BRÜKSEL'DEKİ SERGİ O KADAR DA MASUM DEĞİL...
Batılı dostlarımız “Yahu ne var bunda bir fotoğrafçı 2013 ve 2105 yılları arasında kuzey Suriye’de çektiği resimleri Avrupa Parlamentosu koridorlarında sergiliyor, sizde amma alıngan oldunuz” diyorlar ama madalyonun tersine hiç de bakmak işlerine gelmiyor…
Evet, doğru fotoğrafçı Thomas Schmidiner kuzey Suriye’de çektiği 30 fotoğrafı “Rojava Avrupa Parlamentosu’nda” başlığı ile parlamentonun koridorlarında sergiliyor. Bu fotoğrafların çoğu bölge insanının günlük yaşantılarından alınmış kareler. Ama bunların yanında PKK teröristlerinin resimleri de var. Hatta bir resimde de PKK terörist başı Abdullah Öcalan’ın posterlerini taşıyan kişilerin resimleri de var. Abdullah Öcalan mahkûm olmuş ve cezasını İmralı adasında çeken bir tescilli terörist. Bunun tartışılacak bir yönü olmadığına göre burada ciddi bir hata yahut ciddi bir kasıt var.
Şimdi AB ve üye ülkeler PKK’yı terör örgütü olarak tanıyorlarsa ki tanıyorlar, o zaman böyle bir fotoğrafın AP koridorlarında yer almasına nasıl göz yumuyorlar? AB Parlamento yetkilileri uykudalar mı? Bu işte kasıt yoksa o zaman o resimler derhal indirilirdi. Ama hala o resimler oralarda kalıyorsa o zaman başka hesaplar var demektir. Birileri AB ve AP de PKK meselesini kaşımayı seviyor ve Avrupa kurumlarını da buna alet ediyor. Buna Avrupalı yetkililerin izin vermemesi gerekir.
Serginin adı Rojava. Yani kuzey Suriye’nin Kürtçe adı… Bu adı verenler yani çoktan kuzey Suriye’yi ülkeden koparıp bir Kürt devleti ilan etmişler bile. Sergiyi organize edenler neden “Kuzey Suriye Avrupa Parlamentosu’nda” diyememişler de “Rojava” lafını kullanmışlar? Hâlbuki bölgede Kürtler kadar Araplar ve Türkmenler de var ve Kürtler çoğunlukta bile değil. PKK savaş ortamında faydalanıp bölgeye girdi, etnik temizlik yapıp Türkmenleri ve Arapları ya öldürdü ya da onları Türkiye’ye sürdü. Bunu dünyadaki önde gelen insan hakları kuruluşları da rapor etti. Yani AB ve AP bunları görmüyor mu da “Rojava” hayalini başımıza kakıyor? Herkes Suriye bir ve beraber kalsın diyor ama sonra AB ayrılık tohumları atıyor. Türkiye bunlara itiraz ettiği zaman ise oyunbozan oluyor… İşte bu bizim için ve hatta Suriyeliler için kabul edilemez bir durum.