TÜRKİYE EŞLİĞİNDE IRAK OKUMALARI
Irak’tan ulaşan tüm notlar olumlu, bir kesim dışında; PKK!
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği Irak ziyareti önemli kodları barındırıyordu.
28 Ağustos Pazartesi günü köşeme taşıdığım “1071’den 2023’e Ulaşan Türkiyecilik” başlıklı yazımın bir bölümünde belirttiğim gibi Bakan Fidan’ın Irak ziyareti Türkiye Yüzyılı vizyonunun diplomatik lansmanı niteliğindeydi. Dilerseniz bugün o ziyareti ve detaylı yansımalarını konuşalım.
Bakan Fidan’a Dışişleri Bakanı olarak göreve geldiği ilk günlerde (19 Haziran tarihli) bir yazımda şöyle yer vermiştim;
“... Göreve yeni başlayan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan önceki tecrübe ve başarılarıyla görevi devraldı. Nokta operasyonlar ve büyük başarılarla MİT’in tarihi çıkışını yakalayan isim olarak tüm dünyaya adını duyuran Bakan Fidan, bundan sonra da “nokta nokta” görüşmeler, yerinde kararlar, etkili anlaşmalar ve kendine has diplomatik hamlelerle Yeni Dünya Düzeni’ne “Türkiye Yüzyılı” damgasını vuracaktır…”
Evet doğru cümle tamda buydu; “nokta nokta diplomasi” devri başladı Bakan Fidan ile. Değişen/değişmek zorunda kalan dünya dengeleri arasında Türkiye önemli bir oyun kurucu artık bunu bilmeyen kalmadı. Kuzeyden güneye ve doğudan batıya stratejik-siyasi-diplomatik-askeri etkisini gösteren Türkiye’yi, yeni dünya düzeninde de bölge ülkeleri açısından önemli bir lokomotif olarak göreceğiz.
Ve bu güç (Türkiye) hızlı-verimli-faydalı yol alabilmek için öncelikle terörden arınmış; dağları, ovaları, şehirleri, kurumları arzu eder. Bu net!
Dışişleri Hakan Fidan’ın Irak ziyaretinde masada yer alan her başlığın altında “devlet kademelerinin “terör örgütlerini” resmî açıklamalar eşliğinde dile getirmek, temizlemek, onlarla mücadele etmek, “mücadele edenin de yanında yer almak” vardı.
Dönelim Irak notlarıma. Son yıllarda Iraklılar; Türkiye’nin yurt içindeki terörden arınma mücadelesini yakından takip etmekle kalmadı kendi yönetimlerine de (Bağdat-Erbil) “köylerimizi, şehirlerimizi, evlatlarımızı terörün pençesinden kurtarın” isyanlarını yüksek sesle dile getirdi. İşin aslına bakarsanız Iraklılar “Türkiye’nin Irak’ta yürüttüğü terörle mücadelesini destekliyor”.
Vatandaş desteklerken bu mücadeleye karşıt ses yükselten kesimlerin bağlantılarını takip ettiğimizde de doğrudan PKK’ya ve arka plandaki kollarına bağlı olduklarını net bir şekilde görüyoruz.
Birkaç ay önce köşemde yer verdiğim “Yeni Kandil Süleymaniye (mi)” başlıklı yazımda yer verdiğim öngörü cümlelerimde yanılmadığımı şimdilerde çok daha iyi görüyorum.
Uzun zamandır ayrılık-gayrılık çabası içine giren Süleymaniye (KYB ve alt-arka oluşumları) son süreçte ciddi bir görüşme trafiğine döktü bu hayalini. KYB’nin bu ayrılma fikrini tek başına geliştiremeyeceği kesin elbette. Elde edilecek özerklik ile PKK’nın yeni merkezi olmasını tasarlayanlar, Süleymaniye’nin önündeki tek direncin Türkiye olduğunu biliyor. Türkiye direncini Bağdat ve Erbil de gayet iyi biliyor.
Bakan Fidan da Irak ziyaretinde bu tecrübe ile pek çok kesimden oluşan geniş yelpazede bir görüşme trafiği gerçekleştirdi. Türkiye’nin kararlı terörle mücadele duruşunun devam edeceğinin, bölge yöneticilerinin ve dengelerinin bu duruşa dahil olması gerektiğinin, Irak ve bölgenin terörden arındırılmadan kalkınamayacağının ve hiç bir yatırımın uzun vadeli olmayacağının (ki gündemde Kalkınma Yolu Projesi var) mesajlarını verdi.
Bu ziyaret sonrasında Irak’ta iyice benimsenen ise şu oldu; Türkiye’nin terörle mücadele alanını genişleteceği ve Süleymaniye(ve benzeri birkaç merkezin daha) menşeindeki terör faaliyetlerine izin vermeyeceği.
Yıllardır; “sadece Türkiye değil Bağdat ve Erbil de her kademesiyle ve samimiyetle terörle mücadelede bizde varız demeli, bu yönde sık sık resmî açıklamalar yapmalı, terör ve destekçileri kınanmalı, yasal yaptırımlar düzenlemeler olmalı, Bağdat ve Erbil Türkiye öncülüğünde “aleni” askeri mücadele başlatmalı” cümlelerimi yazıp dile getirdiğim yere şimdi geldik sanırım.
Yurt içinde terörü bitirme noktasına gelen Türkiye, bu saatten sonra da Suriye’de olduğu gibi Irak’ta da terörü tamamen bitirmeye odaklanacaktır diye düşünüyorum zira terör bitmeden bölgesel huzuru ve kalkınmayı konuşamayız…