KAMYONCU EN ASİL DUYGUNUN İNSANIDIR
Gördüğümüz hemen her eserde bir kamyonun emeği vardır. Kocaman şehirler, köprüler, kamyonların yardımıyla inşa edilir. Yediğimiz içtiğimiz hemen her şey kamyonlarla elimize ulaşır. Bazısını biliriz, bazısını bilmeyiz. Kamyon demek kamyoncu demektir ve kamyoncu cefakardır. Yabancı bir ülkeyle sıkıntı mı oldu, mal giriş çıkışına kısıtlama mı geldi? Önce kamyoncu mağdur olur. Yollarda görürsünüz, sayıları bir milyona yaklaşan kamyoncular Türkiye’nin en büyük sosyal kesimlerinden biridir. Kendi deyimleriyle “yollarda hayat eskitirler.” Kamyoncuların Türkiye’de popüler kültürdeki yeri de ayrıdır. Mesela Selvi Boylum Al Yazmalım. Hikaye bir kamyoncu üzerinden örülür. Kamyoncular kendi hikayelerini anlatmaya fırsat bulamadıkları için yerleşik önyargılarla hücuma da uğrarlar. Recep İvedik filmini buna örnek olarak verebiliriz. Kamyoncu lokantaları bile ayrıdır otoyollarda. Sıra sıra park edilmiş kamyonların yanındaki lokantalarda bu büyük aile bir araya gelir. Evlerde bekleyenler ayrıdır, kafalardaki dertler ayrıdır.
Gündem böyleyken, darbe olmuşken nedir bu kamyon muhabbeti diyorsanız hemen konuya geçelim. Görmüşsünüzdür, tankların önünü kesmek isteyen kamyonları, yollara barikat olarak dizilen kamyonları. İşte onlar gerçek kahramanlardandır. Çünkü kamyon yattığı zaman ekmek yoktur şoförüne. Onlar daha iyi bir gelecek için kendilerini düşünmeyen kahramanlardır. Bazıları daha borcunu ödemedikleri kamyonlarını vatan için ıskartaya çıkartacak kadar yiğittir. Hesapsız kitapsız. Kamyoncu erkek mesleğidir. Ama şu anda en meşhur kamyoncumuz ise Şerife Boz isminde bir hanımefendidir. Taksim’e kamyonunun kasasında insanları taşıyan Türkiye’nin en ünlü kamyoncusu oldu kendisi. Demek ki kamyon kullanmak, ehliyetten önce yürek istiyormuş. Yaşadığımız günler bize bunu gösterdi. Şimdi bugün hala birçok kamyonu nizamiyelerin önünde nöbette görebilirsiniz. Halkı koruma bazen bir kamyona düşer. Bazen bir kamyoncu bayraklaşır ve öne atılır. Zaman geçecek ve onların gerçek hikayeleriyle buluşacağız. Dinleyeceğiz, gurur duyacağız. Sonra bu günler geçecek ve biz o kamyonları yollarda, sağ şeritlerde göreceğiz. Hayatın yükünü çekmeye çalışırken ağır ağır giderken.
Onları ne medyada göreceğiz, ne de sosyal medyada… Hikayelerini kendi aralarında dinlenirken anlatıp geçecekler. Yaptıklarının kahramanlık olduğunu umursamadan yolları eskitmeye devam edecekler. Kamyon arkalarına yazılan özlü sözlerde bugünden sonra yaşananların izlerini görebiliriz. Gazi madalyası takan kamyonları görmek de bizi şaşırtmamalı. Bu satırlar niye yazılıyor? Bu ülke borçlu olduğu kimseleri, kesimleri unutmasın diye… Vatan için kendini feda etmeye hazır kahraman insanlar gölgede kalmasın diye…
Kamyoncular sadece bir örnek. Nice isimsiz kahraman var, canla başla bu ülkenin selameti için çalışan. Gövdesini bu hayasızca akına siper eden nice kişi var. İşte bu kişiler, bu kahramanlar hiç unutulmasın, gölgede kalmasın. Büyük planlar, küçük görülen ayrıntılarla akamete uğrarlar. Türkiye’yi işgal planı da kamyoncuların ne kadar yürekli olabileceğini hesaba katmadan yapılmış bir plandı. Milletin tek yürek olduğunda her aracı direnişe dahil edebileceğini aklına bile getirmeyen bir plan.