Gizlenen ne?
Her canlı tabii ki insanda kapalı, saklı ve gizli olana merakı ilgisi her zaman vardır.
İktidar erkini elinde bulunduran egemen güçler oturdukları yer, yedikleri, içtikleri, giydiklerinin vatandaşlar tarafından alenen görülmesini ve bilinmesini istemezler. Gizlenecek önemli bir şey olduklarını düşünler.
Devlet olan ve iktidarda bulunan güçler egemenliklerinin devamı için her şeylerini vatandaştan saklamaya özen göstermekte.
Kapılarında güvenlik, hizmetlerinde onlarca çalışanı(?) koca saray ve konaklarda oturur,
Debdebeli saray araçlarıyla önden korumaları ile gezintiye gider.
Büyük yöneticiler,
Yüksek din âlimleri,
Beli silahlı güvenlikçilerin başı,
Yakası kalkık önleri düğmeli yargının saygınları,
Ve diğerleri sünnet çocukları gibi giyinmiş arka sıra giderler.
Saklananda bir giz vardır.
Saklanandaki sır, giz ne ola ki?
Sakladıkları bedenlerindeki
fazladan bir organ mı?
Yedikleri yemek bizimkine,
İçtikleri bizim içtiklerimize,
Yattıkları yatak
Üstünü örtükleri yorgan
Başlarını koydukları yastık
Giydikleri giysi
Taktıkları yüzük
Okudukları kitap
Gördükleri
Yazdıkları
Yıkandıkları su
Bedenlerindeki akan kanın rengi
Vatandaşlarından farklı mıdır?
Hâsılı "Âdemin çocuklarıysak"
Senin ne üstünlüğün,
Farklılığın
Ayrıcalığın ne olabilir?
Ama bu günlerde geçmişin debdebeli saraylarında,
Yaşanlara öykünme artmakta.
İzledikleri haber ve film,
Okudukları gazete ve dergi
Vatandaşları imrendirerek şartlandırmakta.
Saray yemekleri,
Saray Tatlıları,
Saray Çorbaları,
Saray Giysileri
Saray Takıları,
Peki, sormazlar mı bunlara sahip olmak için ne yaptın
Yan gelip yatmayla bunların olmayacağı gerçek, gökten zembille düşecek de değil,
Yoksa çalışmayla mı bunlara sahip oldun?
Adalet, eşitlik,
hakkaniyet gözeten,
"adalet mekanizması"
buradaki eşitsizliğe neşter vurmaya niyetli mi?
Vatandaşlar bir lokma bir hırkaya çalışmaya razıda olabilirler ama eşitsizliğe devenin havuduyla götürmeye ve sonra övünülüp imrendirilerek anlatılmaya adalet, hak ve eşitlik sorumluları ne kadar göz yumar?
Saraydakiler debdebeli yaşantısı için vatandaşın tarlasındaki ekine, bağındaki üzüme, ahırdaki hayvanın sütüne, kümesteki yumurtaya,
Dahası vatandaşın kendisine muhtaç,
o altın yumurtlayan tavuk gibi değerli.
Sen içtiğin suyun, yediği ekmeğin, ektiğin tarlanın hatta genzine çektiği havanın bile vergisini vermektesin.
Şayet vergi vermezsen, askere gitmezsen dahası sen vatandaş olmaz isen kim cumhurun başına geçer, saraylarında oturur ve debdebeli yaşantısını sürdürür
Sahi saklayacak ne var hem kimden gizliyorsunuz?