BAYRAMI ŞERİFİN MÜBAREK OLSUN ŞEKSPİR!
Bayramınız mübarek olsun. Allah nice bayramlara ulaşmayı sağlık ve mutlulukla ulaşmayı nasip eylesin. Bayram sabahı Şekspir’e selam vermek nereden çıktı diye merak etmeyin. Adam İngiliz, hem de yüzyıllar önce ölmüş. Aceleye gerek yok. Kahvaltınız bittiyse şöyle güzel bir bayram kahvesi alın ve okumaya başlayın. Tatlıyı fazla kaçırmayın, yiyeceklere gömülmeyin. Ya da nasıl istiyorsanız öyle yapın.
23 Nisan 2016, Şekspir’in ölümünün 500. yılıydı. Bu münasebetle yer gök Şekspir kaynıyordu. İngiltere, bu büyük şairinin 500. ölüm yıldönümünü onurlandırmak için türlü etkinlikler düzenledi, düzenliyor. Olmak ya da olmamak dediler ve Avrupa Birliği’nden çıktılar mesela. En büyük müsamere referandumdu. Hayat çoğu defa kurgunun önüne geçiyor. Şimdi soru şu: Şekspir Müslüman mıydı? Bu soru uzun süredir gündemi meşgul ediyormuş da haberimiz yokmuş. Eva Peron için mevlit okutan zihin yapımız var. Şimdi mesela bayramda misafirliğe gelenin tıka basa yemesini isteriz. Aç kalmasın diye. Sevdiğimiz insanların da Müslüman olmasını, Müslüman çıkmasını isteriz. Neden? Cennete gitsinler. O kadar amelleri boşa gitmesin diye.
Sırf bu yüzden turistlere kelimei şahadet getirtip sevap kazanmak isteyeninden, ömrünün son demini yaşayan gayrimüslimlere tebliğ yapan kişilere kadar birçok örnek görürüz. Şekspir’i de bu baptan Müslüman eylemek isteriz. Sadece Şekspir değil. Almanların ozanı Goethe’yi de gizli Müslümanlar arasına dahil ediveririz. Sarı Saltuk’un türbesini her yere taşıdığımız gibi. Sevme dürtümüz, nasıl desek, bazen biraz garipleşebiliyor. Sarı Saltuk’un bir Hristiyan azizi olduğunu söyleyen Balkan halkları varmış. Kendimizden eyleme durumunun bulaşıcı olduğuna dair bir emare olarak gösterip yazımıza devam edelim. Şekspir’in Müslüman olup olmadığını Allah bilir. Ama şunu söylemek mümkün: O, İngiliz dilinin şairidir ve o havzada eser vermiştir. Müslüman olsun ya da olmasın, başka biridir. Goethe’nin Alman olması gibi. Evet, temas kurmuş, İslam’a yakın mesajlar vermiş olabilirler ama hepsi o kadar. Bizim dilimiz Türkçe’dir. Şair dediğimizde de aklımıza Yunus Emre gelir. Aşka gelince Yunus, hüzünlenince Yunus, sarı çiçek görünce Yunus... Türkçe’yi bir gönül dili haline getiren, kelimeleri gerdanlık yapıp bu toprakların ruhuna asan kişidir Yunus. Dil sadece kelimelerden oluşmaz. Tarihi de katarsınız, hüznü de sevinci de... Bosna-Hersek’te her yere asılmıştır şimdi pankartlar: Bajram Serif Mübarek Olsun...
Bu Türkçe midir? Evet. Bu Boşnakça mıdır? O da evet. Bu gönül dilidir. Bayramlar aynı dili konuştuğumuzu gösterir. Sevincimizin ortak olduğunu, hüzünlerimiz gibi... Uzaklar, gönüllerde yakınlaşır. Küskünlükler merhametle silinir. Eğer dilimiz, sevgi, barış, kardeşlik ise alfabe ne olursa olsun, anlaşabiliriz demektir. Şekspir’le bayramlaşmak için uzun uzun izaha gerek yok. Gördüğümüz bir mısra bize hakkı söylüyorsa, o mısra ile bayramlaşalım. Kahveniz bittiyse bana müsaade. Hepinize hayırlı bayramlar dilerim.