Ruh sağlığımızın 2024 güncesi
Belirsizlik ve korkular: Kolektif travmaların etkisi 2024, deprem, iklim krizleri ve küresel ekonomik dalgalanmalar gibi pek çok büyük olayla geçti. Bu tür krizler, toplumsal anlamda bir “kolektif travma” yaratarak bireylerde güvensizlik, kaygı ve tükenmişlik hissini artırıyor. Örneğin, şubat ayında yaşanan büyük depremin ardından, ülke genelinde “güvende hissetmeme” duygusunun arttığını gördük. Travmayı yalnızca yaşayanlar değil, televizyon ya da sosyal medyadan takip edenler de hissetti. Psikoloji literatüründe buna “ikincil travma” denir ve bu yıl bunun yaygın bir örneğini gözlemledik.
Teknolojinin yükselişi: Bağlantıda kalmak mı, bağımlı olmak mı? 2024’te yapay zekâ ve dijitalleşme, iş hayatından özel yaşantıya kadar her alanda etkisini gösterdi. Ancak, teknolojiyle olan bu yakın ilişkimiz, bir yandan kolaylık sağlarken diğer yandan izolasyon ve yalnızlık duygusunu artırdı. Çevrimiçi terapi seanslarında sıkça duyduğum bir cümle, bunun özeti gibiydi: “Herkesle bağlantıdayım ama kimseye yakın hissetmiyorum.” Bu durum, teknolojiyi nasıl kullandığımızın ve duygusal ihtiyaçlarımızı ne kadar göz ardı ettiğimizin bir göstergesi.
Toplumsal dayanışma ve umut öyküleri: Olumsuzlukların yanı sıra, 2024’te umut veren dayanışma hikâyelerine de tanık olduk. Örneğin, deprem sonrası gönüllü çalışmalara katılan gençlerin sayısındaki artış, dayanışmanın psikolojik sağlığa olumlu etkisini bir kez daha gösterdi. İyilik yapmak ve bir topluluğun parçası olmak, bireylerin kendi travmalarını da iyileştirmesine yardımcı olur. Bu nedenle, bu yılın bize öğrettiği en önemli şeylerden biri, toplumsal bağların ne kadar önemli olduğuydu.
Psikolojik sağlamlık: Ayakta kalma çabası Her kriz, bireylerin ve toplumların psikolojik sağlamlık kapasitesini test eder. Bu yıl, başta gençler olmak üzere birçok insanın kendini keşfetme ve dayanıklılık geliştirme çabasına şahit olduk.
2025 için neler yapılabilir?
Geriye dönüp baktığımızda, 2024’ün pek çok zorluk ve öğretici deneyimle dolu olduğunu görüyoruz. 2025’e girerken bireyler ve toplum olarak kendimize şu soruları sormalıyız: Daha sağlıklı bir ruh hali için günlük hayatımızda neleri değiştirebiliriz? Krizlerle başa çıkarken nasıl daha fazla dayanışma içinde olabiliriz? Şu halde, bu yılın tüm yüküne rağmen hala umutlu kalmayı başardıysanız, bilin ki büyük bir iş başardınız. Unutmayın, psikolojik sağlamlık sadece krizleri atlatmak değil, aynı zamanda krizlerden öğrenmektir. 2025’in hepimize daha huzurlu ve sağlıklı bir yıl getirmesi dileğiyle…