Çekimleri Karabük Merkez ile Yenice'deki Gökbel Köyü, Çukurca Köyü ve Safranbolu'da gerçekleştirilen filmin ekibi, doğa içinde kurulan set ortamında hem zorlu hem keyifli vakit geçirdi.
Yapım, Hacer'in 3 yaşındaki oğluyla başından geçenleri, mülteci bir çoban ve köyün muhtarıyla karşılaşmasını çarpıcı bir senaryo ile aktarıyor.
Başrol oyuncuları, Hz. Hacer'in kadim hikayesinin modern bir yorumu olan filmi ve sette yaşananları AA muhabirine anlattı.
"Başrol olmak, her sahnede var olmak demek"
Hacer karakterini canlandıran oyuncu Münibe Millet, filmin Karabük'ün doğası ve şehirle özdeş ilerlediğini söyledi.
Çekimlerin yoğun bir tempoda gerçekleştiğini dile getiren Millet, "Doğada olmak çok rahatlatıyor ve huzur veriyor. Ayrıca hikayenin içine çok çabuk girmemizi de kolaylaştırıyor." dedi.
Millet, çekimlerde sis, yağmur ve şimşek gibi doğa olaylarıyla sıkça karşılaştıklarını fakat hiç bir zaman büyük krizler yaşanmadığını söyleyerek, şunları kaydetti:
"Yağmur yağsa da durup tadını çıkardık, hemen ardından güneş açtı ve işimize devam edebildik. Setimiz ve ekibimiz hepsi işinin ehli insanlar ve çok huzur içinde çalışıyoruz. Kendimi çok şanslı hissediyorum. Çünkü hikayenin başrolü olmak, her sahnede var olmak demek ve bu bir yandan da çok büyük bir yük demek. O yüzden ekibin, özellikle teknik ekibin oyuncuyu rahatlatması, onun derdini yorgunluğunu anlaması bir oyuncu için önemli bir konfor."
"Benim için önemli olan huzur"
Oyuncu Muttalip Müjdeci, filmde sadece birkaç hanesi kalmış ormanlık bir köyün muhtarını canlandırdığını belirterek, "Yani herkes dışarıya gitmiş, muhtar burada kalmış. Buralar değerlendikçe köyün dışındakilerin bazılarının haberi oluyor, bazılarının haberi olmuyor. Gelip buralardaki malını mülkünü satıp büyükşehirlerde yaşamaya devam ediyorlar." ifadelerini kullandı.
Muhtarın bunu değerlendirmeye çalıştığını dile getiren Müjdeci, köyde satılan toprakları yabancılar yerine kendisinin almak istediğini aktardı.
Müjdeci, ekipteki birçok ismi tanıdığını ve başka işlerde de birlikte çalıştıklarını vurgulayarak, "Benim için önemli olan huzur. Huzur ortamında çalışırsam, kafam ne kadar dinç olursa, ekiple ne kadar uyum halinde olursam o kadar iyi oynayabiliyor, iyi çalışabiliyorum. Güzel bir ekipti, keyifliydi, güzel geçti." şeklinde konuştu.
Seyircinin hiç ummadığı anda farklı bir karakterle karşılaşacağının altını çizen Müjdeci, "Daha önce de oynadığımız karakterler olmuştu ama burada farklı. Hem doğayı hem sılayı görecekler, hem de biraz dram ile herhalde ağlatacağız." görüşünü paylaştı.
"Uygur halk müzikleri çalıştım"
Filmde Uygur çoban karakterini oynayan Alperen Efe Esmer ise çok keyifli bir serüven olduğunu belirterek, "Çünkü günümüzdeki kanayan yaralardan biri de aslında Doğu Türkistan." dedi.
Yönetmen Yeşim Tonbaz'ın hem projeye hem de tüm karakterlere orijinal bir bakış açısıyla yaklaşmasının kendisini en çok etkileyen nokta olduğunu vurgulayan Esmer, "Bir diğer noktaysa bir insanın ömrü boyunca oynayabileceği ender rollerden biri olması. Çünkü hem soydaşlarımızı oynuyoruz hem de farklı bir aksan, farklı bir dil, farklı bir kültür var." ifadesini kullandı.
Filme hazırlanırken Uygurca öğrendiğini dile getiren Esmer, "Uygur halk müzikleri çalıştım. Hatta filmimizin bazı sahnelerinde bunların izleri var. Bunun yanı sıra özellikle Yeşim hocamızın 'Askıda' filminde kullandığı metaforik unsurlar, sürpriz bir şekilde 'Hacer' filminde de karşımıza çıkıyor." değerlendirmesini yaptı.
Esmer çekimlerde doğayla iç içe olduklarının altını çizerek, "Karakter ilişkileri çok kuvvetli ama bazen de çok kontrast. Yani açıkçası her saniyesinde her anında farklı sürprizlerin olduğu bir proje oldu. Bu yüzden çok keyifliydi. Umarım yolu açık, ömrü uzun olur." dedi.
Film hakkında
Hz. Hacer'in kadim hikayesinin modern bir yorumunu yansıtan, Yeşim Tonbaz'ın ilk uzun metraj filmi "Hacer"in ekibinde Betül Demir, Sıddıka Açıkbaş, Serpil Tunç ve Abdulhamit Güler yer alıyor.
Münibe Millet, Alperen Efe Esmer, Muttalip Müjdeci, Sennur Nogaylar, Serkan Altıntaş, Barçın Çalış ve Burak Alagöz'ün rol aldığı filmin görüntü yönetmenliğini ise Kürşat Üresin üstleniyor.
Karabük Belediyesinin desteğiyle çekilen filmin hikayesi şöyle:
"Babasını hiç tanımadan büyüyen Hacer, 2,5 yaşındaki oğlu ile babasından kalan toprakları satmak için köyüne gider. Arazinin satış işlemleri uzadığı için köyde beklediğinden fazla vakit geçirmek zorunda kalır. Köyde bulunduğu süre içerisinde babası ile ilgili bilmediği gerçekleri de öğrenen Hacer, toprakla arasındaki mesafeyi kapatırken kendisine olan mesafesini de keşfedecektir."