VATANSIZLIK
Tatsız günler yaşıyoruz. Rabbim tez zamanda hayırlı bir çıkış versin ülkeye. İhanetin, imtihanın katmerlisiyle muhatabız. Biriz, bir aradayız, buna şükür. Bu günler de geçer diyoruz. Darbe teşebbüsü bizi üzdü, yordu, tedirgin etti. İçimizden bazılarını alıp gitti. Dost olmadığını bildiklerimizin düşmanlıklarının nereye kadar gideceğini de görme imkanı sağladı. Niyazımız odur ki, daha ağır bedeller ödemeden dersimizi alalım ve işimize bakalım. Daha iyi bir Türkiye kurmak için harcayalım enerjimizi.
Bir şehitten bir de ihanetten söz etmek istiyorum.
Şehit, Mustafa Cambaz. Yeni Şafak Gazetesi’nde çalışıyordu. Fotoğraflarıyla ön plandaydı kendisi. Nerede bir ecdat yadigarı görse hemen fotoğrafını çeker. Hele camiler hele camiler. Mustafa Cambaz, Batı Trakyalıdır. Duyduğuma göre 35 yıldır haymatlos, yani vatansız. Türkiye’ye koşup gelmiş ama vatandaşlık almamış, alamamış. Ama bu topraklara ait olmasına, yüreklerimizin birlikte atmasına mani değil bu. Mustafa Cambaz’la aynı kurumda çalıştığımızda ayak üzeri görüşürdük, oturup konuşmak nasip olmamıştı ama bir bakışı ile gönlünüzü ısıtan insanlar vardır ya, onlardandı. Başkomutanın isteği ve emri üzerine sokaklara çıktı ve Çengelköy’de darbeci teröristler tarafından şehit edildi. Yunanistan’da doğan bir haymatlosun hayatı bu topraklarda, bu topraklar uğruna sona erdi. Mekanı cennet olsun. Sevenlerinin başı sağ olsun. Onun zaten bir vatanı vardı ama şimdi uğruna kanını döktüğü bir ülkesi var. Pek çoğumuzdan daha büyük bir bedel ödedi.
Şimdi gelelim ihanet kısmına. Mustafa Cambaz’ın şehadet haberini aldıktan sonra bir haber gözüme çarptı. Başarısız darbecilerden bir kısmı askeri bir helikopter ile Dedeağaç’a kaçmış. Yani Mustafa Cambaz’ın Türkiye’ye kaçtığı Yunanistan topraklarına. Kendi halkını, kendi parlamentosunu bombaladıktan sonra başarısız darbe girişiminin ardından ülkesinin emaneti olan helikopterle birlikte Yunanistan’a sığınmışlar. Hain her yerde haindir ve Yunanistan’da kısa sürede bu hainleri iade edeceğini ifade etmiş. Bir yanda Mustafa Cambaz’ın vatansız kimliği ile canını feda ettiği ülke. Aynı ülke kendisine hizmet hakkı tanıdığı askerleri tarafından ihanete uğruyor. Askeri üniforma giyen bu hainler vatanlarına ihanet edip vatansız kalmayı tercih ediyorlar. İsimlerini merak etmiyorum. Öğrenmek de istemem.
Gönlümüze isimleri çakılı kalacak olanlar, canları pahasına sivil direnişi gösterip tanklara tokat atan kahramanlardır. Sokaklarda nöbet tutan ve onurlu bir hayat için yaşamak için ölümü de göze alan kadın, erkek, genç, ihtiyar. Ne yaşadığımızı bazen sonradan anlarız, bazen de çok önceden. Mustafa Cambaz, bu ülkeye gelirken karşılık beklemediği bir sevgi vardı yanında. Mütebessim çehresi, mütevekkil duruşu ile daha yaşarken bir şehitlik beratını almıştı dersem mübalağa olmaz. Bir şehit ve bir ihanet, bize vatanın ne olduğunu vatansızın aslında kim olduğunu gösteriyor. Bir haymatlos hepimizden fazla bu vatanın sahibi olabilir, hem de gerçek sahibi. Bedelini ödeyerek, ölüme gülerek yürüyerek.