
Ramazan ve futbol
Bu sene Ramazan Ayı 1 Mart Cumartesi günü itibarıyla başlıyor hayırlısıyla. Her sene bu günlerde futbolcuların oruç tutmalarından başlayarak maç naklen yayın saatlerine varan bir tartışmadır başlar genellikle. Her kafadan bir ses çıkar. Herkes kendine göre doğru bulduğu/gördüğü neyse onun genel kabul olması konusunda ısrar eder ve bir bakmışız Ramazan Bayramı gelmiş ve bu konular 11 Ayın sultanı tekrar gelene kadar gündemden düşüvermiş. Hoş gelmiş, safa gelmiş mübarek Ramazan.
İslam dininde farz ibadetlerden olan Oruç’la ilgili şartlar ve hükümler bellidir. Kimlerin oruç tutabileceği kimlerin ise tutmalarının şart olmadığı ilmihal kitaplarında yazılmaktadır. Oruç tutacak veya tutamayacak kişiler kendi şartlarının hangi hale uyduğuna oradan bakıp karar verebilirler. İbadetler kişilerle Allah arasında bir konu olduğundan kimseye niye tutuyorsun, niye tutmuyorsun denemeyeceği için söylenen her şey zaittir, gereksizdir. Musa Sow Fenerbahçe’de oynarken her sene bir oruç muhabbeti açılır ve gerekli-gereksiz sayfalar dolusu geyiği yapılırdı.
Aykut Hoca zamanında Hoca futbolcuların oruç tutmalarının performanslarına menfi etki edeceğini düşünerek oruç izni vermez ama Musa Sow yılların alışkanlığı ile gene de Ramazan Ayı boyunca hem orucunu tutar hem de maçlara çıkar takır-takır gollerini atardı. Meşhur rövaşata gollerinden kaç tanesi Ramazan’a gelmişti kim bilir? Geçen senelerde Avrupa’da birçok ülkede ve birçok maçta iftar saatine denk gelen dakikalarda çeşitli müdahalelerle oyunun durduğuna defalarca şahit olduk. Ya hakem müdahalesi ile oyun bir şekilde durdu ve oruçlu futbolcular su için oruçlarını açtılar, ya da diğer dinden futbolcular Müslüman arkadaşları oruç açabilsin diye topu oyun dışına gönderip ufak bir iftar molasına sebebiyet verdiler.
(Fransa geçen sene katı laik bir uygulama ile iftar saati oyun durdurmayı yasakladı hakemlere) Bizde Federasyonlar genellikle iftar saatine denk gelecek şekilde maç programı yapmıyorlar kaç senedir. Genellikle o gün için programda eğer birden fazla maç varsa bir maç iftardan sonraya diğerleri de iftardan önce bitecek şekilde konuluyor. Bu hem futbolcular için hem de yayıncı kuruluş için olumlu bir yaklaşım aslında. Bu sene de Federasyonumuz 13.00, 16.00 ve 20.30 olarak belirledi maçların başlangıç saatlerini mantıklı olarak. Bilimsel olarak akademide yapılan bolca araştırma var YÖK-TEZ’de. İsteyen bunlardan bakabilir. Yurt dışında da genellikle Fransa’da akademide bu konu çokça tartışılıyor.
Fransa’nın Müslüman sömürgelerinden devşirilen oruç tutan futbolcularının çokluğu sebebiyle spor fizyoterapisi ve beslenme konularında geniş bir literatür var. Uyku düzeni, beslenme, bireysel performans, tansiyon, iç organların susuz kalması, terle kaybedilen minerallerin ikamesi gibi çok çeşitli konu var. Aslında burada temel konu futbolcunun inanç- performans tercihi olarak ortaya çıkıyor. Bazı futbolcular bunun ikisini bir arada yürütebilirken bazılarında performans kayıpları olabiliyor. Hocanın taktiği, takımın toplam performansı, oruç tutan oyuncunun enerjisini ekonomik kullanması gibi çok bilinmeyenli bir denklem söz konusu ve her oyuncu için, her takım için ideal bir çözüm ne yazık ki yok. Hepimize güzel ve bereketli bir Ramazan Ayı dileklerimizle.