeniden hak ve hukuku tesis etmemiz şart. İşte bunları gerçekleştiren Türkiye o zaman rahatlıkla göğsünü gere gere “yurtta adalet, dünyada adalet” diyecektir.