İçinde yer aldığımız sonsuzluk âleminin sırları keşfedildikçe insan olarak yeryüzündeki acizliğimizi de keşfediyoruz aslında. Önce kara delikler ve Powehi'den söz edelim sonra kendimize gelelim.

Bakın dünya nelerle uğraşıyor. 200 bilim insanının ortak çalışmasıyla dünyanın 3 milyon katı büyüklüğündeki kara deliğin fotoğrafı çekildi ve Powehi adı verildi. Anlamı; sonsuz yaratımın süslediği derin ve bilinmez karanlık.

İçinde yer aldığımız sonsuzluk âleminin sırları keşfedildikçe insan olarak yeryüzündeki acizliğimizi de keşfediyoruz aslında. Önce kara delikler ve Powehi’den söz edelim sonra kendimize gelelim.

Astrofizikçilere göre kara delikler, evrende çok az bilgi sahibi olduğumuz gizemli bir oluşum. Zamanla bir yıldız kümesinin patlaması ve ölümüyle oluşan kocaman, karanlık ve her türlü maddesel oluşum ile ışınımı, kendi içine çekecek kadar güçlü kozmik bir koridor. Işık yaymadıklarından, kendi yapıları ve içinde olup bitenler bilinmiyor. Bazı teorilere göre kara deliğe giren bir cisim, bir sonsuzluk yolculuğu ile dönüşür ve başka bir evrende belki de beyaz bir delikten yeniden doğar. Zira kara deliklerin de zamanla ölüp beyaz deliklere dönüştüğü ileri sürülmüş. Beyaz kefene sarılan insanın başka bir dünyaya doğması gibi belki de.

Powehi

Varlığı bilinen ama görüntülenemeyen kara deliğin fotoğrafı çekilebildi nihayet. Görüntülenemiyordu çünkü çok büyük ve çok uzak olduğundan dünya büyüklüğünde teleskoplara ihtiyaç vardı. Ancak bu sorun aşıldı. 29 yaşındaki bilgisayar mühendisi Katie Douman’ın yazdığı algoritma ile 4 kıtada 200 bilim insanı birlikte çalıştı ve dünyanın sekiz farklı yerindeki dev teleskoplardan alınan görüntüler, özel bir yöntemle birleştirilerek kara deliğin resmi çekildi. Projede Arizona Üniversitesinde çalışan Türk Profesör Feryal Özel de yer aldı. Gururlandık.

M87 Galaksisinin merkezinde yer alan, dünyadan 500 milyon trilyon km (500 kentilyon kilometre) uzaklıkta, çapı 40 milyar kilometre, kütlesi güneşten 6.5 milyar kat daha büyük olan Powehi adı verilen kara deliğin görüntüsü, insanlık tarihinin önemli bir dönüm noktasıdır. Bu; içinde yer aldığımız ama çoğu zaman farkında olmadığımız, hiçbir şeyin sabit kalmadığı, sistemli bir devinimin sürdüğü ve her şeyin her şeyle ilişkili olduğu uzay boşluğunun resmidir.

Acaba yeryüzü sakinleri olarak bu sonsuz yaratımın süslediği güzelliği algılamanın neresindeyiz? Aslında var olmayan ama muazzam bir yaratım süreciyle bir ana ve babadan doğarak var olan insan… Bildiğimiz ve dokunabildiğimiz fiziki ve bedeni özellikleri kadar bilemediğimiz ve dokunamadığımız bir akıl ve ruh taşıyan insan… Belki de bir kara delik misali her şeyi içine çeken dünya koridorundaki yaşam sürecine giren, burada büyüyen, gelişen ve dönüşen insan… Günü gelince yeni bir koridorun çekim alanına giren ve başka bir âleme beyazlar içinde doğan insan…

Sonsuzlukla İletişim

İşte hayatı, doğum ve ölümle sınırlı tutmak, öncesi ve sonrasının farkında olmamak, yaşamımızı bir kara delik bilinmezliğine dönüştürüyor. Maalesef bugünün insan manzaraları arasında bu resmi verenlerimiz giderek çoğalıyor. Kendini bilme yoluna giremediğinden çekim alanına girdiği dünyaya takılıp kalmış ve kendi hakikatine uzaklaşmış insanlar çoğalıyor.

Oysaki dünya hayatı insan için girişi ve çıkışı olan bir koridordur. İçinden sağ çıkmayacağımızı bildiğimiz bu koridordaki dönüşümün farkında olmak, âlemin bir parçası olduğumuz bilinciyle onunla bütünleşmek, dünyayı ve hayatımızı bilinmezlerle dolu bir kara deliğe dönüştürmekten kurtaracaktır.

Bunun için yaşam sona ermeden dünya kara deliğinden ara sıra çıkmak, sonsuzluk âleminin sahibiyle iletişim kurmak ve yeniden insan olduğumuzu hatırlamak, yüklendiğimiz bunca psikolojik sorundan ve değersizlikten kurtulmamızı sağlayacaktır. Kendi kendimize kara delikler üretmemizi önleyecektir. Hawking’in bir konuşmasında dile getirdiği gibi; “Dünyadayken bir kara deliğe girmiş gibi hissediyorsanız, çaba göstermekten vazgeçmeyin”.