Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Açık
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
ANKARA
00:00:00
İftar vaktine kalan
İSTANBUL
00:00:00
İftar vaktine kalan
Ara

Peki ya şimdi?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bu aralar televizyondaki prime time dilimi dizilerine kafayı fena takmış haldeyim. Nerdeyse her kanaldaki, her diziye göz atıyorum. Bazılarını severek bazılarını inatla eleştirerek bazılarına da hayretle eşlik ediyorum. Günün sonunda kendimi hep ‘yine nedense hep aynı noktadayız.’ derken buluyorum. Kadınların olduğu konuma, dizilerdeki yerimize şaşkınlıkla bakıyorum.

 Bir erkeğin tek bir bakışıyla kadınları yerle bir edebildiği bir dizi, birkaç yıl önce kardeşini oynarken bugün yaşının iki katı adamla partnerlik yapan kadınlar ve ortadan bir anda kaybolan kocasının ardından kayınvalidesiyle ve tüm toplum baskısıyla ilgilenmek zorunda kalan bir kadın... Ve daha nicesi… Bu dizi izleme serüvenim yeni değildi aslında, yazmak için izlemeye çok uzun zaman önce başlamıştım. Bu sektördeki tekelleşme sorunlarını ne kadar konuşmamız gerekiyor? Hangi noktada tekelleşmenin bittiğine olan inancımız tamamlanacak? 

Sektörü tek bir kişinin döndürdüğünü düşünmek ne kadar doğru? Ya da bir de tersini düşünelim, yönetmediğini düşünmek ne kadar doğru? Derdim bir isim vermek ya da tekelde dönen oyuncuları mimletmek değil. Bazı dizilerde bazı oyuncuların role uymadığı halde rolü alması yeni bir olay mı? Dün mü başladı bu konular ki bugün bu oyunculara sosyal medya üzerinden linç girişiminde bulunuluyor? 2024 yılında 62 dizinin yarısından fazlasının ekrana veda etmesi bir kişi sebepli olamaz diye düşünüyorum ama bu sayının normal olmadığını da göz ardı edemeyiz. Bu sayının sebebi izleyici kitlenin artık yorulması, bıkması hatta izleme eğiliminden cayması. 

Atılan taş ürkütülen kuşa değmiyorsa ve elimizdeki diziler artık izleyiciyi tatmin etmiyorsa bunu çözmesi gereken kim? Sektörü düzeltecek olan kim? Rekabet Kurumu’nun da el attığı bu durum sizce en çok kime zarar verecek? Oyunculara mı, menajer tayfasına mı yoksa hiç hesaba katmadığımız izleyici kitlesi olan bizlere mi? 

Vizyoner bir sektör hedefi güde güde geldiğimiz bu noktada, bağıra çağıra desteklensin dediğim sanat filmlerinin sayısının artmasına yönelik hamleler yapacağımıza, izlediğimiz vizyon filmlerinin prime-time dizilerinin ne zaman farkına varırız? Ne zaman kendi sektörümüzü kendimiz yönlendiririz? Bu soruların cevabını kendimize sizce ne zaman veririz?

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır?
Captcha Image
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *