CUMHURBAŞKANININ MAKAM BİSİKLETİ
Bisiklet, iki teker demek. Eskiden velespit de denirdi. O da Fransızcasıymış, tez ayak anlamına geliyormuş. Bisiklet her çocuğun rüyasıdır. Romantik bir ulaşım aracıdır. Arabadan önceki arabadır. Enerjisi insandır. Bu yönüyle hayatın tam ortasındadır. Gelelim Gazze’nin bisikletlerine... Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzeli çocukların kullanması için bin adet bisiklet göndermiş. AFAD aracılığı ile dağıtılan bisikletler Gazze’de çocuklar tarafından ulaşım aracı olarak kullanılacakmış. Güzel bir resim, güzel bir düşünce. Türkiye’nin yaptığı önemli bir iletişim hamlesi. Neden diye soracaksınız. Çünkü bisiklet çevreci, insan gücüyle çalışan ve sempatik bir ulaşım aracı. Geçen yüzyılın başında araba sahibi olmak, onunla gezmek nasıl yükselen bir değer olmaya başladıysa bu yüzyılda da bisiklet aynı görevi üstleniyor. Gelişmiş ülkeler ulaşım araçları karmasında bisiklete daha fazla yer veriyorlar. Bisiklet, ulaşılabilir olduğu, ekonomik olduğu için ayrıca önemli. Şehir içi ulaşım bisiklet lehine gelişiyor. Yaşanabilir şehirler indekslerinde bisiklet ağları giderek daha fazla yer kaplıyor. Televizyonlar bisiklet merkezli haberlere daha fazla yer veriyorlar.
Türkiye’de sadece yazları çocukların kullandığı ve karne hediyesi olarak verilen bisiklet yerini kitlesel bir ulaşım aracı algısına terk ediyor. Bundan sonra bisiklet etrafında kurulan iletişimin artacağını söyleyebiliriz. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu başta olmak üzere Türkiye’de bisiklet adına fazlaca etkinlik düzenleniyor. Ancak bu etkinlikler bisikleti hayatın içine dahil etme vizyonundan uzak. Gazze’ye giden bisikletlere dönüş yapalım. Neresinden bakarsak bakalım ortaya çıkan manzara güzel. Bisiklet hediye edilen çocuklar zaten mutlu. Türkiye de kamu diplomasisi anlamında önemli bir adım atmış oluyor. Bisikletle kurulan iletişim kolay kolay yıkılmaz. Kopenhag, Amsterdam gibi şehirler dünyanın bisiklet başkentleri. Balkanlarda ise Arnavutluk’un İşkodra şehrini görmenizi isterim. Kadın erkek, yaşlı genç herkes bisikletlere biniyor. Şehir bisikletli haliyle adeta bir şenlik alanına dönüşüyor. Danimarka, Hollanda gibi ülkelerin kişi başı milli gelirleri fazla Arnavutluk’un az. Bu işte zengin fakir ayrımının olmadığını gösteriyor. Dünya üzerinde artık daha fazla insan motorlu taşıt yerine bisiklete biniyor. Küçük esnaf, kargo bisikletiyle görüyor işini. Büyük bir stratejinin adımları bunlar.
Türkiye, bisiklet etrafında şekillenecek iletişim stratejisiyle dünyaya önemli mesajlar iletebilir. Cumhurbaşkanının bir makam bisikleti olsa ve belirli yerlerde kullansa eminim ülkemizin tanıtımı açısından da önemli katkıları olur. Ayrıca genç nüfus arasında bisikletle ulaşımın yaygınlık kazanması için da faydalı olur. Bu sayede hem daha sağlıklı nesillere ulaşmış oluruz hem de sosyal rehabilitasyon için adım atmış oluruz. Zira ülke olarak yapmamız gereken kendi gücümüze inanmak. 15 Temmuz’da kendi gücümüze inanarak demokrasiye sahip çıkığımızı hatırlayalım. Neden kendi gücümüzle iki tekerlek üzerinde yol almayalım. Bisikletli bir gelecek düşünmenin tam vaktidir. Önce düz şehirlerde başlasın seferberlik, ardı gelir. Bir de Cumhurbaşkanı makam bisikletiyle geldi mi seyreyleyin manzarayı...