"Hoşça kal"
Geçenlerde kadim dostum Sezai Sami elime bir kâğıt sıkıştırdı sonra bakarsın dedi. Birlikte olduğumuzda hiç söz etmedi ayrılıp giderken “hoşça kal” dedi ve verdiği “notu” okuyup anlamamı istedi. Bende birlikte okuyup anlamamızı istiyorum ve yakınlarımıza dostlarımıza geri alamayacağımız ağır sözler söylemeden önce düşünmenizi isterim.
“HOŞÇA KAL
Sevmek, sevilmek,
beğenmek, beğenilmek,
hasılı bizim olan yaşamımızı sevdiklerimizle
paylaşarak
mutlu olarak yaşamamız gerek.
Oysa:
Bizi dünyaya getiren ana/babamızı
Ve sonra kardeşlerimizi, akrabalarımızı
Çocuklarımızı, torunlarımızı seçme,
Derimizin rengini değiştirebilme şansımız var mı?
........................
Oysa düşüncemizi dünyaya bakışımızı
Ülkemizin ekonomik, politik ve sosyal yapısını
değiştirebilme şansımız var.
Mesleğimizi işimizi zevklerimizi
Arkadaşlarımızı, sevdiklerimizi
Dahası sevgilimizi, eşimizi seçebilme şansımız var.
...............................
Fakat yaşın elliyi belki altmışı geçmiş ve bu sürede
özellikle gençliğinin en güzel yıllarını
inançların uğruna
kör bir hücre de geçirmiş olsan da
yaşamında çok badireler geçirsen de
ekonomik durumun kötü olsa da
sevdiklerinin ve yakınlarının
hal ve tavırları kırıcı bıktırıcı
yaşamı çekilmez bir hale getirip
gam ve kedere sürüklüyorsa
düşün geçmişi gelecek için
boş yere kendini yorma
........................
Ne ağzından çıkacak kötü bir söz
ne eline alacağın her hangi bir şey
sana bir şey getirmez.
Onca zaman sabretmiş isen bunlara
Geçirmiş olduğun güzel günlerin anısına
Kanından canından o güzel çocuğun hatırına
Son kez dahi olsa birkaç iyi söz çıksın ağzından.
Katlanılmaz denilen durumlara katlanmak,
Onurlu duruş sergilemek ve hoşça kal demek
Sonra koy ver onları
Yaşamın sonsuzluğuna
Sen,
senin olanı yanına alarak.”