
Hakiki bayram
Ramazan-ı Şerif'te şeytanların zincire vurulduğuna sevinirken cinni şeytanlara üstadlık eden insi şeytanların serbest olduğunu hesap edemedik ve maalesef her zamanki gibi sevincimiz yarım kaldı.
Siyonistler bizi yine şaşırtmadı ve aralıksız katliamlarına devam ettiler. Onun paralelinde Gazze'de yapılan soykırımı unutturan, geri plana attıran ülkemizde çıkarılan kargaşa, devletimize, İslam'ın mukaddesatına, ecdadın mezarlarına saldırılması, milli markalara boykot çağrıları yapılması vs... Bu, yapılanların kimlerin işine yaradığı veya kimler tarafından organize edildiğini açıkça gösteriyor. Kur'an-ı Kerim'de fitneyi çıkarmak ve yaymak münafıkların bir özelliği olarak geçiyor ve Peygamber Efendimiz (sav) hadis-i şerifinde: "Fitne uykudadır, uyandırana lânet olsun" buyuruyor.
Müslümanların Kur'an'dan ve sünnetten kopuk yaşaması, bilgisizliği fitneye düşmelerini kolaylaştırıyor. Bu zamanlarda yalan yanlış haberler hızla yayılıyor; müslümanlar birbirinden nefret ettiriliyor, huzursuzluklar bölünmeler artarak devam ediyor. Müslümanların bir araya gelememesinin en büyük sebebi münafıkların müslümanların arasına nifak tohumları atarak fitneye düşürmeleridir. Peygamber Efendimiz(sav): "Haberiniz olsun benden sonra fitne çıkacak. O fitne sırasında uyuyan uyanıktan, yatan oturandan, oturan ayakta olandan, ayakta olan yürüyenden, yürüyen koşandan daha hayırlıdır. Kim böyle bir fitneye rastlarsa hemen geri dönsün. Kim de fitne anında sığınacak bir kuytu bulursa oraya girsin" buyuruyor.
Bir müslümanın fitneden korunabilmesi için Kur'an'ı ve sünneti iyi bilmesi yani ilim sahibi olması, kendine verilen akıl kuvvesini istikamet üzere kullanması, her duyduğu habere inanmaması ve doğruluğunu araştırması gerekiyor. Bu bakımdan fitnenin ne olduğu, nereden geldiği, nasıl bertaraf edileceği hususunda müslümanın ilmi, firaseti, basireti ve sabrı yol gösterici olacaktır. Yoksa körü körüne iyi düşünülmeden bilinçsizce yapılan davranışlar âlem-i İslam'a büyük zararlar verecektir, veriyor da.
Bu kadar karmaşanın yaşandığı Ramazan -ı Şerif'in son demlerinde en güzeli, hâlâ fırsatımız varken kendimize yönelmek, nefis muhasebesi yapmak, tevbe ve istiğfar ile Rabb'imizden bağışlanma istemek olacaktır. "Temizlik imandandır" hadisince evimizde bayram temizliği yaptığımız gibi kalbimizi günahlardan, bâtıl itikatlardan, kötü hasletlerden, manevi kirlerden de temizleyerek bayrama tertemiz bir şekilde girmemiz ve bu halimizi diğer aylarda da devam ettirmemiz gerekiyor.
Allah bizi bu bayrama eriştirdiği gibi müminlerin bayramı olan ittihad-ı İslam bayramına da eriştirsin. Cennetin numuneleri olan bu bayrama bizi kavuşturduğu, sevdiklerimizle bir araya getirdiği gibi cennetinde Efendimiz (sav) ile sevdiklerimizle bir araya gelmeyi ve rüyet-i cemâlini bize nasib eylesin. Âmin!