Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
ANKARA
00:00:00
Güneş vaktine kalan
İSTANBUL
00:00:00
Güneş vaktine kalan
Ara

100 yıl önce İstanbul Belediyesi ve.. Cumhuriyet tarihimizin 'ilk büyük mali skandalı'

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Cumhuriyet tarihimizin ilk büyük mali skandalı İstanbul Esnaf Bankası vakası ile bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberindeki isimlere yöneltilen suçlamalar arasında şaşırtıcı bir tarihsel paralellik söz konusu.

Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında millî iktisat politikalarının uygulanmasının en önemli araçlarından biri olan bankacılık sektörü, sermaye birikimini sağlamayı ve esnafın ekonomik gücünü artırmayı hedefliyordu. 

Bu kapsamda, İstanbul Belediyesi'nin teşebbüsü ile 14 Haziran 1925 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ve Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal ve tüm kabinenin imzasının bulunduğu Kuruluş Nizamnamesi ile İstanbul Esnaf Bankası TAŞ faaliyete başladı.

Büyük umutlarla kurulan İstanbul Esnaf Bankası, ne yazık ki kısa sürede amacından saparak yolsuzluk ve rant ilişkilerinin odağı haline geldi.

Bankanın kuruluş amacı İstanbul esnafının ekonomik gücünü desteklemek olsa da yöneticilerin kontrolündeki banka hızla yanlış yatırımlara, riskli ticari faaliyetlere ve kişisel çıkarlara hizmet eden uygulamalara yöneldi. 

Bankanın müdürü Faik Bey’in görev yaptığı dönemde yaşanan suiistimaller, esnafın desteği yerine, siyasi ve ekonomik rantların peşinde koşan bir yapı oluşturdu. 

İstanbul Esnaf Bankası’nın işleyişindeki aksaklıkların gündeme getirilişi 1933 yılı İstanbul Belediyesi Şehir Meclisinde tartışılmış olsa da basında gündem oluşturması Nisan 1934’te mümkün olmuştu. 

İstanbul Belediyesi meclis üyesi ve aynı zamanda gazeteci olan Etem İzzet Bey’in durumu basına yansıtmasıyla, Esnaf Bankası hakkındaki suiistimaller büyük yankı uyandırdı. 

1934 Nisan’ında neredeyse tüm gazetelerin manşetlere taşıdığı bankanın faaliyetlerine ilişkin usulsüzlükler uzun süre tartışıldı.

Harf devrimi sonrası daktilo ticaretinden piyango bayiliğine kadar, bankanın sermayesini aşan riskli ve düzensiz işler, banka sermayesinin kısa sürede yok olmasına neden oldu.

Dönemin gazeteleri, yine aynı dönemde Fransa’da bankaları dolandırmakla suçlanan ve ölümünün ardından başbakanın istifası ve bakanların görevden alınmasına sebep olan Serge Alexandre Stavisky adlı kişiden esinlenerek “Stavisky” skandalına benzeterek, yaşananları açıkça yolsuzluk ve yağmalama olarak nitelendirdi. 

Banka sermayesinin büyük bölümüne sahip olan İstanbul Belediyesi’nin yöneticilerinin banka yönetiminde yer alması ve iflas eden şirketlere verilen kredilerin belediye üyelerinin çevresine dağıtılması, dönemin basınının dikkatini çekmişti.

Esnaf Bankası’ndaki yolsuzluklar içte olduğu kadar dış basının da ilgisini çekmiş, İngiliz Ekonomist Dergisi 500 bin lira sermayeli bankanın idare edilemediği için perişan vaziyete düşmesini “Cumhuriyetin ilk mali skandalı” olarak adlandırmıştı: 

“Bundan 9 sene evvel kurulan 500,000 lira sermayeli Esnaf Bankasının parası mali hulya kabilinden işlere yatırılmak suretile batırılmıştır. İstanbul Belediyesinin de sermayesine mühim nispette iştiraki olduğu anlaşılan bu müessese fena idare edilmiş, teminatsız, çürük işlere atılarak perişan olmuştur” (Cumhuriyet, 1934f, s. 4). 

Dahiliye müfettişlerinin incelemeleri sonunda banka müdürü ve denetçiler hakkında soruşturmalar başlatılmış, ancak gerçek anlamda cezai bir sonuç alınamamıştı. 

Bu durum, kamu vicdanında derin yaralar açarken, yolsuzlukların üzerinin ekonomik kriz bahanesiyle örtülmesi de o günlerden bugüne taşınan bir sorun olmuştur.

Günümüzde de tablo çok farklı gözükmüyor. 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, belediye bürokratları ve bazı belediye başkanları hakkında başlatılan soruşturma; "suç örgütü kurmak", "ihaleye fesat karıştırmak", "rüşvet", "dolandırıcılık" gibi ağır suçlamalar içermekte. Ayrıca, PKK/KCK terör örgütüne yardım iddiaları da soruşturmanın ciddiyetini daha da artırmakta. 

Yaklaşık yüz yıl önce olduğu gibi, belediye yönetiminin ekonomik faaliyetleri, siyasi çıkar gruplarının rant beklentileriyle örtüşmüş, soruşturmanın temelindeki iddialar, ekonomik çıkarların kamu çıkarının önüne geçtiğini göstermekte.

Her iki olay da İstanbul Belediyesi’nin mali kaynaklarının ve kamu gücünün belirli zümrelerin çıkarlarına hizmet edecek şekilde kullanıldığı suçlamalarını içermektedir. 

Esnaf Bankası vakasında ortaya çıkan denetimsizlik ve ihmalkârlık, bugünkü soruşturmada da gözlenen iddialar arasında yer almakta. 

Tarihten çıkarılacak en büyük ders ise, siyasi ve ekonomik güçlerin birbirinden ayrılmasının ve şeffaflığın önemi.

Bugün yaşanan soruşturmaların sonucunda nasıl bir tablo çıkacağı henüz belirsiz olsa da İstanbul Esnaf Bankası vakası, İstanbul Belediyesi’nin tarih boyunca karşılaştığı mali skandalların ne ilki ne de sonuncusu olacağını göstermesi açısından önemlidir. 

Bu bağlamda geçmişin tecrübelerinden ders alınmadıkça, tarihî tekerrürlerin kaçınılmaz olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. 

Cumhuriyet tarihinin ilk mali skandalından günümüze uzanan bu süreç, kamu yönetiminin şeffaflığı ve hesap verebilirliği sağlanmadıkça benzer olayların yaşanabileceğini bir kez daha hatırlatmaktadır.

Dipnot:

BusinessEkonomi Nisan sayısında tüm detaylarını okuyacağınız, İstanbul esnafının “iktisadi iktidarlarının takviyesi ve mali itibarlarının temini”ni sağlamak amacıyla kurulan İstanbul Esnaf Bankası; bankacılık işlemlerinin yanı sıra, sermayesinin oldukça üzerinde ve kısa surede daha fazla kazanç elde etmeyi amaçladıkları ticari faaliyetlere yönelmiştir. İşleyişinin, belli bir zümrenin iktisadi menfaatleri çerçevesinde rant odağı haline gelmesiyle, Mart 1935’te faaliyetlerine ara veren İstanbul Esnaf Bankasının, sermayesi kaybolduğu gerekçesiyle 28 Şubat 1938 tarihinde fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir. (Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt: 25, Sayı: 2)

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *