Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Açık
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
ANKARA
00:00:00
İmsak vaktine kalan
İSTANBUL
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara

Yalnızlık ve modern hayat

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Son dönemlerde en çok kullanılan ifadelerden bir tanesi yalnızlık. Literatüre daha yoğun bir şekilde aralarına dahil ettiğimiz, çevremizde kiminle konuşursak dertlendiği, yakındığı durum yalnızlık. Dijital modern sistem her geçen gün insanları daha da yalnızlaştırıyor. Sosyal medya mecralarında birbiriyle etkileşim kurduğunu düşünen insanların neden bu kadar kendini yalnız hissettiği derin bir konu. Aslında yalnızlıkla tek başınalığı ayırt etmek gerekiyor. 

Tek başınalık bir tercih sebebi. İnsan bazen kendisiyle kalmak ister, sosyal hayattan, çevresindeki insanlardan kendisini ayırır ve kendi öz benliğine, kendi dinginliğine dönmek ister. Bu, tek başınalıktır ve tercih sebebidir. İstediği anda bunu sonlandırabilir ve istediği zaman tekrar sosyal hayata entegre olabilir. Yalnızlık ise büyük bir eksiklik ve ihtiyaç hâli. Çevrenizdeki insanların fizyolojik olarak yanınızda olması, teninize dokunuyor olması, sosyal medyada ekranınıza düşüyor olması yalnızlığınızı dindirmiyor. İnsanın ruh dünyasında derdini anlatamaması, insanlarla duygularını samimi şekilde paylaşmaması, her şeyin sanrılaşması ve gitgide uzaklaşan ruhlar… 

Milyarlarca insanın yaşadığı dünyada bu kadar yalnızın olması gerçekten düşündürücü. Bu yalnızlık yolculuğu nereye kadar gidecek bilmiyorum ama insanlar bu kadar şekilciliğin esiri olup sadece görsel algının yolcusu olunca, insanlar duyguyu ihmal eder oldu. Sosyal çevrenizde, en sıkıntılı hâlinizde dertlerinizi paylaşabileceğiniz, eğlenceli zaman geçirebileceğiniz, birlikte yaşam kültürü oluşturabileceğiniz insanların olması sizi psikolojik olarak destekler. Ötesinde ise herhangi bir sosyal etkinlik ya da aktivitede gerçekten yanı başınızda kimse yoksa, bu çok vahim bir durum ve maalesef bu durumu yaşayan çok fazla insan var. Sosyal medyanın sanal halleri, sahte yüzleri, yapmacık durumları bizi yalnızlığa esir ediyor. Gerçekten organik hayatın kıymetini bilmeliyiz. 

Sadece dijital dünyada bir paylaşıma attığımız like, yaptığımız bir yorum hayatımızın merkezinde olmamalı. Oturup bir dostumuzla, arkadaşımızla, ailemizle uzun uzun, hissede hissede dertleşebilmeli, birlikte zaman geçirebilmeliyiz. Modern hayat, kapital varlıkların, sosyal statülerin, sadece makamsal olguların, güç algısının tam da merkezinde akıp gidiyor. Ruhunu ortaya koyup gerçekten içsel yolculuğuna dönme telaşında olan insan, gerçekle yüzleştiği anda ne kadar yalnız olduğunu hissediyor. 

Özellikle bizim gibi, medeniyet kodları dayanışmaya, güçlü sosyal ilişkilere dayalı toplumlardaki bireyler için bu durum çok daha zor. Onun için kendi gerçeğimize çok daha fazla önem vermeli, toplumsal dayanışmamızı, insani ve vicdani paylaşımımızı çok daha fazla kıymetli hâle dönüştürmeliyiz. Modern hayatın esaretinden kurtulmanın, zincirleri kırmanın en güzel yolu, birbirimize gerçekten ama gerçekten samimi değer verip bu hayat yolculuğunda birbirimize eşlik etmek.

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır?
Captcha Image
Z
Ziyaretçi 11 saat önce
İçinde bulunduğumuz zamanın manevi hastalığını ne güzel ifade etmişsiniz…
BEĞENME
0
CEVAPLA