
Ekranlardaki reklam yayınları kontrolden çıktı
Her dem gündemde olan ve son yıllarda giderek karmaşık hale gelen yayın ilkeleri!... Neler oluyor yayınlarda kimler hangi kurallara göre televizyon yayınlarını yapıyor anlamak ve bu konuda şu an fazlaca yorum yapabilmek pek mümkün değil gibi görünüyor. Ülkemizdeki tüm televizyon yayınları, Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu (RTÜK) tarafından denetlenir.
Buradaki sözünü edeceğimiz yayınlardaki eksiklerinden çok yayınların çok önemli bir bölümünü oluşturan ekranlara yerleştirilen reklam-ilan yayılarının ekrana getirilmesi sırsındaki kafa karıştıran ve de televizyon izleyicilerinin en çok şikayetçi oldukları reklamların program kurgularında yayınlara yerleştirilmesi, yayın kurgularında önemli bir bölmünü oluşturan; diziler, filmler ve tüm diğer özel yapımlar, kadın, magazin ve programları başına, önüne, içlerine ve aralarına yerleştirilen reklamların yayınlarındaki kurgu ve yerleştirilme savrukluklarına veya aklına esenin denetimden kaçırarak yürüttükleri uygulamaların yarattığı rahatsızlık ve izleyiciyi bıktıran reklam yerleştirmeleridir.
Televizyonlarda reklamların içerikleri kısa adı RÖK olan Reklam Özdenetim Kurulu tarafından denetleniyor. RÖK daha çok televizyonlarda yayınlanan reklamların içeriklerini denetleyen durumdadır. O nedenle burada değineceğim konu televizyon ekranlarının yayın akışlarında yerleştirilme biçimleri ve burada yerleştirilme planlarında uygulanması gereken RTÜK kurallardır. Konuyu işlerken; geriye dönük olarak bu konuda birçok kez yazdıklarımı anımsadım. Anayasa’daki Yayın İlke ve Esaslarını düzenleyen 133. maddeden başlayarak Genel Yayın İlkeleri ve günümüz televizyon yayınlarında ekrana yansıyanlara varıncaya kadar tüm televizyon izleyicilerini bilgilendirecek bu tür içerikli yazıyı birkaç kez bu köşemizde gündeme getirmişim. Bu konudaki değişimler ve yenilenmeler birçok kez düzenlendi.
Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesini Değiştiren Protokolu Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanunun Yayınlar Sözleşmesinin 2.7.2003 yılında yürürlüğe kabul edilen, yenilenen RTÜK Yasasına göre değişimleriyla bazı yenilenmeler yapıldı ama, şu an ekranlara yerleştirilen reklamların yayın kurgularında oldukça savruk, kontrol dışı gibi görünen, karmaşık, bıktırıcı yapı, izleyiciyi oldukça fazla rahatsız etmektedir. Geriye dönüp o günlerde yazdıklarımı bir kez daha okudum ve o günden bugüne değişen pek fazla bir şey olmamış. Bırakın değişmeyi bugün gelinen nokta o zamankinden daha da karmaşık haldedir. O karmaşıklığa bugün bir de, reklamların dönüştüğü yerleştirilme savrukluğunun, reklam yayın saatlerinin üzerindeki ezici üstünlüğünü de eklediğinizde durumun daha da vahim olduğunu görebilirsiniz.
Sözünü ettiğim programlar; kadın, magazin programları ve dizilerin başına, sonuna, aralarına ve içlerine, izlenmeyi zorlaştırıcı yerleştirilme uygulamalarının, yıllar öncesinde sık sık vurguladığım “Reklam arası film, dizi” izlenme şikayetlerini iyice yoğunlaştırdı. Bu şekilde yerleştirilen reklam kuşaklarının, yerleştirilmesindeki savrukluğun yarattığı bıktırıcı süreler dayanılır gibi değil. Reklam kuşaklarının yayın saatleri, kayıtlara zorunlu olarak yerleştirilmiş, ama özellikle, dizi, film ve programlar başındaki, sonundaki, içindeki bitmez tükenmez reklam yerleştirmeleri televizyon izleyicileri üzerinde dayanılmaz bir bıkkınlık oluşturmuş. Buralara yerleştirilmiş reklam kuşaklarının, reklam yayın sürelerine uydurmak için olması gereken yayın süreleri sonuna birkaç kez eklenen kendi program tanıtım reklamları, ardından eklenen bitmek tükenmez ticari reklamlar dayanılır gibi.
Bu, eklenen ve süreyi iyice arttıran izleyiciyi bıktıran reklam yayın süreleri bazen tam bıktırıcı şikayetler konusudur. Hele hele bu reklam kuşaklarının uygulamasının bitimine yakın ekranın sol trafına yansıtılan reklam kuşağının sonlandırılacağını belirten dijital süre önceleri 2-3 dakika idi, son zamanlarda bu süre 4-5 dakikaya çoktan aştı bile. Bu durumu kontrol edecek müdahale edecek, hesap soracak kimseler yok mu? Reklamlar konusu gerçekten çok önemliydi. Sayısını bir anda hatırlayamadığım sayılara varan ulusal kanallar, hemen hemen her ilde en az iki olmak üzere ikiyüzün üzerinde yerel yayın yapan kanal ile Türkiye’de televizyon yayıncılığı konusunda tam bir yayıncılık karmaşası yaşanmakta.
Özellikle ulusal yayın yapan televizyon kanallarındaki reklamların birçoğunda bu sözünü ettiğim reklam yayınlarını takip edebilmek, bu reklamlar karmaşasıyla uğraşmak gerçekten RTÜK için çok zor. Sayısını bile hatırlamadıkları kadar çok büyük bir izleyici ordusu ile tüm ülke genelinde yayın yapan ulusal ve yerel kanalları izliyorlar ve yayınları disipline etmeye çalışıyorlar. Yapılan yayınların, birçoğunda yayın ilkeleri ihlalinin olduğunu hemen hemen hepimiz biliyoruz. Tüm bu karmaşa arasında bir de tüm ülke genelinde yayın yapan yüzlerce radyoyu da hesaba katarsak işin vehametini anlar, gelinen durumun ne kadar zor ve karmaşık olduğunu daha rahat kavrayabiliriz. Asıl olan bir gerçek var ki, reklam yayınlarını yerleştirilmesi konusunda işin çivisi tamamen çıktı gibi.
Son zamanlarda değer ölçüsü olarak bağlayıcı hale gelen reyting kaygısı yayınlardaki kalitenin önüne geçti. Artık varsa yoksa reyting… Televizyonda tüm yayın ilkelerine uyum televizyon yayıncılığının en gerekli unsurudur. Ülke insanını televizyon yayınlarından etkilenme derecesini de göz önüne alırsak, yapılan reklamlar da dahil tüm yayınların toplum üzerindeki etkilerini daha kolay anlayabiliriz. Genel olarak televizyon yayınları, toplum üzerinde ençok etkisini hissettiren bir iletişim aracıdır.. Bu tür iletişimin yoğun etkisi sadece bizde değil tüm dünyada böyledir. Toplum üzerinde böylesine etkili bir aracı çok dikkatli ve fonksiyonel kullanmak gerektir.
Bu konuda yapılabilecek yanlışların toplum üzerindeki olumsuz etkileri gün gelir kontrol edilemez hale gelebilir. Tüm yayın kuruluşlarının ekrana yansıttıkları yayınlarda daha dikkatli ve sorumluluk bilinciyle davranmaları ve bu anlayışla yayın yapmaları zorunludur. Günümüz televizyon kuruluşları yayınlarında, bu konuda gereken özeni gösteriyorlar mı? Bu soruya yanıtımızın net “evet gösteriyorlar” olmasını çok isterdik. Ama yansıyan fotoğraf o görüntüyü vermiyor. Bazı şeyler, ve şartlar tersine işliyor. Yayınlar konusunda bazan herkes bildiğini okuyor… Bu konuda çok iyi niyetli değiliz gibi. Önümüzdeki günlerde neler olacak göreceğiz Ekranlardaki reklamlar konusunda söyleyeceklerimiz daha bitmedi.