İSTANBUL HATIRASI : KÖPRÜYE GEÇMEK
Köprüyü geçmek, önemlidir. Bizi, başka bir yere götürür, başkalarının hayatına tanık eder. Böylece daha olgun bir kişi oluruz. Köprülerin yokluğu acıdır, üzerine yapılmış filmleri bulabilirsiniz. Köprüyü korumak, hepimizi olduğu gibi, birey olarak tek tek kişileri de ilgilendiriyor. Fatih Akın’ın belgesel filminin adıdır. İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek.
Köprü bizim için kıymetli bir metafordur. Köprüler kurmak gönülleri açmak anlamına gelir. Köprüleri kurduğunuz insanlarla iletişim kurmaya başlarsınız. Köprü, iletişim demektir. Geçilmez denen suların üstüne kurulan köprüler, hem medeniyetin hem de birlikte yaşama arzusunun tezahürüdür. Fatih Akın’ın belgesel filminde köprü müzikle kurulur. İki güçlü tema bir arada diyebiliriz. Farklı sesler bir araya gelince, aynı amaç etrafında birleşirse ahenk oluşur. Fatih Akın’a bu kadar yer yeter, Altunizade’den yürümeye başlayalım. Şehitler verdiğimiz Boğaziçi Köprüsü’ne doğru ilerliyoruz. Darbecilerin sembolik işgal girişimi Boğaziçi Köprüsü üzerinde oldu. Tıpkı Hırvatların Mostar Köprüsü’nü hedef almaları gibi onlar da bir köprü üzerinden mesaj vermek istediler. Rezil oldular. Köprü üzerinde yaşanan kahramanlık hikayeleri gün geçtikçe artıyor. Şehitlerin yanı sıra askere karşı tek başına direniş gösteren bir kadın adeta destan yazdı. Unutulmasın. Onun adı Safiye Bayat.
Köprüyü savunmak mühimdir. Köprüyü savunacak gücünüz yoksa kısa sürede yok olur gider. Savunacak güçten kastım sadece silah değil. O köprünün ifade ettiği anlamı yüreğinizde taşıyorsanız elinizde silah olması gerekmez. İrade, tek başına güçlü bir silahtır. Köprüyü savunmak, birlikte yaşamayı savunmaktır. Köprü medeniyettir. Yüz yıllar önce de öyleydi, şimdi de. Köprü, kırılmışlıkları, bölünmüşlükleri toparlar. Köprüye karşı olanların bunu ekseriyetle kinle, garezle dile getirmeleri tesadüfi değildir. Daha geçenlerde Osman Gazi Köprüsü açıldı, kısa zaman sonra da Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Boğaz’daki üçüncü köprü açılacak.
Darbe olsaydı, başarabilselerdi, tüm gönül köprüleri havaya uçmuş olacaktı. Köprüyü ayakta tutmak için dikilen direklerin üstünden halka ateş eden keskin nişancının insanlıkla bir ilgisinin olduğunu söyleyebilir miyiz? Köprü işgalcilerden temizlendi, şehitler pahasına yıkılmadan... Şimdi bizleri zorlu bir görev bekliyor. Millet olduğumuzu unutmadan FETÖ ile mücadele etmek. Parti, siyasi görüş ayrımı yapmadan FETÖ’ye ve onun Türkiye’ye kasteden üyelerine karşı kurtuluş mücadelesine devam etmek.
Kıtaları birleştiren köprüleri inşa etmekten daha zoru gönülleri birleştirmektir. Bu saldırı Türkiye için çarpan yürekleri bir araya getirmiştir. Köprüden her geçişimiz kendimizi hatırlamamıza vesile olacaktır. Çanakkale’nin üzerinden yüz yıl geçse de, hain içimizden çıksa da milletin asla pes etmeyeceğini gösterecektir. Şunu da ekleyelim: Köprüleri inşa etmek için ince hesaplar gerekir ki köprü ayağa kalkabilsin. Ama köprüleri korumak için hesapsız olmak gerekir. Her türlü hesabın ötesine geçmek, ancak böyle koruyabiliriz. Altunizade’de başlayan yolculuğumuz Boğaziçi Köprüsü’nü geçerek sona erdi. Şehitlerimiz için bir Fatiha okumayı unutmadınız değil mi?