DERTLERİ ZEVK EDİNDİK!
Yaşamımızdaki planlama üzerine hiçbir etkimizin kalmadığını artık çok net görebiliyoruz. Bizde fiyatlarda bir anormallik yok diyenlerin yalancısıyız deyip geçemiyoruz. Akaryakıt zamları almış başını gidiyor. Pazar tezgahlarındaki, marketlerin sebze meyve reyonlarındaki sebze meyvelerin yanından bile geçilmiyor. Her hafta yirmi liralar civarındaki domatesler borsası artık takip edilir gibi değil. Benim en çok tükettiğim sebzelerden biri olan domatesi artık gönül rahatlığyla satın alamaz durumdayım. Üç beş gün öncesinde 16-18 liraya satın aldığım domatesleri dün birkaç büyük marketi dolaştıktan sonra en uygun fiyat olarak gördüğüm bir yerde 29.90 liradan satın alabildim. Satın aldığım bu markette yine en çok tercih ettiğim ve kahvaltıda mutlaka tükettiğim kokteyl domatesin bile kilosu 35 liraları çoktan aşmış duruda. Pembe domates ise 40 lira sınırını iyice zorlamaya başladı.
Bizde yaşanan bu fiyat istikrarsızlıklarındaki geçerli bir mazeretler hazır gibi. İçinde değiliz ama kuzeyimizdeki savaş ortamının, Karadeniz’in önemli kıyı ülkesi olan bizim en çok etkilenenin olduğumuzu anlamak hiç de zor değil. Petrol ürünlerinın dövize endeksli fiyat değişimlerinden en çok etkilendiği ülkenin bizim olduğumuzu, kim ne derse desin görmezden gelmemiz mümkün değil.
Savaş ortamından bizlere doğru gelip üzerimize çöken olumsuzluk etkileri, temel tüketim maddelerinin olmazsa olmazlarının en uç noktasındaki akaryakıtı iyice zivanadan çıkardı. Artık günlük borsamızın vazgeçilmezi oldu. Son günlerde, neredeyse her gün, gece yarısında akaryakıt fiyatlarında yukarı doğru fiyat ayarlaması yapılıyor. Böyle olunca, yaşamımızın geçim endeksindeki akaryakıt fiyat ayarlama borsası hareketlerine göre düzenler hale geldik. O, fiyakasından geçilmeyen nam-ı değer hıyar bile, marketlerdeki manav reyonlarının en üst raflarında yerini iyice sabitleştirdi. Yirmi liranın altına azıcık inse, saatler sonra hemen geri dönüyor. Sanırsın ki, o fiyatlarda dururken değerini akaryakıt borsasına göre ayarlıyor gibidir.
Bu arada kuzeyimizde devam eden savaş havasını da kanıksamış durumdayız. Oralarda neler oluyor tam olarak net bilinen bir durum yok. Bize kadar uzayan savaşı bitirme görüşmelerinden nasıl bir sonuç çıkacak o konuda da söyleyebileceğimiz bir şey yok gibi. Ancak, kuzeyimizdeki savaş havasının bizim üzerimizdeki etkisi ve yarattığı olumsuzluklar aynen veya daha da hissedilir bir şekilde devam ediyor. Önceleri sadece akaryakıt, doğal gaz ve üretiminde kullanılan elektrikteki etkilerinenin yanı sıra ağırlıklı olarak buğday ithalatımızdaki aksamalar, özellikle en gerekli temel gıda üretimi olan ekmek üretimindeki fiyat yükselmesi açısından oldukça olumsuz bir ortamdayız.
İki yıldan fazladır yaşadığımız pandemi süreci hepimiz için dayanılmaz, yarının da nelerle karşılaşacağımızı bilemeyeceğimiz zorunlu bir yaşam biçimine dönüştürmüştü.
Oldukça can sıkan bir durum yaratan Omicron’un son zamanlarda fiyakası oldukça bozuldu gibi. Sağlık Bakanlığı’nın son yaptığı Covid 19 açıklamalarına göre, vaka ve vefat sayılarında oldukça düşme görünüyor. Pandemide endişelerimizi oldukça rahatlatıcı bir iyiye gidiş var. Bunca derdin arasında unutmaya başladığımız Omicron umarım bizi yeni bir sürprizle karşı karşıya bırakmaz. Yeni bir Covid-19 sorunuyla uğraşacak durumda değiliz.
Şimdi ise, pandemi koşullarının üzerimizdeki baskısının yanı sıra, yaşam biçimimizi iyice karmaşık hale getiren yeni yılın başlamasından sonra periyodik hale getirilen akaryakıt zamlarının yarattığı ortamda zamların dayanılmaz baskısı kıskacındayken baş gösteren temel tüketim maddelerindeki fiyat istikrarsızlıklarında “dayan yüreğim dayan” durumundayız artık.. İşte şimdi işimiz tam olarak Allah’a kalmış.
Tesellisi var mı, hiç kalmadı gibi!.
Yeni bilgiler, doğal gaz ve elektrik fiyatlarındaki yeni ayarlamalar başka şeyleri düşünemez duruma getirdi bizleri. Elektrik ve doğal gazda yapılan son fiyat ayarlamaları nedeniyle nisanda gelecek doğal gaz ve elektrik fiyatlarının yansıdığı faturaları bayağı merak eder durumdayız.
Yaşamımız zorlaşmadı, altından kalkılamaz duruma geldi.