OLMAZ OLSUN ''İYİ SAATTE OLSUNLAR''
Üç harflilerin, perilerin isimleri anılmak istenmediği için onlara genel olarak şöyle denir: İyi saatte olsunlar Bunu bir yere yazalım güncel haberlere geçelim. Kış saati uygulamasından vazgeçiliyormuş. Vazgeçilen yaz saati uygulaması mı yoksa kış saati uygulaması mı eminim herkesin kafası karışacaktır. Saat üzerine düşünmenin zamanıdır. Saatleri Ayarlama Enstitüsü filan deyip yine kitap işlerine girmeye niyetim yok. Sadece Saat Kitabı’nı es geçmeyin derim. Şule Gürbüz imzalı. Devam ediyoruz. Saat, zamanı bölen bir şey. Verimlilik getirdiği söylense de genel olarak stres ve baş ağrısı ile özdeştir. Sabahları belirli bir vakitte işte olmanın tarihine biraz göz atalım. Esas itibariyle trenlere borçluymuşuz bu adeti. Tren denilen ulaşım aracı şehirlere belirli bir vakitte geldiği için tüm endüstri kendine çekidüzen vermeye başlamış. Bizde de köstekli saatlerin üzerinde demiryolu armaları bulunurdu. Sebep aynı. Saatleri hayatımıza aldık da iyi mi oldu. Sonrası? Sonrası, trafik, koşturmaca, mesaiye yetişme çabası vesaire vesaire...
İyi saatte olsunlar... Muasır medeniyet seviyesine ulaşacağız diye saatlerimizi ayarlamaktan bir hal olduk. Batıya bakmaktan boynumuz tutuldu. Saatler, saatleri vurdu çelik sesiyle... İyi saatte olsunlar geliyor yine... Saat bizim için büyük imtihandı. Bugün hala büyük camilerin içindeki saatlerden bazıları 1800’lerden, İngiltere’de üretilenlerdendir. Treni üreten saati de üretmiş. Muvakkithaneler toz tutmaya başlıyor tabii haliyle... Devr-i Hamid... Sultanın tahta çıkışının yıldönümlerinde memleketin her tarafında saat kuleleri yapılıyor. Balkanlar ve yakın doğumuzdaki şehirlerin bir çoğunda bugün hala duruyor bu saat kuleleri. Ama iyi saatte olsunlar geldi ve coğrafyamız paramparça oldu... Zaman ilerledi ve radyo girdi hayatımıza. Köstekli saatler eşliğinde “ajans” saati beklendi. Saatler ayarlandı haberler başlamadan. Sonra o ayarları yapan dedeler hayatımızdan birer birer gitti. Zaman akıp gitti ve saat onun peşinden koşturdu. İyi saatte olsunlar deyimi edebiyatımızda kullanılan bir deyim olmanın ötesine geçti. Gündelik hayatımızın içinde bir yer tutmaya başladı. Üç harflileri tanımlamaktan beş harflileri tanımlamaya evrildi. Yani darbeyi temsil etmeye başladı. Örnek verelim. “Gezi” zamanlarından bir analiz-tehdit: "Ben kaygılanmam, AKP seçmeni, AKP'yi savunanlar kaygılansın. Bu tür durumlarda toplumsal talepler karşılanmadığında iyi saatte olsunlar devreye girer."
İyi saatte olsunlar, ülkenin saatlerini geri almak üzere 15 Temmuz’da saatleri ayarlamaya ve ülkeyi oldukça geri bir zaman dilimine sürüklemeye çalıştı. Gösterilen direnç halkın üç harflilerle olduğu gibi beş harflilerle de korkutulamayacağının açık bir beyanıydı. İyi saatte olsunlar geldikleri gibi gerisin geriye gittiler. Saatleri değiştirmekle zamanı durdurmak mümkün değil. Bunu gördük yaşadık. Şimdi üstüne bir de kış saati uygulaması iptal oldu. Sanırım yaşamak istediğimiz zaman dilimine karar verdik artık. Anadolu’nun saat dilimi hayırlı uğurlu olsun. İyi saatte olsunlar bir daha semtimize bile uğramasın.